IŞİD bombacısı böyle kurtuldu: Bakanlık istedi, cezası bozuldu

IŞİD bombacısı böyle kurtuldu: Bakanlık istedi, cezası bozuldu
Adalet Bakanlığı’nın, Bosna Hersek tarafından kırmızı bültenle aranırken, bomba düzeneği ve patlayıcıyla yakalanan IŞİD bombacısı Begzad Spahiç’e verilen mahkumiyet kararının bozulması için Yargıtay’a başvurduğu, Yargıtay’ın da hapis kararını bozduğu ortaya çıktı. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama, son aşamaya kadar, Bosna – Hersek devletinden habersiz yapıldı.

ERSAN ATAR

Bosna – Hersek tarafından kırmızı bültenle aranırken 3 kilo patlayıcı ve canlı bomba yeleğiyle yakalanan IŞİD canlı bombacısı Begzad Spahiç hakkında verilen 4 yıl 2 aylık hapis cezasının, Adalet Bakanlığı’nın “olağanüstü kanun yolu” olarak bilinen yazılı emir başvurusu üzerine, Yargıtay tarafından bozulduğu ortaya çıktı. Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamanın da uzun süre Bosna Hersek devletinden gizli yapıldığı belirlendi.

Kısa Dalga; yolculukları Bosna Hersek, Kazakistan ve Azerbaycan’dan başlayıp Suriye’ye uzanan, Türkiye’de de Kilis – Ankara hattında devam eden bir grup IŞİD militanının cezasız kalışlarını ortaya koyan ve kamuoyunca da bilinmeyen dosyalarının detaylarına ulaştı.

Dava dosyasındaki bilgilere göre; Yüksekova’nın İnanlı Köyü’nde konuşlu Piyade Hudut Karakolu’nda görev yapan askerler 10 Haziran 2017’de saat 03:00 sıralarında sınırı geçmeye çalışan ikisi çocuk 7 kişilik bir grup tespit etti. Grup gözaltına alındı. Gruptakiler, Türk, Azerbaycan ve Kazakistanlıydı. İçlerinden biri de Bosna Hersek vatandaşı olduğunu söyledi. Gruptakiler yakalanınca, kendilerinin IŞİD kamplarında kaldıklarını örgütten kaçtıklarını ve Türkiye’ye teslim olmaya geldiklerini söylediler. Grup gözaltına alınınca Milli İstihbarat Teşkilatı da karakola personelini gönderdi.

BOSNA HERSEK KIRMIZI BÜLTENLE ARATIYORDU, DEVLETİNE HABER VERİLMEDİ

Yapılan inceleme ve görüşme sırasında bir isim dikkati çekti. Bu IŞİD’li, Bosna Hersek devletinin başvurusu üzerine, İnterpol tarafından “uyuşturucu kaçakçılığı” suçundan kırmızı bültenle aranmakta olan 1980 doğumlu Begzad Spahiç’ti.

IŞİD’li gruptakilerle jandarma ve MİT personeli arasında görüşmeler başladı. Gruptakiler, itirafçı olmak istediklerini, “bildiklerini güvenlik görevlilerine eksiksiz anlatacaklarını” söyledi. Devlet görevlileri de itirafçı olmaları durumunda, verdikleri bilgilere göre az ceza alacaklarını hatta ceza almayabileceklerini belirtti. Bu nedenle çoğunluğu yabancı uyruklu şüpheliler, yakalandıklarından ülkelerine haberdar edilmemesini istedi ve bu yöndeki talepleri tutanak altına alındı.

IŞİD militanları, devlet görevlileri ile yaptıkları görüşmedeki olumlu havaya dayanarak üzerlerindeki telefonların incelenmesine rızalarıyla izin verdiler. Ancak ortada bir sorun vardı. Grubun yakalandığı sırada arazideki zeytinlikte, içinde 3 kilo patlayıcı olan bir sırt çantası ile “hizam” tabir edilen canlı bomba düzenekli yelek bulunmuştu.

Gözaltı işlemi sonrasında, patlayıcı dolu çanta ile canlı bomba yeleğinin grubun yakalandığı bölgeden 200 metre uzakta bulunduğu yönünde tutanak tutuldu. Bosna Hersekli Begzad Spahiç ve beraberindekiler savcılığa çıkarıldı. Avukat ve Arapça tercüman eşliğinde sorgulandılar.

“PATLAYICI”DAN BERAAT, “ÜYELİK”TEN ALT SINIRDAN CEZA

Bosna Hersek, Azerbaycan ve Kazakistan’dan habersiz yürütülen soruşturma sonunda çocuklar dışındaki 5 kişi hakkında, “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” ve “IŞİD terör örgütü üyeliği” suçlarından dava açıldı.

Yargılama, Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Yargılamanın son aşamasına kadar da sanıkların ülkelerinin diplomatik temsilciliklerine bilgi verilmedi. Begzad Spahiç, 9 duruşma süren yargılama sırasında “itiraflarını” devam ettirdi. Mahkeme, kendisine “zorunlu müdafilik” kapsamında avukat tayin edilmesini önerdi ancak Spahiç, beyanlarına göre, “salıverileceği ve deport edileceği için avukat istemediğini” söyledi ve “savunma için de ek süre talep etmiyorum” dedi.

Dava, tutuklu olarak uzun sürünce bu kez şüpheliler cezaevinden Türkçe olarak mahkemeye dilekçe sundular. Yargılanmakta olduklarının ülkelerine haber verilmesini veya deport edilmelerini istediler. Talepleri doğrultusunda Bosna Hersek, Kazakistan ve Azerbaycan diplomatik temsilciliklerine yazı yazıldı ve bu ülkeler yargılamadan haberdar oldu.

