‘Hayata Dönüş’ katliamının 23. yılında cezaevlerindeki durum ne?

‘Hayata Dönüş’ katliamının 23. yılında cezaevlerindeki durum ne?
“Hayata Dönüş Operasyonu" diye adlandırılan, yüzlerce mahkumun hayattan kopmasına neden olan 19 Aralık cezaevi operasyonunun üzerinden 23 yıl geçti. İnsan Hakları Derneği tecritin o günden buyana çok daha fazla ağırlaştığına dikkat çekti.

İnsan Hakları Derneği Merkezi Hapishaneler Komisyonu aradan geçen 23 yıllık süreçte hapishanelerdeki hak ihlalleri artarak devam ettiğine dikkat çekerek, yeni tip hapishaneler ile insanın hem fiziksel hem de zihinsel bütünlüğü tahribat meydana getirdiğine dikkat çekti.

F Tipi Hapishanelerin yanı sıra özellikle yeni açılan Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishaneler ile yeni bir sistem uygulanmaya başlandığını vurgulayan komisyon, buralarda tutulan mahpusların çok ağır izolasyon yöntemlerine maruz bırakıldığını ifade etti.

Çoğunluğu tek kişilik yerlerde tutulan mahpusların, günde yalnızca 1 saat ile 1,5 saat arasında başka bir ünitede olan havalandırmaya çıkarıldığı, günün geri kalan 23 saatini tek başına hiç kimse ile konuşmadan, temas etmeden ve kimseyi görmeden geçirdiği bilgisini veren komisyon, “Burada tutulan mahpuslara kitap, televizyon ve gazetelere erişim konusunda kısıtlamalar getirilmekte ve mahpuslar mutlak bir tecride tabi tutulmaktadırlar. Oysa bu infaz sistemi tüm mahpuslar açısından ağır insan hakkı ihlallerini içinde barındırmakta olup bu sistem uygulamadan mutlaka kaldırılmalıdır” dedi.

‘Ağır hastalar tahliye edilmiyor’

İnsan Hakları Derneği Merkezi Hapishaneler Komisyonu açıklamasında şöyle dedi:

Ağır hasta, ileri yaşta ve engelli mahpuslar, hapishanede kalamayacak durumda olmalarına rağmen tahliye edilmiyor. Özellikle Adli Tıp Kurumu tarafından verilen “Hapishanede kalabilir” raporları ile mahpusların yaşam hakları ihlal edilmekte ve tahliyesi engellenen ağır hasta mahpuslar yaşamlarını kaybediyor.

'En az 100 hapishanede açlık grevi var'

Ne yazık ki mahpuslar tarafından hem tecride hem de hapishanelerde yaşatılan ihlallere karşı açlık grevleri yapılmaya devam edilmektedir. Son olarak 27 Kasım’dan itibaren en az 100 hapishanede “İmralı Tecridinin Kaldırılması” talebi ile mahpuslar tarafından süreli ve dönüşümlü açlık grevine başlanmış olup hala devam etmektedir.

19 Aralık Katliamının yıldönümü vesilesiyle;

  • Katliamın yaşanmasında sorumluluğu olan tüm faillerin yargılanması ve adaletin sağlanmasını,
  • Ağır tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilerek F Tipi, Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishanelerin kapatılmasını,
  • Mahpusların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılmasını,
  • İşkence ve kötü muamelelere son verilmesini, sorumlu olanlar hakkında etkin soruşturmalar açılmasını,
  • Mahpusların adil yargılanma, sağlık hizmetlerine erişim, yeterli beslenme, hijyen koşullarına, kültürel ve sosyal haklara, avukatları ve aileleriyle görüşebilme haklarına erişiminin ayrımsız bir şekilde sağlanmasını,
  • Yaşam hakkının korunmasını, ölümlerin önlenmesini,
  • Hapishanede yaşamını devam ettiremeyecek denli ağır hasta, engelli ve ileri yaşta olan mahpusların tahliyelerinin sağlanmasını talep ediyoruz.

Ne olmuştu?

23 yıl önce 19 Aralık’ta ağır tecrit koşullarını dayatan F Tipi Hapishanelerini protesto etmek amacıyla açlık grevinde olan mahpuslara yönelik 20 hapishanede eş zamanlı bir operasyon başlatıldı. 3 gün süren ve televizyonlarda canlı olarak gösterilen bu operasyonda 30 mahpus ve 2 kamu görevlisi olmak üzere 32 kişi yaşamını kaybetti, 300’e yakın mahpus yaralandı. Dışarıda ise bu katliamı protesto gösterilerinde 2 bin 145 kişi gözaltına alındı ve bunların 58’i tutuklandı. Katliamdan kurtulan mahpuslar ağır işkence ve tecride maruz bırakıldı, haklarında davalar açıldı.

Kimyasal gazların kullanıldığı ve dehşetin yaşatıldığı bu katliamın ne sorumluları ne de failleri yargılanabildi. (Kısa Dalga)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.