Irak'ın kimsesizleri: Şii Türkmen kadınlar, kayıp erkekler, öksüz çocuklar

Irak'ın kimsesizleri: Şii Türkmen kadınlar, kayıp erkekler, öksüz çocuklar
Türkmenleri Kurtarma Organizasyonu bünyesinde görev yapan Dr. Mehdi Cafer, Kısa Dalga’ya konuştu. IŞİD saldırılarını ve kaybolan Şii Türkmenleri hakkında konuşan Cafer "El Kaide vardı daha kötüsü oldu, IŞİD geldi. IŞİD militanları ve destekçileri cezalandırılmazsa yarın ondan da kötüsü gelebilir" dedi.

HEDİYE LEVENT

IŞİD’in katliamlarına uğrayan Ezidiler bilinir, Hristiyanlar konuşulur ancak Şii Türkmenler dünya gündeminde yer bile almadı.

Türkiye’de de gündeme gelmeyen Şii Türkmenler hala IŞİD saldırıları sırasında kaçırılan, kaybolan insanları bulmaya çalışıyor.

Türkmenleri Kurtarma Organizasyonu (Turkmen Rescue Foundation – TRF) adlı bir sivil toplum örgütü bünyesinde görev yapan Dr. Mehdi Cafer ile IŞİD saldırılarını ve kaybolan Şii Türkmenleri konuştuk

Sahayı yakından izlediğim için Irak’taki Türkmenlerin bir kısmının Şii olduğunu ve mezhepleri sebebiyle IŞİD’in kıyımına uğradığını biliyorum. Ancak diğer taraftan Sünni Türkmenlerin bir kısmı da IŞİD’e katıldı. Bu nedenle mi sesiniz duyulmuyor?

Biliyorum bu mezhep konuları oldukça hassas ve Türkmen toplumuna çok zarar veren bir konu. Türkmenler arasında böyle ayrıştırıcı gündemlere ihtiyacımız da inancımız da yok. Bizim (Türkmenleri Kurtarma Organizasyonu olarak) temasta olduğumuz bütün insan hakları örgütleri aynı şeyi söylüyor; IŞİD’in ideolojisine inanan bazı Sünni Türkmenler de var. Hatta komuta düzeyinde olanlar bile var. Artık gerçekleri konuşun ki gerçekten zarar gören Türkmenlerin sesleri dünya çapında duyulsun ve destek kazansın.
IŞİD geldi, ideolojisi farklıydı ve Şiiler, Ezidiler, Hristiyanlar, Sünnilerin bir kısmı bundan zarar gördü.

“IŞİD’in içinde Sünni Türkmenler de vardı” demek (Türkmenler arasında) ayrımcılık yapmak değil, gerçekleri konuşmamız gerekiyor. (IŞİD’in saldırdığı) Türkmenlerin yoğun olduğu yerlere bakacak olursak Kerkük’e bağlı Taze Hurmati, Beşir Köyü, Dakuk Türkmen Şii’dir. Selahaddin’e bağlı yoğunlukla Türkmenlerin yaşadığı Tuzhurmatu başta olmak üzere Bayat köyleri Türkmen Şii’dir. IŞİD Şanlı Emirli’yi 83 gün kuşatma altında tuttu ama giremedi. Orada 20 bine yakın insan vardı ve direndiler. Ayrıca Musul’a bağlı olan birçok Türkmen ilçeleri ve köyleri var. Telafer de öyle; bunlar IŞİD’den zarar gördüler.

IŞİD’in içinde (Sünni) Türkmen de vardı, komutan olanlar da vardı.

Sünni ve Şii Türkmenler arasındaki durum nasıl?

Türkmenlerin yoğun yaşadığı yerlerden biri Telafer’di. 2014 Haziran ayında IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle beraber Türkmenlerin en fazla zarar gördüğü yer Telafer ve ona bağlı köyler ve nahiyeler oldu.