Kilis Ağır Ceza Mahkemesi, 9. duruşma sonunda öncelikle tüm sanıklar hakkında “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” suçundan beraat kararı verdi. Böylelikle içinde 3 kilo patlayıcı bulunan sırt çantası ile canlı bomba yeleğinin şüphelilerle bağı kalmamış oldu. Mahkeme, şüphelilerle bağı kesilen patlayıcı ve canlı bomba yeleğinin kime ait olduğunun araştırılması için Kilis Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.

Ağır Ceza Mahkemesi, terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyet kararı verirken cezayı alt sınırdan tuttu ve tüm sanıkları önce 6 yıl 3’er hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Bosna Hersekli Begzad Spahiç’in soruşturma ve yargılama aşamasındaki “itiraflarını” dikkate alarak cezasını sonuç olarak 4 yıl 2 ay olarak belirledi. Mahkeme, tüm sanıkların tahliyesine karar verdi. Bir yıl denetim süresi belirleyen Mahkeme, bu süre içinde “sanıklara (imza verme gibi) herhangi bir yükümlülük yüklenmesine yer olmadığına” hükmetti.

IŞİD militanları, tahliyeden sonra mahkumiyet kararı için de temyiz yoluna gitmediler. Haklarındaki karar, bu haliyle Mart 2018’de kesinleşti.

BAKANLIK, 4 YIL 2 AY CEZANIN BOZULMASI İÇİN YARGITAY’A BAŞVURDU

Bu aşamadan sonra Bosna Hersek, Begzad Spahiç’in iadesi için Türkiye’ye başvurdu. Spahiç, Bosna Hersek’in talebi doğrultusunda iade amaçlı olarak yeniden tutuklandı.

İşte bu aşamada Adalet Bakanlığı, Spahiç hakkında verilen 4 yıl 2 aylık “terör örgütü üyeliği” cezasının da bozulması için devreye girdi. Bakanlık, mahkumiyet kararının, hukukta “olağanüstü kanun yolu” olarak bilinen yazılı emir yoluyla bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Bakanlık, başvuru gerekçesi olarak, “Sanığın yargılama aşamasında avukatı olamadan savunma yapmış olmasını, böylelikle adil yargılanma hakkının ihlal edilmesini” gösterdi.

Yargıtay Başsavcılığı, Bakanlığın talebini Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne iletti. Yargıtay’daki iş bölümü değişikliği nedeniyle dosya oradan da Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderildi.

1949’DAKİ İÇTİHATLA BOZMA

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde “yargılama aşamasında avukat bulundurulmadan verilen ve kesinleşen mahkumiyet kararlarının kanun yararına bozma”ya konu olup olamayacağı yönünde uzun tartışmalar yapıldı. Çünkü önce birçok kanun yararına bozma talebi, “avukat bulundurulmadan yapılan yargılama sonunda verilen ve bu haliyle kesinleşen kararlar kanun yararına bozmaya konu olamaz” kararları bulunuyordu.

3’üncü Ceza Dairesi şimdi bu başvuruda “kanun yararına bozma” kararı verecek olursa bundan önceki “kanun yaranına bozma taleplerinin reddi” kararları tartışmalı hale gelecekti. Bu aşamada Daire’nin imdadına 1949 yılında verilen bir içtihat kararı yetişti. Bu kararda şu ifadeler yer alıyordu:

“Zamanın ihtiyaçlarına ve şartlarına göre değişmeye mahkum olan hukuk telakkilerine müvazi olarak kazai içtihatlarda tebeddüller vaki olur. Fakat bu içtihat tebeddülleri kaide olarak makable şamil olmazlar.”

1949 yılındaki bu içtihat özetle, içtihatların zamanın ihtiyaçlarına göre değişebileceğini, bu değişikliklerin geri yürümeyeceğini, önceki davaları etkilemeyeceğini belirtiyordu.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu aşamadan sonra “avukat olmadan verilen kesinleşmiş mahkeme kararları da kanun yararına bozma konusu yapılabilir” görüşünü benimsedi ve dosyanın esasını incelemeye başladı. İnceleme sonunda sanığın yargılandığı ceza sınırının 5 yıldan fazla olmasına rağmen avukatının bulunmamasının hak ihlali olduğuna karar verdi. Daire, “ben duruşmada avukatımı görmedim, avukatla bir görüşmem olmadı” diyen Spahiç’in bu iddiasını da yerinde bularak Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018 yılında kesinleşen kararını kanun yararına bozdu. Dairenin kararında şöyle denildi:

“Şüpheli veya sanığın talebi olmasa, hatta kendisine hukuki yardımda bulunması için görevlendirilen avukatı istemese ve reddetse bile, iddia veya yargılamaya konu suçun cezasının alt sınırının beş yıldan fazla olması halinde zorunlu müdafilik uygulama alanı bulacak ve bu durumda şüpheli veya sanığın yanında avukat bulunmaksızın yapılan bütün tasarruflar hukuka aykırı kabul edilecektir.”

Sanığın “savunma ve dolayısıyla adil yargılanma hakkının kısıtlandığını” belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi Begzad Spahiç hakkındaki 4 yıl 2 aylık hapis cezasını da bu gerekçelerle bozdu. Dosya, yargılama yeniden yapılmak üzere Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Kanun yararına bozma kararı Spahiç’in, kendisini “uyuşturucu kaçakçılığı” suçundan aramakta olan Bosna Hersek’e de gönderilmesi sürecini de -Türkiye’deki yargılaması devam ettiği için- etkileyebilecek. (ANKARA)

Özel Haber