Erdoğan: Yargıya güven giderek yükseliyor

Erdoğan: Yargıya güven giderek yükseliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine rağmen yargıya güven giderek yükseliyor" dedi. Erdoğan anayasa için 'yamalı bohça' nitelemesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüksek yargı mensuplarıyla bir araya geldiği iftar programında konuştu.

Yeni anayasa çalışmalarını gündeme taşıyan Erdoğan, "Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen anayasanın çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye'nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Doğrudan milleti iradesini yansıtan, evrensel değerlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir. Bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

'ADALET TÜM İNSANLIĞIN ORTAY ARAYIŞI'

"Bugün 23. orucunu tuttuğumuz, uğurlamaya hazırladığımız Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Kardeşliğin, dostluğun, muhabbeti gönülleri doldurduğu bu ayın tüm insanlığa hayırlar getirmesini, barışa, istikrara kapı aralamasını rabbimden niyaz ediyorum.

Adaleti mülkün temeli gören bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi Şeyh Edebali'den beri yönetim anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Adalet hangi ırk, inanç, renk, coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı ortak talebi ve ortak değeridir.

İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum hayatında her şeyin başı adalettir. Devlet, hukuk, siyaset, ordu, iktisat, toplum arasındaki zincirleme ilişkinin ilk ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz. Hukukun işlemediği, adalet duygusunun zedelendiği yerde sosyal barış ve istikrardan söz edilemez."

'DEMOKRASİ VE KALKINMA ATILIMLARI SAYESİNDE...'

Gerek tarihteki önemli dönüm noktalarına gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımızda muhakkak adaletin tesisiyle ilgili sıkıntıları görüyoruz. Adaletle ilgili temel sorunlarını çözme kabiliyetini yitiren toplumlar birçok can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kalıyorlar.

Türkiye son 20 yılda demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde kendini bu ateş çemberinin dışında tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze daima sadık kaldık. Atalarımıza rehberlik eden adalet dairesi 2002'den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi.

Yargıda temel kanunların yenilenmesinden, geleneksel mimariye sahip yeni adliye saraylarının inşasına, ulusal yargı ağı UYAP'ın kuruluşuna kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkanı, lekelenmeme hakkı, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, kamu denetçiliği kurumu ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi de hukuk sistemine getirdiğimiz önemli yeniliklerdir.

'VESAYETÇİ RUHU ORTADAN KALDIRAMADIK'

Son yıllarda karşılaştığımız onca badireye, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine rağmen yargıya güven giderek yükseliyor.

Mevcut anayasamız ruhunu darbecilerin üflediği bir anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan ve millete dayatılan bu anayasa son 40 senede birçok kez değiştirilmiş, pek çok defa revizyona uğramıştır. 1980 anayasasıyla ilgili en köklü değişiklikleri de biz yaptık. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle milli iradeyi zayıflatan, anti demokratik girişimlere kapı aralayan yönetimde çift başlılık sorununa son verdik. Ancak bu tüm revizyonlara rağmen anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadık.

Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen anayasanın çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye'nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Doğrudan milleti iradesini yansıtan, evrensel değerlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir.

Bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir. Geçtiğimiz yıl çağrı yapmıştık. Muhalefet partilerin hiçbiri somut anayasa metni koyamadığı için maalesef bu gayreti şimdilik yarım kaldı. İnşallah 2023'te Türkiye bu meselesini de çözecektir."

Ayrıntılar geliyor...

Gündem