Elazığ'da Kılıçdaroğlu yorumları: Selo başkan seviyor biz de seviyoruz
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Meclis’in tatile girmesinin ardından grup toplantılarını farklı kentlere taşıdı. CHP lideri ve kurmaylarının bu haftaki adresi Elazığ oldu. Kılıçdaroğlu’nun, Elazığ programı öncesinde kentte asılan CHP afişleri kaldırıldı. Bunların yerine “Demirtaş’ın göğsüne şeref madalyası takacağım” yazılı korsan afişler asılmıştı.
Kılıçdaroğlu’ndan Elazığ provokasyonuna yanıt: Afişin önünde bizzat fotoğraf çektirdi
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın aktardığı izlenimlere göre Kılıçdaroğlu Elazığ’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapımını üstlendiği okulun temel atma töreninin ardından CHP yaklaşık beş yüz kişilik bir salonda grup toplantısını yaptı. Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında katılımcılar, “Bittik bittik”, “Açız aç”, “Adalet istiyoruz” diye seslendi. Kılıçdaroğlu’nun salondan en çok alkış aldığı sözleri, “Altılı masada kavga mavga fasa fiso. Atıyorlar bunları. Başaracağız”, “Kimlik siyaseti öteden beri yapmadım. Kimsenin inancı sorgulanamaz”, “Birileri kendilerini Elazığlıların yerine koyup kışkırtmaya çalışıyor. Bu ülkeyi bu hale getirmekten bıkmadınız mı?” ve Dersim-Elazığ arası Pertek köprüsü vaadi oldu.
Kılıçdaroğlu esnaf gezisi yapacağı caddeye seçim otobüsü ile geldi. Bu sırada köşede bekleyen orta yaşlı bir adam “Seçim nasıl olur, kim aday olmalı” sorularına “Hayırlısı”, “İnşallah güzel olur” yanıtları verirken, daha sonra, “Selo Başkan Kılıçdaroğlu’nu seviyor, biz de severiz. Bizim çekmediğimiz zulüm kaldı mı? Bunların karşısında adayı bekliyoruz” dedi, sonra kalabalığa karıştı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu sokakta da büyük bir ilgiyle karşılandı. Balkonlarından, camlardan çiçeklerle destek olanların yanı sıra bozkurt işareti yapanlar da vardı. Gün içindeki konuşmalarında sık sık gençliğinin Elazığ’da geçtiğini anlatan Kılıçdaroğlu’nun buradaki en dikkat çeken cümleleri, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyu burada düşük. Kabahat sizde değil, bizde. Çayınızı içmedik, yemeğinizi yemedik. Ankara’da oturduk ‘oyunuzu verin’ dedik. Vermediniz. Ama artık geliyoruz, çayınızı içiyor, yemeğinizi yiyoruz” oldu.
