"Erdoğan, gerginliği tırmandıracak, Akşener üzerinden oylarını konsolide edecek"

"Erdoğan, gerginliği tırmandıracak, Akşener üzerinden oylarını konsolide edecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan tıpkı Bahçeli gibi Soylu’ya destek çıktı. Soylu’yla ilgili iddiaların mecliste soruşturulmasının önünü açmayan Erdoğan’ın muhalefeti hedef alması siyasetteki ittifak savaşını büyüttü.

Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker’le İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki polemiğe üç haftadır mesafeli yaklaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’nin "Kimse içişleri bakanının boynuna tasma takamaz" sözlerinin ardından suskunluğunu bozdu. Soylu’nun "yanında" olduğunu söyleyen Erdoğan, tıpkı Soylu’nun iddia ettiği gibi Peker’in videolarının hedefinin Türkiye olduğunu öne sürdü.

Erdoğan, AKP’nin meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada Peker’e sert yüklenmek yerine muhalefete yüklenmeyi tercih etti. Ana muhalefet partisi CHP’nin terör ve suç örgütlerine 'payandalık, piyonluk yapanların işgali altında' olduğunu söyleyen Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı güçlendirilmiş parlamenter sistem çıkışı yapan İyi Parti lideri Meral Akşener’e "gelin hanım" diye seslenmesi dikkat çekti.

Erdoğan’ın Rize İkizdere’de taş ocağı madeni yapımına karşı çıkanlara destek olmak için bölgeye giden İyi Parti lideri Meral Akşener’in uğradığı saldırıyı onaylarken "Gelin hanıma Rize'de gayet güzel bir ders verdiler. Gerekeni yaptılar. Bu daha bir, daha neler olacak neler. Bunlar iyi günler" cümlelerini kullanması siyasetteki ittifak savaşlarının büyüyeceğinin sinyali olarak yorumlandı. 

"AKŞENER ÇIKIŞI TEHDİT"

Erdoğan ne yapmak istiyordu, nasıl yapıyordu? Sabancı Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doç. Berk Esen DW Türkçe’ye bu soruları yanıtlarken, Erdoğan’ın Akşener’e çıkışının "tehdit" olduğuna dikkat çekiyor. Esen, AKP’nin son anketlerde yüzde 35’e kadar gerilediğine dikkat çekerken, aslında Soylu-Peker polemiğini hiç konuşmadan geçiştirmeyi isteyen Erdoğan’ın, Bahçeli’nin Soylu’ya desteğinin ardından kendisinin de konuşmak zorunda kaldığını düşünüyor.

Peki neden? Esen, "Erdoğan, Peker’in videolarının ortaya koyduğu AKP içindeki ayrışmayı derinleştirmek istemediği için sessizdi. Damadı Berat Albayrak’a yakın isimlerle, Soylu etrafında toplananlar arasında bir çatışma olduğu Soylu-Peker polemiğinde açıkça görüldü.

Erdoğan, Bahçeli konuştuktan sonra kendisini konuşmak zorunda hissetti. Çünkü partisinin oyları eridikçe kendinin Bahçeli’ye daha bağımlı olduğunu görüyor" diyor.

Gazeteci Sedat Bozkurt’a göre de Erdoğan’ın Soylu’ya "yanındayız" desteği "mecburi bir destek" olmaktan öteye geçmedi. Bozkurt neden böyle düşündüğünü DW Türkçe’ye "AKP içinde Soylu’ya karşı ciddi bir direnç var. Soylu’ya yüksek perdeden bir destek verse, 'Ey Peker' diye Peker’i karşısına alsa desteğinin altının dolu olduğunu görürüz ama bu yok. Peker’e 'sen kimsin' diyemedi. Çünkü eli hiç rahat değil. Oyları eriyor ve muhalefet erken seçim baskısını artıyor" sözleriyle anlatıyor.

CHP'DEN ÖZEL KOMİSYON

Günlerdir Ankara’da Erdoğan’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla ilgili iddiaların araştırılması için Soylu’yu görevden alıp almayacağı, mecliste bir soruşturma komisyonu kurulmasının önünü açıp açmayacağı tartışılıyordu.

Erdoğan’ın Soylu’yu görevden alamayacağını iddia eden CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Peker-Soylu ilişkisi ve Peker’in gündeme taşıdığı şüpheli ölümler ve uyuşturucu trafiğini araştıracak temel adresin meclis olduğunu dile getirmişti.

