İmamoğlu'ndan, Gezi eylemcilerine 'sürtük' diyen Erdoğan'a: Televizyon izlerken 'biplemek' zorunda kalıyoruz

İmamoğlu'ndan, Gezi eylemcilerine 'sürtük' diyen Erdoğan'a: Televizyon izlerken 'biplemek' zorunda kalıyoruz
İBB Başkanı İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi eylemcilerine yönelik 'sürtük' sözleri için, "O hakaretleri yapan dil, devlet dili olamaz" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi eylemcilerine "sürtük" ifadesine göndermede bulundu.

İBB’nin Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlediği "İstanbul İstihdam Fuar ve Zirvesi”nin açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, "Televizyonu izlerken, uzun süre ‘biplemek’ zorunda da kalıyoruz yapılan hakaretlerden dolayı. O hakaretleri yapan dil, devlet dili olamaz" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"BİZ ALDIĞIMIZDA İBB’NİN SIFIR ÖĞRENCİ YURDU VARDI"

Burada yaşayan her gencin bu şehri yaşaması, hissetmesi lazım. İBB’ye ait öğrenci yurtlarındaki öğrencilerimizin bu organik bağı daha kolay kurmasını sağlamak, bizim için büyük bir avantaj olacak. Biz aldığımızda sıfır olan öğrenci kapasitesi 10, 15, 20 bin öğrenci olsaydı. Aslında o öğrenci kapasitesine sahip. İstanbul'da İBB’nin binasını yaptığı, binasını verdiği, içini donattığı, hatta masrafını karşıladığı binalar var. Onları kendi içinde muhafaza etseydi, belediyenin olacaktı. E ne olacaktı belediyenin olsaydı? 30-40-50 bin gönüllü, pırıl pırıl öğrencileri olacaktı. Güzel genç kızlarımız, yakışıklı genç delikanlılarımız olacaktı ve onlar bizim İstanbul Belediyesi'nin, bu şehrin gönüllü bireyleri olacaktı. Sokakta bir aksilik varsa onu bize bildirecekti. Tabii ki dijital dünyanın büyük avantajları var. Ama dijital dünya ne kadar başarılı olursa olsun, insan olmadan olmaz.

"İŞSİZLİK ORANLARI ÜRKÜTÜCÜ"

Tam da burada ülkemizin belki de en önemli gündem maddelerinden ve en ciddi sorunlarından biri olan işsizlik, istihdam sorunundan bahsetmek lazım; ne yazık ki toplumu en çok rahatsız eden, umutsuzlaştıran, sadece o sorunu yaşayan gençleri değil, o sorunu yaşayan gençler kadar annelerini, babalarını ve hatta dedelerine, anneannelerine, babaannelerine varıncaya kadar. Bu sorunu çözmeliyiz. Bugün işsizlik oranlarına baktığımızda, gerçekten ürkütücü ve korkutucu durumda. Genç işsizliğiyse daha da vahim. Genç işsizlik oranlarında, özellikle üniversite mezunlarında, artık yüzde 30’ların üzerinde bir işsizliği konuşuyoruz. Yazılan bir tebliğle, ‘TÜİK dışında hiç kimse veri açıklayamaz’ deseler de kendi politikalarımıza katkı sunması bakımından, etkin bir kurumumuz olan İstanbul İstatistik Ofisi’ni çalıştırmaya devam edeceğiz.

"GENÇLERİN İSTEDİĞİ SANATÇILARI 'İSTEMEZÜK' DİYENLER VAR"

İstanbul’da, 400-500 bin arasında, eğitim alamamış ve meslek edindirilememiş genç nüfusu bulunuyor. Bir başka konu; işe alımlardaki yaşananlar. Torpil, liyakat, adamcılık, kayırmacılık. Bütün bunlar, ülkeye duyulan güveni sarsan duygular. Bunu yok etmemiz lazım. Ve gerçekten büyük bir vebal. Ben, bu vebali asla taşımayan bir yönetici olacağım. Nerede olursam olayım, bu vebali asla taşımayacağım. Kim ne hak ediyorsa, yolculuğuna o yürüsün, kazansın ve basamakları tırmansın istiyorum. O zaman bu ülkede kesinlikle ve kesinlikle başarı da kaçınılmaz olur.

"TÜM BUNLARIN YANINDA BAŞKA SORUNLARLA DA KARŞILAŞIYOR GENÇLER"

Tüm bunların yanında başka sorunlarla da karşılaşıyor gençler. Yaşam biçimlerine, eğlencelerine, festivallerine hatta konserlerine kadar müdahale edilir oldu artık. Gençlerin istediği sanatçıları, birileri ‘istemezük’ diyor ve reddedebiliyor. Ama bu sıkışmışlığı aşacağız. Şunu söyleyeyim: Türkiye'nin hangi beldesinde olursa olsun, sıkışmışlığını aşacak, kendini özgür hissedeceği örnekleri görecekleri yüzlerce belediyeleri hala var. Bunların başında da İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Özgürlük alanınız burada mevcut. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Ve bütün gençlere söz veriyoruz. Kesinlikle geleceğe ümitle bakınız, az kaldı. Sizin gücünüzün farkında olan yönetimle, bu ülkenin değeri olduğunuzun farkında olan ve sizlere bir zemin hazırlandığında onu çok daha ileriye taşıyacağınızın da farkında olan bir yönetimle buluşacaksınız. Bundan hiç kuşku duymayın.

