Fikri Sağlar: "Suikastlar, peşi sıra trafik kazaları olabilir"

Fikri Sağlar: "Suikastlar, peşi sıra trafik kazaları olabilir"
Eski TBMM Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, "Kestirmek zor ama korkum, suikastlar, peşi sıra trafik kazaları olabilir. Muhalefetin ciddi olarak olayın üstüne gitmesi gerekir" dedi.

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarındaki itirafları değerlendiren eski TBMM Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, "Kestirmek zor ama korkum, suikastlar, peşi sıra trafik kazaları olabilir. Ben Türkiye’de tesadüfler politikasının geçerliliğine inanıyorum. Susurluk’ta kamyona çarpıldığı gibi… Dörtlü fotoğraf Bodrum’da yayımlandığında bu gözle bakmıştım olaya… Muhalefetin ciddi olarak olayın üstüne gitmesi gerekir" dedi.

SUSURLUK'TAN CİDDİ

Cumhuriyet gazetesinden İpek Özbey'e konuşan Sağlar, "Susurluk TBMM Araştırma Komisyonu’nda görev aldınız. Sedat Peker’in açıklamalarıyla ortaya saçılanlar için “İkinci Susurluk Vakası” diyebilir miyiz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"İkinci Susurluk Vakası diyebiliriz, belki ondan daha da ciddi. Susurluk, siyasetçi-mafya-devlet ilişkisini çok net biçimde ortaya koymuştu. Belge ve bilgilerle, özellikle hukuk dışı davranan -ki tırnak içinde derin devlet diyoruz- sivil ve askeri bürokratların âli menfaatları adına yapmış olduklarını kendilerince önemli bir olay olarak değerlendirip hukuk devleti olmaktan çıkabilecek bir noktaya gelmişti. Susurluk, süregelen o dönemi belgeleriyle açıkça ortaya koydu."

JİT'İ SORDUM, KORUMAM KALDIRILDI

Fikri Sağlar, Yalıkavak Marina'da Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar, Korkut Eken ve Engin Alan’ın bir arada olduğu fotoğrafla ilgili de özetle şu değerlendirmeyi yaptı:

"Devlet tarafından korunan bir kişiydim. Korumalarım Süleyman Soylu tarafından kaldırıldı. Kendisine de bunu söyledim, “Bu fotoğraftakilerin yeniden bir şey içine girdiği kuşkusundayım, devlet beni bugüne kadar korudu, bu korumayı neden kaldırdınız?” dedim. Bana söylediği: “Çok fazla koruma vardı, herkese koruma verdik, ben o korumalardan tasarruf yapıyorum.” Şimdi öğreniyorum ki Peker’e de koruma vermişler.

AKP döneminde JİT diye bir kuruluş kuruldu. Jandarma İstihbarat Teşkilatı yasal hale getirildi. Yine geçen yıl bu zamanlar 500’er personelden oluşturulmuş özel harekât gibi özel yapılandırılmış Ankara ve İstanbul’da iki kurum daha açıldı. Bunlar doğrudan doğruya İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Bunu öğrendiğimde bir televizyon yayınında “Her ilin Emniyet ve güvenlik teşkilatları var. Bu teşkilatlar sorumluluk alanındaki görevlerini yerine getiriyorlar. Bunlar niye kuruluyor? İlk anda Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkarılacak ve bunlar İçişleri Bakanı’na bağlı olarak hareket edecek izlenimi yaratıyor” dedim.

Gece yarısı İçişleri Bakanı beni aradı, “Nereden çıkardınız bunu?” dedi. “Van’da olan bir olaya bu teşkilat gidecek mi?” dedim, “Gidecek” dedi. “Nasıl?”, “Uçağa dolduracağım, gidecek...” Maliyeti azaltmak istiyordunuz hani, bu daha maliyetli... Bu olayın ardından fotoğraf yayımlandı. Ben bu bağlantıyı şimdi kurmak istemiyorum, ama şunu gördüm: Süleyman Soylu iddiaları cevaplamak yerine aşağılayıcı sözler söylemekte. Ama Süleyman Soylu’nun birçok iddiasının doğru olmadığını biliyoruz. Kaldı ki bir içişleri bakanı iddia edemez. Belge koyar ve gereğini yapar."

"KAYIT DIŞI PARA BÖLÜŞÜLEMEDİĞİ İÇİN..."

Sağlar, "AKP, İstanbul’u 25 yıl yönetti. İstanbul’da AKP’li örgütlenmelere paralar verildiği ve bu çarkın nasıl işlediğiyle ilgili bir bilgi yok. CHP’li İstanbul belediyesi onları kesti. İstanbul’da oluşan bu kayıt dışı paranın bölüşümü çok önemli. Doğru bölüşülemediği içindir ki bu çatışmalar ortaya çıktı diye düşünüyorum” diye konuştu.

Gündem