İmamoğlu'ndan hükümete: Biz 'Deprem olduktan sonra 48 saat neredeydiniz?' diye soracağız. Hukuken hesabını soracağız

İmamoğlu'ndan hükümete: Biz 'Deprem olduktan sonra 48 saat neredeydiniz?' diye soracağız. Hukuken hesabını soracağız
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 'Ordu Halk Buluşması'nda, Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybının artmasına neden olanlardan hesap soracaklarını söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile birlikte Giresun'dan sonra "Ordu Halk Buluşması'na katıldı. Dilek İmamoğlu'nun da eşlik ettiği Ekrem İmamoğlu, otobüs üzerinde Ordululara hitap etti.

İmamoğlu burada yaptığı konuşmada Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybının artmasına neden olanlardan hesap soracaklarını söyledi ve "21 yıldır bu ülkeyi yöneteceksiniz, şehirleri güçlendirmeyeceksiniz, şehirleri bir dönüşüm güçlendirme yaşamı kuvvetlendirme olarak düşünmeyeceksiniz, şehirleri sadece rant kapısı olarak göreceksiniz, ondan sonra seçimde oy devşirmek için, seçime birkaç hafta kala sözüm ona temeller atacaksınız. İki ayda sanki bir anda şehir kuracaksınız. 20 yıllık 25 yıllık hatalarınızın üstünü kapatmaya çalışacaksınız. Ama biz "Deprem olduktan sonra 48 saat neredeydiniz" diye soracağız. Deprem olduktan sonra insanların birbirine ulaşmanın en ihtiyaç olduğu anda erişimi kapatıp insanların birbirine ulaşımını kim engelledi? Hukuken hesabını soracağız. Bakın o şehirleri bugünün aklı ayağa kaldıramaz. Ama o şehirleri biz ayağa kaldıracağız biz. O şehirleri biz yenileyeceğiz" dedi.

'Hak, hukuk, adaletin savunucusu 13’üncü Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamını getirdim'

İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün yine bir aradayız. Bugün niye bir aradayız? 14 Mayıs için bir aradayız. Çok güzel bir baharı karşılamak için bir aradayız. Bir avuç insanın zenginliğinin, bir avuç insanın mutluluğunun, bir avuç insanın ne dersem o olur anlayışını yok edip gönderip milletin iktidarını karşılamak için buradayız. Sizlere, işte bu sürecin sona erdireceği devlet aklını, milletin gücünü bilen, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ahlakını en iyi temsil edecek erdemli hak, hukuk, adaletin savunucusu Genel Başkanım 13’üncü Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamını getirdim."

'16 milyon insanı dinlemeye gayret eden bir yönetici olmaya çalıştım'

"Görevini iyi yapan insan olmak, insanını mutlu eden 16 milyona insana eşit davranan, adil olan, insanlara iyi davranan benim arkamda bir tablo vardır 10 seneye yakın, Mustafa Kemal Atatürk'ün Tokat'ı ziyaretinde bir köylüyü dinlerken çekilmiş bir fotoğraf. Öyle bir dertlenerek insanına bakıyor ki, öyle bir o insanın ızdırap çektikleri 1930 yılında, dünyada ekonomik buhran varken köyündeki sıkıntıları anlatırken gözünün içine bakarak, gözüyle konuşarak, kalpten dinleyerek o bakış var ya işte o bakışla 16 milyon insanı dinlemeye gayret eden bir yönetici olmaya çalıştım."

'Fırça atar gibi değil, suratı asık, kavga eder gibi değil'

"Fırça atar gibi değil, suratı asık, kavga eder gibi değil. Çocuğu, kadını, öğrenciyi, doktoru, genci, işsizi, emekçiyi üniversite hocasını fırçalayarak değil, onunla kavga ederek, onu kötüleyerek değil, ona moral vererek, sırtını sıvazlayarak. Benim hemşerilerim, iyi yönetici devletin gücünü, vatandaşa gösteren yönetici değildir. Devletin şefkatini, devletin erdemini, devletin kucaklayıcı ruhunu herkese gösteren iyi yöneticidir. Doğusu batısı, güneyi, kuzeyi yok. Vatanın her köşesindeki insanı ayırt etmeden insanına hizmet eden, erdemli yönetici gibi davranan iyi insan olmaktır, iyi yönetici. Biz işte bu ahlakı temsil ediyoruz. Allah şahittir, başardık, başaracağız. Devletin her kurumundan partizanlığı söküp atacağız."

