Gezi davasında Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi
Osman Kavala'nın da aralarında olduğu 16 kişinin yargılandığı Gezi davası, mahkemenin beraat kararının Yargıtay'da bozulmasından sonra tekrar görülmeye başlandı. Çağlayan’daki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık iş insanı Osman Kavala SEGBİS ile katılırken diğer tutuksuz sanıklar duruşmada hazır bulundu. Duruşma savcısı, Çarşı davası dosyasının incelenmesini ve Kavala'nın tutukluluk durumunun devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme de Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme başkanı karara şerh koydu.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına oy çokluğuyla karar verdi. Duruşma 6 Ağustos tarihine ertelendi.
1298 gündür tutuklu olan Osman Kavala, savunmasında "Davaların birleştirilmesiyle, Gezi olaylarının hükümeti devirmeye yönelik bir komplo olduğu senaryosu temelinde 3,5 yıl önce başlayan yargı süreci yeni bir aşamaya girecek" dedi.
Kavala'nın savunmasının tamamı şöyle:
"BERAAT KARARININ BOZULMASI ŞAŞIRTICI OLMADI"
"Daha önce hatırlattığım gibi Gezi İddianamesi senaryosunun telifi FETÖ üyeliğinden yargılanan Emniyet ve Yargı mensuplarına ait. İddianamenin ekinde bulunan 14 ve 15 Haziran 2013 tarihli yazılardan görüleceği gibi, Gezi olaylarının benim baş aktörlerinden olduğum bir komplo olduğu kurgusu Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda üretilmiş. Adalet dışı gerekçelerle gerçekleştirilen ve adaleti yanıltmak amacıyla kullanılan hukuksuz dinlemeleri yapanlar da aynı ekip. Gezi protestolarının bir komplo olduğu kurgusu iktidarca benimsendiği ve siyaseten kullanıldığı için, bu anlatıya ters düşen beraat kararlarının bozulması benim için şaşırtıcı olmadı.
Gene bu anlatı gereği, bir komplo olarak Gezi protestolarını planladığım, yönettiğim ve finanse ettiğim algısının canlı tutulması için; aleyhime hiçbir delil olmamasına rağmen, Gezi davasından beraat etmiş olmama rağmen, AİHM’nin tutuklanmamın hak ihlali olduğuna hükmetmesi ve derhal serbest bırakılmamı talep etmesine rağmen, cezaevinde tutulmam gerekli görüldü. Suçlamalar değişiyor, bayrak yarışlarında bayrağın elden ele geçmesi gibi farklı yargıçlar ve mahkemeler yere düşürmeden tutukluluğumu birbirlerine geçiriyorlar.
"CASUSLUK SUÇLAMASIYLA İLGİLİ BULGU OLMADIĞINI SAVCI DA BİLİYOR"
AİHM kararının etrafından dolanmak için icat edilmiş olduğu aleni hale gelmiş olan casusluk suçlamasıyla ilgili hiçbir bulgu olmadığını iddianameyi hazırlayan savcı da biliyor, hatta itiraf ediyor. Bir taraftan bu durumu, casusluk faaliyetlerinin çok gizli yürütülmüş olmasıyla açıklıyor. Arthur Miller’ın McCarthy döneminde kaleme aldığı “Cadı Kazanı” adlı oyunda, savcının doğası gereği görülemeyecek bir faaliyet olduğundan cadılık suçlaması için delil ve tanık aranmasına gerek olmadığını söylemesi gibi.
"LANDESVERRAT"
Diğer taraftan da, sivil toplum kuruluşlarının casusluk için kullanıldığına dair demokrasi karşıtı bir komplo teorisine başvurarak, sözlük anlamından farklı bir casusluk suçu kavramı geliştiriyor. İddianamedeki casusluk tanımı, yasalarımızdakinden oldukça farklı. Muğlaklığı ve keyfi uygulamalara müsait olması bakımından Almanya’da Nazi döneminde casusluk suçlamaları için kullanılan “Landesverrat”, yani devlete ihanet kavramını hatırlatıyor. O dönem Almanya’sında halkın vicdanına uygun biçimde hareket etmediği için cezalandırılması düşünülen kişinin eylemi yasalardaki suç tanımına girmiyor ise yargıcın görevi en kullanışlı yasayı seçerek o kişiyi cezalandırmaktı. Siyaset yargı sürecinin her aşamasında etkiliydi, halkın vicdanının ne olması gerektiğini belirlemekte, hatalı bulduğu mahkeme kararlarını düzeltmekteydi. Örneğin Nazi rejimini eleştiren rahip Martin Niemöller’in beraat kararı siyaset tarafından sakıncalı bulunduğundan, kendisi savaş bitene kadar toplama kampında tutulmuştu.
1947 yılında yürütülmüş olan Nazi dönemi yargıç ve savcılarının yargılandığı Adalet Davası’nda “suikastçının hançeri, yargı görevlisinin cübbesi altında gizlenmişti” değerlendirilmesi yapılmıştı.
AİHM’nin tespit ettiği gibi yetkiyi kötüye kullanarak kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakmak ve bu davranışı devam ettirebilmek için yasaların dışına çıkarak adaleti yanıltmak da, yukarıdaki değerlendirmeyi düşündürmektedir. Mahkemenizin bu eyleme son vereceğini ümit ediyorum.
KAVALA YAKLAŞIK 4 YILDIR TUTUKLU
Gezi Davası ilk olarak 2014'te açılmış ve 2015'te tüm sanıklar beraat etmişti. 2017'de Osman Kavala'nın gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla birlikte ikinci bir dava açılmıştı. 2019'da tüm sanıklar beraat etmiş fakat Osman Kavala hakkında başka bir soruşturma olduğu gerekçesiyle tahliye edilmemişti. Kavala 2017'den beri tutuklu.
ATALAY: "BOZMA KARARI SONRASI SERBESTLİK İLKESİ ESASTIR"
Mahkemenin bozma kararına ilişkin Avukat Can Atalay, “Bozma kararı sonrasında serbestlik ilkesi esas. Siz biraz evvel bozma kararına uymak zorundayım dediniz. Uyabilirsiniz ancak bozma sonrası serbestlik ilkesi gereği beraat kararı verebilirsiniz" dedi.
Osman Kavala'nın Gezi davasında beraat etmesine Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tepkisini hatırlatan Can Atalay, "Yargıya bu kadar açık müdahale varken biz bu memlekette yaşayamayız. Biz hakkınca beraat istiyoruz" diye konuştu.
Ali Hakan Altınay'ın avukatı Tora Pekin de savunmasında şunları söyledi: "Sanıkların yararına delil toplanmaması istinafı asla ve asla rahatsız etmiyor. Ama şimdi "hükme esas alınmayan savcılık delillerinin değerlendirilmemesini" istiyor. Bu aşamada delil toplamak için süre talebimiz var."
İLKİZ: "ÜÇÜNCÜ KEZ AYNI İSNATLARLA BİR SANIĞI YARGILAMIŞ OLACAKSINIZ"
Yapıcı, Kahraman ve Atalay'ın avukatı Fikret İlkiz ise "Beraat kararına karşı bozma kararına direnme hakkınızı vermeyen bir hukuk içinde üçüncü ceza dairesi bu hakkın önüne geçmek için karar verdi. Gerekseydi, istinaf ceza dairesi duruşma açar, o dosyayı açar, Yargıtay'a gitmeden ya da yerel mahkemeye göndermeden önce değerlendirirdi. Siz ne hakla ilk derece mahkemenizde tartışın diyorsunuz? Size direnme hakkı vermeyen bir hukuk sistemi içinde biz ceza dairesi hakkında ne dersek diyelim. Size diyorlarki "bütün dosyaları birleştirin." Biz durduğumuz yerde duruyoruz, Osman Kavala da. Mücella Yapıcı hakkında beraat kararı kesinleşti, buna itiraz etmediler. Ama öncesinde mahkeme iki kez iddianameyi iade etti. Üçüncü kez aynı isnatlarla bir sanığı yargılamış olacaksınız." dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya 20 dakika ara verdi. Osman Kavala, iddia makamının sözlerinden sonra tutukluluğuyla ile ilgili söz almak istediğini söyledi. Avukatlar savunmalarına devam ediyor. Avukat beyanları tamamlandı savcı ara mütalaasını açıkladı. Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamı talep edildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına oy çokluğuyla karar verdi. Duruşma 6 Ağustos tarihine ertelendi.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.