Hulusi Akar: Bedeli neyse ödeyecekler

Hulusi Akar: Bedeli neyse ödeyecekler
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 103 emekli amiralin yayımladığı bildiriyi "haddini aşan bir bildiri" olarak nitelerken "bunun bedeli neyse ödeyecekler" dedi

Millî Savunma Bakanlığı internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Bakan Hulusi Akar, bazı basın-yayın organlarının Ankara temsilcileri ile birlikte Kara Havacılık Komutanlığındaki “Yerli ve Millî Teknoloji ile Güçlenen Mehmetçiğin Yaşam Sergisi”ni gezdi. 

Bakan Akar gezi sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Akar'ın açıklamlarından satırbaşları şöyle: 

AKAR'DAN BİLDİRİYE TEPKİ 

Türk Silahlı Kuvvetleri cumhuriyet tarihinin en yoğun dönemini yaşıyor. Operasyon da eğitim de dâhil. Böyle bir durumda bu insanların moral ve motivasyonunu bozmak ne demektir, onun adını siz koyun. Bu düşmanı sevindirmekten başka neye yarar, bunun ne manası var? Bu problemli bir durumdur. 

Çık televizyonlar serbest, orada konuş, gazeteye yaz, konferans ver. Bir kere Türkiye’nin imajını bozuyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir görev ve sorumluluğu olmayan kişi veya kişilerin hırs, ihtiras ve şahsi emellerine araç yapılamaz. Bizi karıştırmayın. Biz işimizde, gücümüzdeyiz.

"HİÇBİR HAİNİN BU ŞANLI ÜNİFORMAYI TAŞIMASINA MÜSADE ETMEYECEĞİZ"

Aynı kriterlerle mücadele kararlılıkla devam ediyor. Şu ana kadar 21 bin 560 ihraç var. 3 bin 157 kişinin işlemi devam ediyor. Hiçbir hainin bu şanlı üniformayı taşımasına müsaade etmeyeceğiz.

"Bildiri yayımlayan amirallerin içeri ile bir bağlantıları var mı?" sorusuna Akar, "Bunları savcılık inceliyor, istihbarat bakıyor, biz de bakıyoruz. Kim nerelere gitmiş, kimlerle görüşmüş bakılacak" şeklinde yanıt verdi. 

HADDİNİ AŞAN BİR BİLDİRİ

Türk Silahlı Kuvvetlerini kullanıyorlar. Bunu görüyorsunuz değil mi? Bu arkadaşların Silahlı Kuvvetlerde bir görevi, sorumluluğu var mı? Yok. Dolayısıyla bunlar kendi içlerinde, kendi egoları doğrultusunda, ben bilirim, ben ederim anlayışı içinde. .... Haddini aşan bir bildiri bu. Neye hizmet ediyor? Moral motivasyon bozuyor, düşmanı sevindiriyor, birliği beraberliği bozuyor.

BUNUN ARKASINDA BAŞKA ŞEYLER OLABİLİR 

Bakan Akar, bildiri ile ilgili dış bağlantının olup olmadığı yönündeki soruya şu yanıtı verdi: 

"Bu olayların üst üste gelmesi bir plan mı, program mı, tesadüf müdür… Bunlardan ziyade somut, mekanik olaylara bakacağız. Yetkisi, sorumluluğu, görevi olmadan bu insanlar bir araya gelmişler. Mekanizmanın nasıl olduğunu savcılık ortaya çıkaracak. İlk metni kim hazırladı, nasıl dağıttı belirlenecek. Bu işe katılmayan 86 emekli amiral de var. Onlar girmiyor bu işe. Mekanizma nasıl oluştu onu anlamaya çalışıyoruz. Bunun arkasında ne var, başka şeyler olabilir, başkaları bundan örnek alabilir. Bunlar okumuş, yazmış insanlar, yaptıkları işin nereye varacağını bilmek zorundalar. Dolayısıyla bunun bedeli neyse ödeyecekler.

TERÖRLE MÜCADELE

''TSK terörle mücadelesine yaz-kış demeden hiç temposunu bozmadan devam etti. İçeride ve dışarıda şartlara bakmaksızın teröristlerin peşinden, etkisiz hâle getirmek için yapılması gereken ne varsa yaptık, yapmaya devam edeceğiz. 1 Ocak’tan itibaren 723 terörist Irak ve Suriye’nin kuzeyinde etkisiz hâle getirildi.

Irak’ın toprak, siyasi bütünlüğüne, anayasal düzenine saygılı olduğumuz konusunda samimiyiz. Komşumuzun barış ve istikrar içinde olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da Bağdat ve Erbil’e, 40 yıldır devam eden ve binlerce şehit verdiğimiz bu terör belasını bitirmeye kararlı olduğumuzu ilettik.

Suriye’nin kuzeyinde hayatın normalleşmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Birileri oradaki huzuru, istikrarı, ateşkesi bozmak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Bazen bombalı araç saldırısı düzenliyor, bazen roket, top atıyorlar. 