'Büyük bir kalkınma sürecini harekete geçireceğiz'

'Ne demiş, ne demiş? Demiş ki, gençlere seslenmiş, "Artık işe girişlerde mülakat yok." Bak, bak, bak. Yani hangi haksızlıkları yaptınız? Hangi hukuksuzlukları yaptınız? Hangi insanların, milyonlarca vatandaşın hakkını yediniz de 21 yıldır bugün mü aklınıza geldi mülakatı iptal etmek. Ne zaman dedi, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu "Mülakat kalkacak" dedi, o da kalkacak diyor. 21 yıldır mülakatla istediğini alan, istediğini almayan, hakkını hukukunu koruyan değil, liyakati değil, partili misin değil misin, kimin yakınısın akrabası mısın, değil misin, diye sorana mı inanacaksınız, Kılıçdaroğlu'na mı? Doktora diyor ki "İstersen git kardeşim." Gence diyor ki, genç kızlarımıza diyor ki "Bana ne, istersen sen de git." Biz de diyoruz ki benim memleketimin gençleri o güzel kızlarımız, oğullarımız, hayallerini Ordu'da kuracak, Ordu'yu terk etmeyecek, Ordu'dan vazgeçmeyecek. Ordu bir cennet parçası, Ordu'nun tarımı var, Ordu'nun dünya güzeli coğrafyası var, denizi var, balığı var, hamsisi var, insanı var, yürekten insanı var. Peki ben size bir şey söyleyeyim mi? Ordu'nun kişi başı geliri neredeyse Türkiye ortalamasının yarısı. Yakışıyor mu bu? Yakışmaz. Biz sadece insanlarımızı değil memleketin her köşesini eşitlemeye geliyoruz. Büyük bir kalkınma sürecini harekete geçireceğiz. Karadeniz'in ayağa kalkması lazım ki memleket ayağa kalksın. Memleketin her köşesini kendi varlıklarıyla, değerleriyle güçlendireceğiz ki memleket güçlensin. O bakımdan memleketin gençlerinin önünü açacağız. Gençlerimizi özgür alanlar sağlayacağız.

'O şehirleri bugünün aklı ayağa kaldıramaz. Ama o şehirleri biz ayağa kaldıracağız'

"Az önce buraya girerken depremzede olduğunu söyleyen, daha önce karşılaştığımız bir gencimiz beni selamladı. "Ben depremzede olarak Ordu'dayım, Ordulular bana kucak açtı teşekkür ediyorum" dedi. Biliyorum ki şu an memleketimin her köşesinde insanlarımız, depremde her şeyini kaybetmiş insanlarımıza sahip çıkıyor. 11 şehirde yoğun bir deprem yaşadık, on binlerce insanımızı kaybettik. Onları geri getiremeyeceğiz ve biz orada hayatını kaybeden, varını yoğunu kaybeden insanlarımıza borçlarımızı ödeyeceğiz. 86 milyon insan olarak hem onları bütün insanlarımızla eşitleyeceğiz hem de bundan sonra hep birlikte ayağa kalkacağız. 21 yıldır bu ülkeyi yöneteceksiniz, şehirleri güçlendirmeyeceksiniz, şehirleri dönüştürmeyi, güçlendirme, yaşamı kuvvetlendirme olarak düşünmeyeceksiniz. Şehirleri sadece rant kapısı olarak göreceksiniz, ondan sonra seçimde oy devşirmek için, seçime birkaç hafta kala sözüm ona temeller atacaksınız. İki ayda sanki bir anda şehir kuracaksınız. 20 yıllık 25 yıllık hatalarınızın üstünü kapatmaya çalışacaksınız. Ama biz soracağız. "Deprem olduktan sonra 48 saat neredeydiniz" diye soracağız. Deprem olduktan sonra insanların birbirine ulaşmanın en ihtiyaç olduğu anda erişimi kapatıp insanların birbirine ulaşımını kim engelledi? Hukuken hesabını soracağız. Bakın o şehirleri bugünün aklı ayağa kaldıramaz. Ama o şehirleri biz ayağa kaldıracağız biz. O şehirleri biz yenileyeceğiz. Şehirlerin eksiklerini biz gidereceğiz." (ANKA)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Politika