Gezi'de "Çıplak arama" davasında bir polis için yakalama kararı

Gezi'de "Çıplak arama" davasında bir polis için yakalama kararı
İstanbul’da 8 Temmuz 2013’te Gezi protestoları sırasında aralarında mimar Mücella Yapıcı’nın da olduğu Taksim Dayanışması’nda yer alan kadınlara yönelik çıplak arama dayatan polisler hakkında “işkence” suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Gezi protestoları sırasında gözaltına alınan çok sayıda kişiye çıplak arama yapan polislerin “işkence” suçundan yargılandığı davada, bir polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

İstanbul’da 8 Temmuz 2013’te Gezi protestoları sırasında aralarında mimar Mücella Yapıcı’nın da olduğu Taksim Dayanışması’nda yer alan kadınlara yönelik çıplak arama dayatan polisler hakkında “işkence” suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü. İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Mücella Yapıcı, kızı Cansu Yapıcı ile avukatı hazır bulundu.

SANIK POLİSİN YÜZÜ GÖRÜNMEDİ

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, sanık polislerden Levent Mustafaoğlu, Ses ve Görüntü Bileşim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Sanık polisin yüzünün görünmemesi dikkat çekerken, mahkeme heyeti, savunma yapan sanık polisin yüzünün görünmediğini söyleyerek ayağa kalkmasını istedi. Ancak sanık hastalığından ötürü uzun süre ayakta kalamadığını bu nedenle ayakta savunma yapmak istemediğini belirtti.

Savunmasına 15 yıldır görev yaptığını, binlerce operasyona katıldığını söyleyerek başlayan polis, “işkence” iddialarını kabul etmedi. Ayrıca gözaltına aldıkları Mücella Yapıcı’nın her saat başında alması gereken ilaçların da düzenli bir şekilde verildiğini iddia etti. Sanık polis, tuvaletlerin kameralarla izlendiği iddiasını da reddetti.

"KAMERALARIN TUVALETİ GÖRDÜĞÜ RAPORDA YAZIYOR"

Bu esnada polise soru yönelten Yapıcı’nın avukatı Meriç Eyüpoğlu, bilirkişi raporuna işaret ederek, “Rapor, tuvaleti gören kameraların olduğunu söylüyor. Buna dair ne diyorsun?” diye sordu. Bu bilgi üzerine polis bu defa kameraların olup olmadığını hatırlamadığını söyledi. Eyüpoğlu, sanığa gözaltı yaptıkları sırada milletvekillerin gelip gelmediğini sordu. Milletvekillerinin geldiğini söyleyen sanık- Mustafaoğlu, “Vekillerin ziyareti sırasında klimaları açıp kapatmışsınız. Buna dair ne diyorsunuz?” şeklindeki soruya ise, “Klimalar hep açıktı” cevabını verdi.

Ardından söz alan Mücella Yapıcı, 8 Temmuz 2013’te gözaltına alındığı sırada ve sonrasında maruz kaldığı uygulamaları anlattı. Gezi Parkı’na basın açıklaması yapmak için gittiklerini, ancak polis tarafından çembere alınıp gözaltına alındığını dile getiren Yapıcı, gözaltı aracında taciz ve hakarete maruz kaldığını paylaştı. Yapıcı, “Çok haksız bir gözaltıydı. Otobüste tacizler yaşanmaya başladı. Polis, ‘Senin bir gözün toprağa bakıyor, git evinde namazını kıl. Burada ne işin var’ diye hakaret etti” dedi.

İLAÇLARI VERİLMEDİ

Kalp, tansiyon, KOAH ve mide kanseri hastası olduğunu paylaşan Yapıcı, her saat başı ilaç alması gerektiğini kaydetti. Ancak otobüste bunu dile getirmiş olmasına rağmen polisin yardımcı olmak yerine zorluk çıkardığını ifade etti. Ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldüklerini söyleyen Yapıcı, “Didik didik arandık. Gözlüğüm dahi suç aletiymiş gibi arandı. Daha sonra bizi hücrelere götürdüler. Kızım ile aynı hücreye konulduk. Bu esnada ilaçlarımı istememe rağmen zamanında verilmedi” diye konuştu.

'KIYAFETLERİMİ ZORLA ÇIKARTTILAR'

Kendilerine çıplak arama uygulaması dayatıldığını dile getiren Yapıcı, “Bu duruma itiraz ettim. Ancak herkese yapıldığını söylediler” dedi. Yapıcı, yaşadıklarını anlattığı esnada duygusal anlar yaşadı. Ancak buna rağmen yaşananları en ince detayına kadar anlatacağını, bütün gazetecilerin ve toplumun öğrenmesi gerektiğini belirten Yapıcı, “İlk başta üstümü çıkarmamı istediler. Daha sonra tüm kıyafetlerimi zorla çıkarttılar. 70 yaşında bir kadınım. Göğüslerimin altında bir şey saklıyor muşum gibi kaldırmamı istediler” diyerek tepki gösterdi.

Yapıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha sonra mide kanamam nedeniyle ilaç istediğimizde polis, ‘Burada uşağın mı var’ şekilde ifadeler kullandı. Kanama nedeniyle yemek yemem gerekiyordu ancak yemek istediğimizde polis, ‘Sen burayı otel mi sandın’ dedi. Bütün bunlar bir yana klimalar çalışmıyordu. Yazın ortasında içerde havasızlıktan nefes alamıyorduk.”

EMNİYETTE TACİZ 

Daha sonra başka bir hücreye götürdüğünü paylaşan Yapıcı, orada da başka bir kadının olduğunu ve polisler tarafından tacize uğradığını dile getirdi. Yapıcı, “Kadınlar dışarıda, koridorda polislerin tacizine maruz kalmamak için su içmiyordu. ‘Tuvalete gidersem beni koridorda taciz ederler. Daha önce ettiler. Tekrar yaşamak istemiyorum’ dedi” şeklinde konuştu. Yapıcı, bu işkenceye yol açan polislerden ve sistemden şikayetçi olduğunu belirterek, davaya müdahil olmak istediğini söyledi.

Gözaltı esnasında regl olduğunu dile getiren Cansu Yapıcı ise, istemelerine rağmen kendilerine pet verilmediğini kaydetti. Çıplak aramaya maruz kaldığını dile getiren Yapıcı, işkenceye varan birçok uygulamanın yaşandığını dile getirdi. 

Yapıcı’nın ardından söz alan müdafi avukat Meriç Eyüpoğlu, o sırada 52 kişinin gözaltına alındığını paylaşarak, bunlar arasında bulunan 7 kadının tanık olarak dinlenmesini istedi.

YAKALAMA KARARI

Söz alan iddia makamı ise eksik hususların giderilmesini istedi. Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan sanık polis Songül Ekim Kılıç hakkında yakalama kararı çıkardı. Mahkeme heyeti, ayrıca sanık polis Levent Mustafaoğlu’nun ilaç kayıt defterinin ve kamera kayıtlarının dosyaya konulma talebini kabul ederek, bir sonraki duruşmayı 10 Şubat 2022’ye erteledi. 

Gündem