8 Mart 2016’da Kerkük’e bağlı Taza Hurmatu’da kimyasal silahla saldırı oldu. IŞİD’in Irak’ta kimyasal silah kullandığı tek yer Taza Hurmatu. Şimdi orada çok sayıda kronik hastalıklar ve kanser vakaları çıkmaya başladı.

Taza Hurmatu’ya bağlı Beşir köyü tamamen IŞİD’in eline geçmişti. Bunun dışında Selahaddin’e bağlı Tuz Hurmatu ve ona bağlı Bayat köyleri ve bazı nahiyeler ve ilçeler IŞİD’den zarar gördü.

Telafer’e sık sık gidiyorum. Sünnisi olsun Şiisi olsun herkes IŞİD’den zarar gördü. Bu insanlar IŞİD’e destek veren, IŞİD’e giren kim olursa olsun cezalandırılmasını istiyorlar. 2007’de de El Kaide vardı ve Telafer’de aynı böyle kendi içimizde savaş oldu. 2014’te de aynısı IŞİD tarafından yapıldı.

El Kaide vardı daha kötüsü oldu, IŞİD geldi. IŞİD militanları ve destekçileri cezalandırılmazsa yarın ondan da kötüsü gelebilir.

Kesinlikle, katılıyorum. Bu suçları işleyenler Suriye’deler, Türkiye’deler; yaşıyorlar. Eğer cezalandırılmazlarsa gelecekte başka terör örgütleriyle ortaya çıkabilirler. Sünniler ve Şiiler arasında Telafer’de sağlanan barışı bozabilirler.

2011’lerden beri Türkmenlere yönelik insan hakları ihlalleri konusunda çalışıyoruz. Saldırıların belgelenmesi, uluslararası STK’larla birlikte hareket edilmesi için uğraşıyoruz.

Bizim aldığımız, dosyaladığımız bilgilere göre Türkmenlerden kayıp 1450 kişi var. Bunun 450’si kadın 120’si çocuk. 2017’den beri IŞİD’den kurtarılan sadece 50 kişi var; 23’ü kadın kalanı çocuk.

Aldığımız bilgilere göre Suriye’deki El Hol kampında Türkmen kadınlar ve çocuklar var.
Yine kurtarılan Ezidi kadınların aktardıklarına göre, Türkiye’de olan Türkmen kadınlar ve çocuklar da var.

Peki kayıp erkekler nerede?

Muhtemelen erkeklerin büyük kısmı öldürüldü. Telafer’de bulunan bir Anter Allev çukuru var. Çok büyük bir çukur ve içinde binlerce ceset var. Büyük ihtimalle IŞİD tarafından öldürülen Türkmen gençlerin ve erkeklerin cesetlerinin bu çukurda olduğunu düşünüyoruz.

Suriye’deki El Hol kampındaki Türkmenler kimler? IŞİD’e katılanlar mı örgüt tarafından kaçırılanlar mı?

İki grup Türkmen var orada; IŞİD tarafından kaçırılan kadınlar ve çocuklar ve kendi iradesiyle, IŞİD’in ideolojisine inanan ya da ailesinin zoruyla katılanlar.

Ezidi kadınların anlattıklarından da biliyoruz; IŞİD tarafından kaçırılan Şii Türkmen kadınlar Ezidi olduklarını söylüyormuş.

Çünkü IŞİD’in ideolojisine göre, Ezidiler kitabi değil ve Müslüman olmayanlardan sayılıyor. IŞİD onları cariye-hizmetçi olarak alıyordu.

Ancak Şii Türkmenler’i (dinden dönen ya da çıkan sapkınlar olarak gördükleri için) cinsel şiddetlerden (tecavüzlerden) sonra canlı canlı yakarak öldürüyorlardı. Ezidi kadınlar çok sayıda Türkmen kadının böyle öldürüldüğünü anlatıyor.

El Hol’daki Şii Türkmen kadınları niye evlerine götürmüyorsunuz?