"SANDIKTAN DOĞRU KARAR ÇIKACAK"

Önümüzdeki sürecin ana belirleyicisi gençler olacak. Sakın ama sakın, ‘Beni ilgilendirmez’ demeyin. Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ilk defa gençliği ve gençleri bu kadar çok ilgilendiren bir sürecin içindeyiz. Hayatınızın belirlenmesinde çok etkin rol almanız gerekiyor. Kalbinizden geçiyorsa, siyasetin de yolculuğunu zorlayın. Bunda bir sorun yok. Ama illa siyasetçi olmaktan, siyasetle ilgilenmekten, bir siyasi partinin mensubu olmaktan bahsetmiyorum. Sizler, toplumun karakterli, adalet isteyen, eşitlik isteyen, ‘Hakkımsa istiyorum, hakkım değilse de istemiyorum’ diyecek o cesur yürekler olarak sürece dair ilginizi ortaya koyun, bilginizi ortaya koyun. Bu seferberlik sürecinde, yaşadıklarınızı ve yaşamak istediklerinizi, ilgililere ya da yaşıtlarınıza ya da ailelerinize anlatın. Göreceksiniz, doğru karar çıkacak o sandıktan. Ve bu doğru kararın sizler mimarı olacaksınız.

"O HAKARETLERİ YAPAN DİL, DEVLET DİLİ OLAMAZ"

Çocuklar, ne yazık ki siyaseti takip ediyor. Keşke gerçek gündemleri; işsizliği, şunu, bunu, eğitimi, onların zevklerini, kültürü, sanatı konuşabilsek yoğunlukla. Ama bu konuşuluyor, bunları istiyorlar. Televizyonu izlerken, uzun süre ‘biplemek’ zorunda da kalıyoruz yapılan hakaretlerden dolayı. O hakaretleri yapan dil, devlet dili olamaz. Dolayısıyla bütün toplumun Belediye Başkanıyız. Dün, bana Galatasaray Üniversitesi'nde gençler sordular: ‘Ya işte şöyle bir hata yaptınız’ Malum işte birkaç cümle hatamız oluyor. Allah korusun. Ama beni insanım, hata yapabilirim. Ama ‘İnsanım’ demekle yetmez. İnsan olmanın başka bir boyutu daha var: Hata yapabilirsin, ama erdemli bir insan olarak özür dilemelisin, özür dilemelisin. Çıkıp özür dilemelisin. Ben de dilerim yani. Bir daha yapayım, bir daha dilerim. Aynı hatayı yapmamak da ayrı bir erdemdir. Aynı hataları devam ettirmemek de ayrı bir erdemdir. O bakımdan biz, bütün bu bakış açısıyla, gençlerimizi, çocukların dahi ilgileneceği bu süreçte etkin bireyler olmaya sizleri davet ediyoruz.

"İŞSİZLİK, TÜM TÜRKİYE’NİN SORUNU"

Burada bu sorunu çözemediğiniz zaman, başka eşitsizlikleri de konuşmaya sıra gelmez. Gençliğimizin bu işsizlik sorununun yanı sıra, eğitim kavramıyla beraber dile getirmek istediğim firmalarımızın, şirketlerimizin de nitelikli iş gücü arayışı var. Böyle bir sorunla da karşı karşıyayız. Halbuki ülkemizin pırıl pırıl, yetenekli, akıllı, zeki gençleri var. Ama onları doğru bir kariyere yönlendirmek, yeteneklerini sergileyebilecekleri ve dolayısıyla da mutlu olabilecekleri ortamlarda ve kurumlarda çalışabilmelerini sağlamak belediyemizin de bir işidir, dedik. Belediyemizin de bir sorumluluğudur, dedik. Bu kavramlar, belediyemizde yoktu. Bölgesel İstihdam Ofisleri yoktu. Bölgesel İstihdam Ofisleriyle bağlantılı İSMEK kursları da yoktu. Tabii ki İSMEK’in meslek kursları vardı. Ona haksızlık yapmıyorum, ama çok daha entegre, çok daha bağlantılı bir süreci hareketli hale getirdik. İşte tam da bu fuar ve bu zirve bu açıdan da çok önem verdiğimiz bir buluşma.

"İŞE GİRMESİNE ARACI OLDUĞUMUZ HER YURTTAŞIMIZLA BİRLİKTE MUTLU OLUYORUZ"

Bildiğiniz gibi, istihdam ofislerimizi, iş arayanlarla özel sektör işverenlerini bir araya getirmek, vatandaşlarımızın iş arayışlarına destek olmak amacıyla açtık. Bölgesel İstihdam Ofislerimiz, bugün 13 ofisin yanı sıra, her hafta İstanbul’un farklı bir ilçesinde iş arayanlarla buluşan Mobil İstihdam Ofisi ile 39 ilçemize hizmet veriyor. 400.000’in üzerinde aday havuzu, 10.000’e yakın işveren kaydı ile Bölgesel İstihdam Ofislerimiz vasıtasıyla 50 bin işe yerleştirme gerçekleştirdik. Bu sayı her geçen gün artıyor. İşe girmesine aracı olduğumuz her yurttaşımızla birlikte, biz de en az onlar kadar mutlu oluyoruz." (ANKA)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem