Emniyet, Kamu Denetçiliği'nin tavsiyesine uymadı

Emniyet, Kamu Denetçiliği'nin tavsiyesine uymadı
Emniyet Genel Müdürlüğü, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun tavsiyesine uymayarak bir şüphelinin ifadesinin kolluk biriminde alınması sırasında müdafi beyanlarına tutanakta yer verilmemesi yönünde birimlere yazı gönderdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü, bir şüphelinin ifadesinin kolluk biriminde alınması sırasında müdafi beyanlarına tutanakta yer verilmemesi yönünde birimlere yazı gönderdi.

Yazıda, şüphelinin ifadesinin alınması sırasında ifade tutanaklarında müdafi beyanlarına da yer verilmesinin bazı avukatlar tarafından talep edildiği, bu yönde Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuruda bulunulduğu. ifade tutanağında avukat beyanlarına ver verilip verilmemesi hususunda tereddütlerin yasandığı, birimlerimiz arasında farklı uygulamaların yapıldığı yönünde EmniyetGenel Müdürlüğü'ne bilgiler iletildiği belirtildi.

ImageKamu Denetçiliği Kurumu'nun kolluk birimlerinde ifade alınması sırasında avukat beyanlarına da tutanakta yer verilmesi hususunda İçişleri Bakanlığı'na tavsiyede bulunma kararı verdiği ancak Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'na göre tavsiye kararına uyma zorunluluğu bulunmadığı vurgulandı.

CMK yönetmeliğine de atıf yapılan yazıda, müdafinin hukuki yardımda bulunurken şüphelinin yerine geçecek şekilde hareket edemeyeceği ve ifade tutanağına müdafi beyanı seklinde bir bölüm eklenmeyeceğini savunuldu.

Bakanlığın yazısında kolluk birimleri tarafından ifade alınması sırasında avukat beyanlarına ifade tutanağında yer verilmemesi, uygulamanın bu doğrultuda yapılarak yeknasaklığın sağlanması ve herhangi bir aksaklığa mahal verilmemesi istendi.

BAROLAR BİRLİĞİ'NDEN TEPKİ

Türkiye Barolar Birliği ise Emniyet'in bu yazısına tepki gösterdi. Açıklamada şöyle denildi:

"İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda yazılı talimat vermesi kabul edilemez. İfade alma ve tüm süreçte yer alan emniyet personeli, adli kolluk konumunda olması dolayısıyla İçişleri Bakanlığı personeli değil, Adalet Bakanlığı namına süreci yürüten konumdadır. İçişleri Bakanlığı’nın yargısal bir faaliyete dair kolluğa emir ve talimat vermesi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin denge fren mekanizması olan yargıya emir ve talimat verilmesi anlamına gelmektedir.

Avukatın işlevsizleştirilmesi, açıkça savunma hakkının özüne müdahale içermekte olup; Anayasa’ya, ceza ve avukatlık mevzuatı ile kolluğu bağlayan yönetmeliğe aykırıdır. Bu şekilde alınan hukuka aykırı ifadeler, bütün bir yargılama faaliyetini sakatlayacaktır.

Bu kapsamda yasal ve idari yollardan sonuç alınana kadar, kolluk birimlerinde ifadeye katılan meslektaşlarımızın beyanlarının ifade tutanağına geçirmelerinin engellenmesi suretiyle hukuki yardımda bulunma haklarının kısıtlanması halinde; meslektaşlarımızın ifade tutanağına bu durumu şerh düşmelerini, gerek gördükleri durumda mensubu oldukları baroların Avukat Hakları Merkezleri ile somut olayı tutanak altına almalarını önemle hatırlatır, savunma hakkının özüne dokunulmasına geçit vermeyeceğimizi meslektaşlarımızın ve kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunarız."

ÖZDEMİR: KİMSENİN HUKUK GÜVENLİĞİ YOK

Bakanlığın yazısını Twitter'da paylaşan avukat Ali Özdemir, "Bence hakime de gerek yok, kararı da polis versin. Hatta infazı da yapsın! Tavsiye kararıyla haklar askıya alınıyorsa, hiç kimsenin hukuk güvenliği yoktur" dedi.

ekran-resmi-2022-06-17-09-21-38.png

Gündem