Hükümetin "İnsan Hakları Eylem Planı" karnesi

Hükümetin "İnsan Hakları Eylem Planı" karnesi
2 Mart'ta açıklanan "İnsan Hakları Eylem Planı" ile ilgili genelge Resmi Gazete'de yayımlandı. Ancak eylem planının açıklanmasından bu yana yaşanan hak ihlalleri, uygulama hakkında şüpheler doğruyor.

Resmi Gazete'de bugün "İnsan Hakları Eylem Planı (2021-2023)" ile ilgili Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayımlandı. Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yapılan açıklamaya göre, eylem planı kapsamında "Özgür Birey, Güçlü Toplum; Daha Demokratik Bir Türkiye" vizyonu doğrultusunda insan hakları standartlarının yükseltmesi amaçlanıyor. Plan, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart'ta açıklanmıştı.

Yayımlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesinde kapsamında kısa, orta ve uzun vadeli bir takvim belirlendi. Plan kapsamında bir ay içinde gerçekleştirilmesi öngörülen bazı faaliyetler arasında, kapalı ceza infaz kurumlarındaki çocukların ziyaretçileri ile tüm görüşmeleri "açık görüş" şeklinde yapılması, çocuk hükümlülere "aile görüşü" imkanı tanıması, engelli hükümlü/tutukluların ziyaretlerini bir refakatçi eşliğinde ya da açık görüş şeklinde yapabilmesi ve hükümlü/tutuklu anneleriyle kalan 0-6 yaş grubu çocukların, yakınlarına ve annesine açık görüş sırasında tesliminin sağlanması yer alıyor. Eylem planın etkin bir şekilde uygulanması ve izlenmesi için "İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu" oluşturuldu. Kurul'a Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlık edecek.

Ancak eylem planı ile ilgili insan hakları örgütlerinden görüş alınmaması ve planın açıklanmasından sonra kamuoyuna yansıyan hak ihlalleri, hükümetin hazırladığı İnsan Hakları Eylem Planı'yla ilgili kuşkulara yol açıyor.

İnsan hakları örgütleri planın son halini görmedi

"İnsan Hakları Eylem Planı" için 2019'da yapılan toplantılara insan hakları örgütleri de katılarak görüşlerini sunmuş, sivil toplum örgütleri, yargı bağımsızlığı, uzun tutukluluk süreleri, ifade özgürlüğü ile işkence ve kötü muamele iddialarına dair somut çözüm önerileri beklediklerini iletmişti. Fakat insan hakları örgütleri eylem planın açıklandığı 2 Mart öncesi son halini görmedi ve planının açıklandığı toplantıya da davet edilmediler. Eylem planına olumlu yaklaşan örgütlerin bazı çekinceleri olmuştu. İnsan hakları savunucuları, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir anayasa yapılmadan, yani siyasi iktidarın yargı üzerindeki vesayeti ortadan kaldırılmadan insan hakları eylem planını hayata geçirmenin mümkün olmadığını düşünüyor.

6 Mart'ta kadın örgütlerinin düzenlediği eylemden

Kadınlara gözaltı

Diğer yandan "İnsan Hakları Eylem Planı"nın 2 Mart'ta açıklanmasından sonra insan hakları alanında yaşanan ihlaller, sadece hak savunucuları değil, kamuoyu nezdinde de şüphelere yol açtı. 6 Mart'ta, Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi İstanbul'un Kadıköy ilçesinde gerçekleştirilen "Büyük Kadın Buluşması" için bir araya gelenlere dağıldıkları sırada polis müdahale etti, bazı kadınlar gözaltına alındı. Ayrıca, gökkuşağı renkli şemsiye ve bayrakların alana alınması polisler tarafından engellendi.

HDP'ye kapatma davası

17 Mart'ta ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Ancak Anayasa Mahkemesi HDP'nin kapatılması talebiyle hazırlanan iddianameyi usul eksiklikleri nedeniyle 31 Mart'ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade etti. İddianame yeniden incelendikten sonra Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu iddianamenin kabul edilip edilmeyeceğine karar verecek.


İHD'ye baskın

19 Mart'ta aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın da aralarında bulunduğu hak savunucuları ve siyasetçilerin evlerine sabah saatlerinde polis baskınları yapıldı. Türkdoğan, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. İHD yaptığı açıklamada "Bu operasyon insan hakları savunucularına yönelik baskının son ve açık bir örneğidir" dedi.

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı

Eylem planının açıklanmasından sonra en dikkat çeken gelişmelerden biri, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı oldu. 20 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararın ardından kadın hakları savunucuları sokaklara döküldü. Kadınların ülke genelinde yaptığı eylemlere polis müdahale etti, bazı şehirlerde eyleme katılan kadınlar gözaltına alındı.

Gergerlioğlu'nun tutuklanması

Aynı tarihlerde ülke gündemine oturan olaylardan bir diğeri de, insan hakları alanında yaptığı çalışmalarla bilinen ve 17 Mart'ta milletvekiliği düşürülen HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun gözaltına alınması oldu. Vekilliğinin düşürülmesinden sonra Meclis'te "Adalet Nöbeti" başlatan Gergerlioğlu, 21 Mart'ta sabah namazını kılmadan önce abdest almak üzereyken içeri giren polisler tarafından gözaltına alındı ve tutuklandı.

Gergerlioğlu'nun gözaltına alınması yoğun eleştirilere yol açmıştı

Boğaziçi eylemlerine sert müdahale

Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına tepki olarak başlayan protesto gösterileri sırasında yaşanan polis şiddeti de "İnsan Hakları Eylem Planı" sonrası yaşanan ihlaller arasında yer aldı. 1 Nisan'da Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, tutuklu arkadaşları için Kadıköy'de gerçekleştirmek istedikleri eyleme polisin sert müdahalesi sonucu çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Polisin eylem yapan gençlerin boğazını sıktığı kareler, kamuoyunda tepki topladı. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri rektörlük binasına sırt dönme eylemlerine "Öğrencime dokunma" dövizleriyle katıldı. Eylem planının ardından yaşanan gelişmeler, uygulama konusunda endişelere neden olmaya devam ediyor.

Burcu Karakaş

© Deutsche Welle Türkçe

Gündem