Suriye’nin kuzeyinde doğrudan Ruslarla konuşuyoruz. Arazideki Türk-Rus general görüşüp değerlendirmelerde bulunuyorlar. Saldırılardan duyulan rahatsızlığı belirtmek için 25 Mart’ta Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile görüştük. Yapıcı bir görüşme oldu, karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Bazı önlemlerin alınması konusunda mutabakata vardık. 

Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarla terör koridoru tahrip oldu. İçimizden, dışımızdan bu operasyonlara karşı yorum yapanlar oldu. Ama bu yorumlar matematiğe aykırı. Eğer TSK gerekli tedbirleri almasaydı bugün Suriye’deki oluşumları bir düşünün. Ülkemizin güneyinden herhangi bir tehdidi kabul edemeyiz. 

Suriye’de bir anayasa, seçim yapılması konuşuluyorsa bu, yaptığımız operasyonlar sayesinde oldu. 

Türkiye’nin ihtiyaçlarını sağladığı mülteci sayısı 4 milyonu ülkemizde, 5 milyonu ise Suriye’nin kuzeyinde güvenliği sağlanan alanlarda olmak üzere 9 milyona ulaştı. Dünyanın bunu ve Türkiye’nin ne kadar yük aldığını görmesi lazım.

"YUNAN MUHATTAPLARIMIZI ANKARA'YA BEKLİYORUZ"

Uluslararası değerler ve anlaşmalar çerçevesinde görevimizi yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Biz barış, diyalog diyoruz. Bunun da somut göstergesi bizim ısrarlarımızla tekrar başlayan istişari görüşmeler, NATO’da yaptığınız ayrıştırma görüşmeleri ve güven artırıcı önlemler çerçevesindeki görüşmeler. Güven artırıcı önlemler çerçevesindeki iki kere Atina’ya gidildi, bir kere Ankara’ya geldiler. Şimdi sıra onlarda. Yunan muhataplarımızı Ankara’ya bekliyoruz.

Yunanistan’ın ekonomik durumu malum. Dünyanın parasını silahlanmaya harcayarak en büyük zararı kendi halkına veriyor. Silahlanma yarışına girmeleri matematiksel olarak yanlış. 3-5 silah, uçakla bu denklem değişmez.

(Kıbrıs'ta) Çözüm bağımsız iki devlet, açık ve net.

BAKAN AKAR'DAN ABD'YE YPG UYARISI

Bizim stratejik ortağımız. İlişkilerimizin 3- 4 değişik boyutu var, bunların normalleşmesini istiyoruz. 

ABD ile aramızda S-400 ve F-35’ten daha önemli olan sorun PKK/YPG ayrımı. Siz YPG’yi yani PKK’nın Suriye kuzeyindeki kolunu terörist kabul etmezseniz ciddi bir problem var demektir. Bunlara yapılan yardımların kesilmesini, bunun dostluk ve müttefiklikle alakası olmadığını da söyledik, söylüyoruz.

Diğer yandan bunun kadar ciddi bir sorun da ABD’nin, FETÖ’nün yaşadığı ve yeşerdiği bir yaşam alanı olmasına müsaade edilmemesi. Bunu söyledik, söylüyoruz.

S-400 sistemi bir tercih değil zorunluluk. Ülkemiz ciddi bir hava ve füze tehdidi altında. 

Bize en yakın olan Patriat ve Samp-T iken gelmediler, Ruslar bu kriterlere evet dedi. Burada yanlış olan ne var? Bizim hiçbir artniyetimiz, gizli ajandamız yok. 

S-400 bir savunma silahı. Türkiye’ye herhangi bir taarruz niyeti olmayan için zararı olmayan bir sistem. Kendimizi savunmak için aldık.

HARP OKULU YÖNETMELİĞİNİ HATIRLATTI 

Eski yönetmelikte söz edilen irtica, siyasi, yıkıcı, bölücü kavramları muğlak. Çünkü neyin siyasi, yıkıcı, bölücü olduğuna kim karar verecek? Mesele bu. ‘Ben albay olarak karışmam, yorum yapmam’ diyor, bunu getirdik şimdi. Mahkeme kararı var mı? Var. MİT ne diyor, Emniyet ne diyor. Hayır diyor. Tamam, benim işim bitti. Bu kadar modern, çağdaş, pratik bir çözüme yönelik bile aldılar başını gittiler.

Yeni bir yönerge yok. 2010’da yayımlanan yönergeler yürürlükte. Bu yönergelerde Atatürk’ün çıkarılması gibi bir şey söz konusu değil. Çünkü yeni bir yönerge yok. Birileri bir şey mi karıştırıyor, araştırılıyor. Bir kaşık suda fırtına çıkardılar. Bizim Atatürk hassasiyetimizi herkesin bilmesi lazım. (AJANSBİZİM)

Gündem