Eski Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu: Psikolojik üstünlük sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nda
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Ankara’da milliyetçi, ülkücü kesimin kanaat önderleriyle bir araya geldi. Toplantıya katılan Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu ise şunları söyledi:
“Birinci tur 14 Mayıs oylamasına giderken özellikle Türk milliyetçiliği siyasal düşüncesine sahip olan seçmenin kafası karışıktı ve dağınık bir şekilde oy kullanıldı. Çünkü ilk oylamada siyasi partiler de oylandığı için yalnızca Cumhurbaşkanı adaylığını belirleyen bir kararla kabine girilmedi. Beraberinde zaten yıllar öncesinden taşımış olduğu siyasal kimlik de kabine girildiğinden dolayı aslında Cumhurbaşkanlığında bir değişim olsun mu yoksa mevcut statüko devam etsin mi tercihi ikinci plana düşmüştü. Şimdi bu iki haftalık süre içerisinde hem ittifaklar ortadan kalktı, sandıkta yalnızca ilk iki adayın kaldığını dikkate alacak olursak ve bir de sandığa girmeyecek olan adayların seçmen tercihlerini dikkate alacak olursak ikinci turda belirleyicilerin özellikle Türk milliyetçisi seçmenin olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Zira diğer siyasal düşünceye sahip olan seçmenlerin tavrı, tutumu ve reyleri belliydi.
'Kılıçdaroğlu'nu 13. cumhurbaşkanı olarak görmek isteyenler psikolojik üstünlüğü aldı'
Şimdi arada malumunuz yalnızca yüzde 4’lük bir fark vardı. Tek başına Ata İttifakı’nın kurucu büyük ortağı Zafer Partisi olan Ata İttifakı’nın Cumhurbaşkanlığı oylamasında almış olduğu oy yüzde 5. Bu yüzde 5 bile tek başına aradaki farkı kapamaya yetecektir. Çünkü bugün ittifakın kurucusu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ Cumhurbaşkanlığındaki tercihini sayın Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanmıştır. Bunun getireceği moral, motivasyon ile beraber sandıkta malumunuz 1 buçuk milyonluk bir geçersiz oy vardır. Bunların az bir kısmı kanaatimce yanlış kullanılmış oydur. Çoğunlukla protesto oyları olduğu için bilinçli bir şekilde geçersiz atılmış oylardır bunlar. O 1 buçuk milyonluk oyun ki sandığa kadar gitme sorumluluğunu vatandaşlık ödevinin bilincinde olarak o sorumluluğu göstermiş olan seçmen yine sandığa gidecek ve bu kez oyunun ziyan olmaması yönünde reyini kullanacaktır. Beraberinde 9 milyonluk sandığa gitmemiş seçmen var. Bu 9 milyon artık bu seçimin kazanıldığını kazanılabileceğini gördüğü için konforlu alanını bırakıp o gün sandığa gideceği düşüncesindeyim. Bana göre şimdiden psikolojik üstünlük toplumun değişimi isteyen kesiminden yana geçmiştir. Psikolojik üstünlük sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı olarak görmek isteyen yurttaşların lehine gelişmiştir.
'Her hükümet terörle mücadele etmiştir'
Buna son iki haftadır düzenli cevap veriyoruz. Cumhuriyet Türkiye’sinin bütün hükümetleri terörizm ile mücadele etmiştir. Şimdiki de etmek zorundadır ve etmektedir. Bundan sonra da gelecek olan hükümetler de terör örgütleriyle ve terörizmle mücadele edecektir ve bu söylemiş olduğum niyet, düşünce ve kararlılık Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasında imzalanan mutabakat metnine yansımıştır. Türk milliyetçilerinin olduğu bir yerde terörizmle mücadelenin ihmal edileceğini düşünmeyi oksimoron diye bile tabir edemeyiz.
'Erdoğan, kaybettiği halde zafer konuşması yapmıştır'
Birilerinin lehine çekilmiş olmanın blok halinde seçmeni oraya taşıyacağı gibi iddialı bir söz söylemek istemem. Çünkü ben yurttaşların her birini fert olarak ele alırım ve özgür iradesiyle davranırlar. Yani bir Cumhurbaşkanı adayının, ‘şura lehinde çekildim’ dediğinde blok halinde oraya taşıyamayacağını biliyorum. Fakat, Zafer Partisi ve Sayın Özdağ’ın buradaki durumu farklılık arz ediyor. Zira ittifakın almış olduğu oydan başka bizzat partisinin de almış olduğu yüzde 2,2’lik bir oy vardır. 14 Mayıs akşamı zafer konuşması yapması gereken Sayın Kılıçdaroğlu, bir alçakgönüllülük, tevazu göstererek bu konuşmayı yapmamıştır. Bu konuşmayı yapması için oysa yeterince sebepleri vardı. Çünkü bir önceki Cumhurbaşkanı seçiminde çıkarmış oldukları Cumhurbaşkanı adayının almış olduğu oyun yüzde 50 üzerinde oy aldı. Diğer yanıyla kendi partisinin çok çok üzerinde oy aldı. Yüzde 25 almışken CHP, o yine bunun üzerine yüzde 20’lik bir fazla oy aldı. Bu konuşmayı yapmamasının sebebi sanırım Millet İttifakı yüzde 4,5 farklık bir oyla birinci turun alınacağı düşüncesindeydi ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamamış olan Erdoğan, elindekini koruyamamış olan Erdoğan, elindekini kaybettiği halde Cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken Cumhurbaşkanı seçilemediği halde yine de kendince bir zafer konuşması yapmıştır. Onu da buna iten sebep zannımca daha farklı bir mağlubiyet beklerken, o mağlubiyetin farklı gelmemiş olması yalnızca yüzde 50’nin altına düşmüş olmasının onda yaratmış olduğu sevinçtir.” (ANKA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.