Peker hakkında suç duyurusunda bulunan Soylu, savcıları görevlerini yapmamakla suçlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Ankara ve İstanbul savcılıklarının tüm iddiaları araştırdığını söyledi. Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Peker'in "bulunup, Türkiye’ye getirileceği" mesajını da veren Erdoğan’ın, mecliste bir soruşturma komisyonu kurulmasının önünü açmaması da siyasi muhalefeti şaşırtmadı.

Ancak yine de siyasi muhalefet Soylu’yla ilgili iddiaların peşini bırakmamaya kararlı.

CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Türkiye’de anayasa başta olmak üzere tüm kanunların uygulanmasının takipçisiyiz" diyor.

CHP'nin meclis grubunda kendi üyelerinden bir komisyon oluşturması, gelişmeleri takip eden komisyonun düzenli aralıklarla parti yöneticilerini bilgilendirmesi ve kamuoyuna raporlar açıklaması bekleniyor. Olası soruşturma ve kovuşturmaları da yakından izleyecek bu komisyon ağırlıklı olarak hukukçu milletvekillerinden oluşacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’de AKP Grup Salonu’ndan Soylu’ya destek çıkarken İyi Parti lideri Akşener’i hedef alması Ankara’da siyaset kulislerinde Erdoğan’ın "Soylu için harekete geçmek yerine ittifak savaşlarını büyütmek" olarak değerlendiriliyor.

Bu değerlendirme CHP ile birlikte Millet İttifakı’nın "büyük ortağı" olarak görülen İyi Parti lideri Akşener’in cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için muhalefet cephesinin yaptığı tüm çalışmaları hızlandırmasına dayanıyor.

Gazeteci Sedat Bozkurt, "Erdoğan, Bahçeli elini kolunu bağladığı için Soylu için harekete geçemedi yine Bahçeli istiyor diye Akşener için harekete geçti. Savaşacak. Gerginliği tırmandıracak. Akşener üzerinden oylarını konsolide edecek. Her ne kadar seçimin 2023’te olacağını söylese de, erken seçim ihtimalini de gözardı edemiyor. Hazırlıksız yakalanmak istemiyor" diyor.

Siyaset bilimci Berk Esen de, Türkiye’de şiddet dolu kötü bir atmosferin yaşanabileceğine işaret ediyor:

"Anketlerde özellikle AKP'nin destek kaybediyor ve erken seçime gidemeyecek olması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Devlet Bahçeli’den alacağı desteğe iyice bağımlı hale getirmiş. 2023 e kadar bir seçim olmayacağını söyledi ama bu kadar zayıflamış bir iktidarın 2023’e kadar devam etmesi zor görünüyor. Akşener’in de adını geçirmeden Meral Hanım’a İkizdere’de yapılan saldırıyı savunan bir pozisyon aldı. Benim tahminim ve korkum önümüzdeki dönemde muhalefet partileri seçmen desteklerini artırdıkça AKP güçlü olduğu seçim bölgelerine muhalif siyasetçileri sokmamak için bu tarz provakasyonlara ve şiddet eylemlerine yönelecek."

"MİLLET İTTİFAKI OYUNU DEĞİŞTİREBİLECEK Mİ?"

Koç Üniversitesi’nden siyaset bilimci Prof. Murat Somer, Erdoğan’ın Akşener çıkışının aslında sürpriz olmadığını söylüyor. DW Türkçe’ye "Türkiye'de uzun süredir omurgasını Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu otoriter bir blok var. Bu blok, iktidarda kalmak için zor kullanabiliyor. Söylemsel şiddet kullanabiliyor. Şiddetin körüklenebileceğini ima ediyor.

Gerektiğinde korku politikasını devreye sokuyor" diyen Somer, Türkiye’de asıl sorulması, üzerinde durulması gereken konunun Millet İttifakı ile ilgili olduğunu anlatıyor.

Peki neden? Somer, "Otoriter blok karşısında bir demokrasi bloğu oluşturulmaya çalışılıyor. Eğer Millet İttifakı, demokrasi ve hukuk konularında birlikte tavır sergileyecek, ortak duruş ortaya koyacak bir demokrasi bloğuna dönüşürse oyunu bozabilir. Muhalefet demokrasi ve adalet ortak paydasında büyük kamuoyu desteği de alırsa Türkiye’de erken seçim koşulları kendiliğinden oluşur" diyor.

 

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

Gündem