Durumları nedir, kaçı Şii kaçı Sunni, ne kadarı zorla kaçırılmış ne kadarı kendi iradesi ile katılmış, sayıları nedir bilmiyoruz. IŞİD tarafından öldürülen çok sayıda Şii Türkmen kadın da var ama Suriye’deki kamplarda olan kadınlar da var, sadece bu kadarını biliyoruz.

50 kişi nasıl kurtardınız?

2017’de Irak güçleri tarafından kurtarılan bölgelerde IŞİD’çiler kaçıyordu, kadınlar geride kalıyordu. Bu kadınlar Türkmen olduklarını söylediler, bu şekilde kurtarıldılar.

Ezidi kadınlar farklı yöntemlerle de kurtarıldı. Mesela Duhok’ta bir ofis vardı zamanında. IŞİD tarafından kaçırılan kadınları para ödeyerek alıyorlardı. Uluslararası (para) destekle çok sayıda kadın böyle dönebildi.

O zamanlar bu ofisle iletişim kurduk. Adamlar ‘tamam para getirin, biz gider nerede Türkmen kadın varsa alır getiririz’ dedi. Çok uğraştık bu konuyla. Maalesef Türkmenlerin öyle bir para desteği olmadığı, kimse destek vermediği için bir şey yapamadık.

IŞİD’den kurtarılan kadınlar yanlarında tecavüz sonucu doğan çocuklarla döndüler. Bu çocuklara devlet kimlik vermezken kadınların aileleri de kabul etmek istemedi. Hatta bu sorun sebebiyle Ezidilerin dini otoriteleri bir fetva yayınlamak zorunda kaldı.

Türkmenlerde durum nasıl?

Kurtarılan Şii Türkmen kadınların yanlarında çocuk yoktu. Yani yanlarındaki çocuklar IŞİD tarafından aileler ile birlikte kaçırılan çocuklardı. Bunlar silahlı eğitim kamplarına götürüldüler, beyinleri yıkandı.

Mesela, Telafer’de bir aile var. Ailenin oğlu 5 yaşlarındayken IŞİD tarafından kaçırılıyor. Kaçıran kişinin adı belli, Irak dışişleri tarafından Türkiye’ye bildirildi. Çocuğu kaçıran kişi IŞİD’in üst düzey isimlerinden ve çocukla birlikte Türkiye’de. Aile çocuğunu istiyor ama geri alamıyor çünkü kaçıran kişi benim çocuğum diyor.

IŞİD saldırılarında insanlar kimliklerini, evraklarını kaybetti. Nüfus kayıtları yok oldu. Bu insanlar ne yapıyor şimdi?

Burada kurtarılan kadınlarla ilgili çalışma bakanlığına bağlı bir müdürlük kuruldu. Merkezi Musul’da. Başında Ezidi bir kadın var. Türkmenlerin durumunu anlıyor. Bütün nüfus dairelerinden bize yardım sağlanması için bir yazı aldık.

Kimliklerini kaybedenler var. Ancak asıl sorun ailesi tamamen kaybolan çocuklarımız. Bir soyağacına bağlanmaları gerekiyor ki kimlik alabilsinler ancak ailesi ile birlikte amcaları, dayıları kaybolan çocuklar var. Bunların önce yakınlarının kaybolduğuna dair mahkemeden belge almaları gerekiyor

Bu insanlar kayıp mı, ölü mü, kaçtılar mı?

Evet bu sebeple mahkemeler karar alamıyor. Eskiden kayıp belgesi için 5 yıl beklemek gerekiyordu şimdi mahkeme başvurudan 2 yıl sonra karar alabiliyor.

Bu çocuklar için işleri biz takip ediyoruz. Bu çocukların bir kısmı orada burada, üçüncü derece akrabalarının yanlarında kalıyor.

1500’e yakın kaybımız var. Ama bunların kim olduklarını bilmiyoruz. Neredeler, yaşıyorlar mı, çocuklar nerede, öldüler mi, başka bir ülkeye mi götürüldüler? Elimizde bilgi yok.

Özel Haber