Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu hedef gösterdi: "Siyasetçi sıfatlı ruh hastası"

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu hedef gösterdi: "Siyasetçi sıfatlı ruh hastası"
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan Erdoğan, "Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da bir yalan terörüdür. CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, tıp biliminin psikiyatrinin konusudur." dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan Erdoğan, "Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da bir yalan terörüdür. CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, tıp biliminin psikiyatrinin konusudur." dedi.

KILIÇDAROĞLU'NA: KLİNİK VAKA

"Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da bir yalan terörüdür. Bunlara göre, bu ülkedeki cumhurbaşkanından başlayarak bakanlarından, milletvekillerinden, bürokratlarından işadamlarına kadar herkes; esnafından, çiftçisinden, gençlerine kadar her kesim taammüden vatanına ihanet etmektedir. Herkes yolsuzluk yapmaktadır. Herkes hırsızdır, herkes uyuşturucu kaçakçısıdır, herkes banka soyguncusudur, herkes satılmıştır, herkes yanlıştır, herkes kötüdür. Ülkesini aklına gelen her türlü aşağılık sıfatla itham edecek her tarafı suç kaynayan bir yer olarak gösterecek kadar kendini kaybetmiş bir ruh hali ile karşı karşıyayız.

Bizim bunca yalanı, bunca iftirayı, bunca ithamı büyük bir keyifle ve kendinden emin edayla ardı ardına sıralayan siyasetçi sıfatlı bu ruh hastasına ayıracak tek saniyemiz yoktur. Hukuk önünde hesap sorulacak hususların avukatlarımız vasıtasıyla elbette takipçisiyiz, takipçisi de olacağız. Diğer hususlarda ise diyoruz ki CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, tıp ilminin, psikiyatrinin konusudur. Hakikatle bağını bu derece koparmış bir insana doktorlar herhalde bir teşhis koyacaklardır, inşallah tedavisi de mevcuttur. Bize düşen 'Allah şifa versin' demekten ibarettir."

SOSYAL MEDYAYA MÜDAHALE

Yalan ve iftira meselesinde tek sorun CHP'nin başındaki zat olsa geçeriz. Ama bu medya ve sosyal medyada büyüyen bir sorun halini almıştır. Avrupa'dan ABD'ye kadar demokrasiyle yönetilen her yerde bu sorun tartışılmaktadır. Birçok ülke bu tehditle mücadelede çeşitli kanuni düzenlemelere gitmektedir. Bu hukuki adımların benzerlerini acilen gündemimize almamız gerekiyor.

Kendi hayal dünyalarında iktidar serabı görenler şimdiden yatırımcısından, bankacısına, askerine, polisine herkesi tehdit etmeye başladılar. 6 ay sonra erken seçim var biliyorsunuz değil mi? Bay Kemal öyle diyor, o diyorsa doğrudur. Muhalefetin 2023'ten cüretinden cesaret alan kimi çevrelerin devri sabıktan söz ettiklerini işitiyoruz. Bunlar adeta bir yalan makinesidir. Bu şekilde bu yola devam edeceklerdir. Haziran 2023 Türkiye'nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız budur. Bu iş sıradan bir iş değildir.

Siyaset ciddiyet ister. Siyaset kararlılık ister. Yalanın egemen olduğu bir siyaset bizim kitabımızda yer almaz. Rabbim, kendileri hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadıkları halde kendilerinden olmayan herkesi yıkmaktan, ortadan kaldırmaktan söz eden bu faşist zihniyetten muhafaza eylesin diliyorum.

'BUNLAR DEVLET DEĞİL, ZİLLET'

Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum; biz 19 yıldır ülkeyi eser ve hizmet siyasetiyle yönetiyoruz. Bunlar ise yıkım siyaseti üzerine bina etmeyi planlıyorlar. Yıkım siyaseti CHP'nin zihniyetinde var. Osmanlı'dan miras demiryolu projelerinin hepsini CHP rafa kaldırmıştır. Uçak kapısının kapısına CHP kilit vurmuştur. GAP'a, Keban'a karşı çıkmıştır. Bu ülkede vurulan her fabrika kazmasının önüne CHP dikilmiştir. İstanbul Boğazı üzerinde dizilen 3 köprüye de CHP karşı çıkmıştır. Ne kadar baraj, bölünmüş yol, havalimanı, şehir hastanesi varsa CHP hepsinin önünü kesmeye çalışmıştır.

Son olarak Kanal İstanbul için aynı takozluğu yapmaya çalışıyorlar. Yeminli Türkiye düşmanları bile seviyeyi böyle bir seviyeye indiremez. Yatırımlarını Türkiye'ye çekmeye çalıştığımız ülkelere parmak sallayacak kadar muavizeyi yitirdiler. Deutsche Bank'a tehdit savuruyorlar. Bunlar daha şimdiden devlet nedir, devlet yönetmek nedir bunlardan haberleri yok. Uluslararası bir tahkim var haberleri yok. Biz iktidar olduk, bizden önceki borçlanmaları ödemedik mi, ödüyoruz. Ama bunlar devlet değil, zillet. Bunlar böyle bir şeye talip. Hayal bile değil bunların iktidar olma süreci, bildikleri için atıyor. Tutarsa ne ala. Bunlar lafa gelince tek adımlıkla, diktatörlükle itham ederler, kendileri Kanal İstanbul beyanlarıyla ne anayasa, ne yasa, ne teamül tanıdıklarını, millete saygıları olmadığını ortaya koymaktadırlar.

'KANAL İSTANBUL'LA YENİ BİR NEFES BORUSU AÇIYORUZ'

Bu tablo CHP'nin ülkeye verdiği zararların listesini hatırlatan ibretlik bir görüntüdür. Biz, muhalefetle ülkenin önüne çıkardığı engelleri değil, millete kazandıracağımız eserlerin, yatırımların kavgasını vermek isterdik. Biz Kanal İstanbul dedik, onların çok daha cazip bir proje önermesini beklerdik. Biz şehir hastaneleri dedik, sağlık sistemi ücretsiz ve kaliteli olacak dedik, onlardan daha ilerisini duymak isterdik. Bu örnekleri her alan teşmil etmek mümkündür. Peki ne oldu? Karşımızda mızıkçı çocuklar gibi yaptırmayı demekten başka bir şey bilmeyen bir CHP bulduk. Biz 19 yıldır kendi kendimizle yarışıyoruz. Karşımızda demokrasi ve özgürlüklerde olduğu gibi projelerde yarışacak kimse olmadığı için çıtayı daha yukarı taşıyoruz.

Türkiye bunca esere, hizmete CHP'ye rağmen sahip olmuşsa, Kanal İstanbul'a da aynı şekilde kavuşacaktır. İstanbul boğaz trafiği, depreme hazırlık gibi sorunların çözümüne katkı sağlayacak bir eser olarak görüyoruz. Biz burada sadece bir kanal inşa etmiyoruz, İstanbul'a ve ülkemize yeni bir nefes borusu açıyoruz. Bilimin ve tekniğin ışığında Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün temelini atarak bismillah dedik. 500 bin kişilik şehirler, depreme hazırlık için kentsel dönüşüm çalışmalarında yaşanan sıkışıklığı gidermek amaçlıdır.

Uzunluğu 45 km, taban genişliği 275 metre, derinliği 20 metre olan Kanal İstanbul'un şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Hedefimiz bu projeyi 6 yıl içinde hizmete sunmaktır."

Gündem