Erdoğan'ın uçağındaki gazetecilerden 'yüksek irtifada' sorular: Kılıçdaroğlu aydınlanma yaşadı mı?

Erdoğan'ın uçağındaki gazetecilerden 'yüksek irtifada' sorular: Kılıçdaroğlu aydınlanma yaşadı mı?
Suudi Arabistan ziyaretinde uçağa alınan gazetecilerin Erdoğan'ı öven, muhalefeti yeren 'sorular' yönelttiği görüldü. Bir gazeteci CHP lideri Kılıçdaroğlu için "Aydınlanma yaşadı mı?" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan ziyaretinde uçağına aldığı gazetecilerin sorularını dönüş yolunda yanıtladı. Gazetecilerin yine iktidar üyelerinin yorumlarına benzeyen ifadelerle ve muhalefeti eleştirerek sorular yönelttiği görüldü.

Bir gazeteci CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektriğinin kesilmesiyle ilgili sorusunda "Aydınlanma yaşadı mı?" ifadesini kullandı. Bir başka soruda ise, Erdoğan'ın tek başına enflasyonla mücadele ettiğinden bahsedildi. Bir gazeteci ise, "Adeta ilişkiler hep gergin kalsın, iyileşmesin isteyenler var" dedi. Bir başkası ise "Suudi Arabistan’da kaldığınız odanın numarası 1453’tü. Yani şunun farkındalar; biz İslam dünyasında da kutlu fethi gerçekleştiren milletiz. ‘Fatih’in torunu geldi’ dediler belki" yorumu yaptı.

İşte Erdoğan'a yöneltilen bazı sorular:

'ZOR İLİŞKİLERİ ÇOK BAŞARILI ŞEKİLDE YÖNETMENİZDE...'

* Geçen aylarda Suudi Arabistan ile İran arasında Bağdat’ta görüşmeler oldu. Bu önemliydi. Diğer taraftan Türkiye’ye de yakınlaşmasını bu çerçevede nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de yüzde 80 kendi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız bir savunma sanayimiz var. Buna dair de iki ülke arasında bir model söz konusu oldu mu?

* Mısır ve İsrail ile iyileşen süreçte, Türkiye’nin son dönemde dış politika atağında, yani Rusya ile zor olan ilişkilerimizi çok başarılı şekilde yönetmemizde, hızla bozulan ilişkilerimizi düzeltmemizde, burada nasıl bir paradigma değişimi yaşandı?

'İYİLEŞMESİN İSTEYENLER VAR'

* Dış politika üzerinden içeride bazı eleştiriler var. Yani, dış politikaya Mısır, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan denkleminden baktığımız zaman, muhalefet kısmından bahsediyorum, son dönem gelişmeleri takdir edenler var ama bir yandan da “siz bu ülkelere kötü konuşuyordunuz, eleştiriyordunuz, şimdi ne oldu da bu ülkelerle ilişkileri geliştiriyorsunuz” gibi eleştiriler var. Adeta ilişkiler hep gergin kalsın, iyileşmesin isteyenler var. Bunlar Türkiye’yi, belli bir döngüde mi tutmak istiyorlar? İlişkiler, değişen koşullara göre mi şekilleniyor? Yorumunuz nedir?

* Dış politikadan iç politikaya dönmek istiyorum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son grup toplantısı hem üslubuyla hem süresiyle çok tartışıldı. O konuşmasında kavgaya gireceğini söyledi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? İkincisi de ‘Ya bana katılın ya da önümden çekilin’ diye bir ifadesi oldu. Bu da parti içindeki adaylık tartışması olarak yorumlandı. Sizin değerlendirmeniz ne olur?

'KENDİSİ BİR AYDINLANMA YAŞADI MI?'

* Kılıçdaroğlu en son ‘Adalet için karanlıktayım’ eylemi başlattı. Faturasını ödemediği için elektriği kapatıldı. Herhangi bir protesto çağrısında, eylem çağrısında kendi seçmenini ikna ettiğini, konsolide ettiğini düşünüyor musunuz? Elektrikleri geldi ama kendisi bir aydınlanma yaşadı mı?

'SAMİMİ BİR DESTEK GÖREMİYORUM'

* Merkez Bankası yıl sonu için enflasyon tahminini yüzde 42 olarak güncelledi. Seçimin en kritik düzlemi Mart-Haziran 2023 aralığında da enflasyon iyimser tahminle yüzde 25 civarında kalacak gibi gözüküyor. Burada bunun iletişim yönetimi noktasında, özellikle kamuoyunun bu hayat pahalılığı ve geçim mücadelesinin sandığı ve seçmen davranışını etkilemesini önlemek adına nasıl bir yol ve dil tutturacaksınız? Diğer husus da TÜSİAD’ı belki istisnai tutuyorum ama TOBB başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarında eylülden bu yana uygulanan, özellikle aralıkta çok anlamlı bir hal alan Türkiye Ekonomi Programına ilişkin somut, ona sahip çıkan, içselleştirilmiş, samimi bir destek göremiyorum. Her programda kapınız çalınıyor, her toplantılarına gidiyorsunuz. Ama yalnız bir mücadele gibi görünüyor.

'ODA NUMARANIZ 1453'TÜ... ARTIK BİZ OLMADAN OLMUYOR'

* Tarihe meraklı olduğunuzu biliyorum. Sizin diğer devletlerin bakış açısıyla ilgili tahlilinizi merak ediyorum. Biz MÖ 3000’lerden itibaren tarihe damga vurmuş bir milletiz. Hunlar, Göktürkler ve devamında hep devlet kurduk ve dünya tarihi biz olmadan yazılamaz. İslam tarihi keza öyle. Bu ziyaretle ilgili şöyle bir şey dikkatimi çekti; sizin Suudi Arabistan’da kaldığınız odanın numarası 1453’tü. Yani şunun farkındalar; biz İslam dünyasında da kutlu fethi gerçekleştiren milletiz. ‘Fatih’in torunu geldi’ dediler belki. Ayasofya’yı açmanızla birlikte tabii ayrı bir heyecan dalgası yükseldi. Şunu acaba artık net bir şekilde görebiliyorlar mı; Türkiye olmadan temeli sağlam bir medeniyet kurulmaz. Artık bir şekilde sizce anladılar mı? Yani artık biz olmadan olmuyor. Onlar da bunun farkında mı acaba? (Kısa Dalga)

Gündem