İsrail'de Arap olmak: Baskı ve umut arasında yaşam
İsrail'in Akdeniz kıyısındaki Hayfa kentinde yaşayan ve bir araba tamirhanesi olan İsa Fayed, İsrail vatandaşı bir Arap, ya da kendi deyimiyle İsrail'de yaşayan bir Filistinli.
İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim terör saldırıları üzerine Gazze'ye başlattığı harekat sonrasında Fayed Instagram hesabından bir video paylaştı. Videosunda Fayed, İsrail'de yaşayan Filistinlilerin ifade özgürlüğünün olmadığını söylüyor.
DW'ye konuşan Fayed, "Ben Filistinlilerin ve Arapların düşüncelerinin de önemli olduğunu, [İsrailli yetkililer] bizi tutuklasalar da bunun geçerli olmaya devam edeceğini söyledim" dedi.
Fayed, bu videosu nedeniyle İsrailli güvenlik güçleri tarafından "terörü kışkırtma" iddiasıyla 13 Ekim’de gözaltına alındı. Ancak kendisine karşı herhangi bir suçlama yöneltilmedi ve birkaç gün sonra da serbest bırakıldı.
İsa Fayed'in anlattıkları, benzer nedenlerle gözaltına alınan diğer İsrailli Arapların yaşadıklarına ayna tutuyor.
Gözaltına alındığında beri sosyal medya paylaşımlarında otosansür uyguladığını söyleyen Fayed, "Savaştan önce ikinci sınıf vatandaş olduğumuzu biliyordum. Şimdi ise işgal altında yaşadığımızı hissediyorum" diyor.
Savaş İsrail’in Arap halkının hayatını daha da zorlaştırdı
İsrail’in yaklaşık 2 milyon Arap vatandaşı var. Bu azınlığın devlet ile tarihsel olarak zaten bir hayli zor olan ilişkileri İsrail-Hamas savaşı ile birlikte daha da çetin sınamalara sahne olmaya başladı.
İsrail’in Arap vatandaşları ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. İsrailli Araplar, Müslüman ve Hristiyan Filistinliler ile Dürzi ve Bedevi toplulukları kapsıyor. Birçoğu, yeni İsrail devletinin 1948'de kurulması sonrasında bu topraklarda kalan Filistinlilerin torunları. Yüz binlercesi ise o dönem yerinden olmuş, komşu bölgelere göç etmek durumunda kalmıştı. Bu nedenle İsrail’de yaşayan Filistinlilerin büyük bir bölümü, işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinliler, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Filistin diasporası ile güçlü bağları sahip.
Filistinli İsrail vatandaşları, Almanya, ABD, AB ve diğer bazı hükümetler tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırıları ve ardından İsrail'in Gazze'ye başlattığı askeri harekat sonrasında üzerlerindeki baskının arttığını anlatıyor.
Savaş ve Gazze'deki durumla ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklananlar olduğu, kimilerin de akademik çalışmalarına son verildiği belirtiliyor.
"Gazze ile dayanışma teröre destekle eş tutuluyor"
İsrail’deki Arap azınlığın haklarını savunan İsrailli sivil toplum kuruluşu Adalah, "Gazze'de sivillerin hedef alınmasına karşı çıkılması, Gazze'deki Filistin halkına duyulan sempatinin ifade edilmesi, toplu cezalandırma ve savaş suçlarına karşı çıkılması ve Gazze ile ilgili haberlerin yayılması" nedeniyle açılan soruşturma ve tutuklamaları yakından takip ediyor.
DW’ye konuşan Adalah'ın Hukuk Direktörü Suhad Bişara'ya göre, yüzlerce Filistinli İsrail vatandaşı sosyal medya paylaşımlarının ardından tutuklandı. Bişara, bu tür vakaların aslında ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini söylerken, sadece İsrail'in Arap vatandaşlarının bu haklarının kısıtlandığına da dikkat çekti.
Adalah hukuk direktörü, "Yetkililerin, ırkçı varsayımlara ve seçici uygulamalara dayanan politikalarında oldukça büyük bir kötüleşmeye tanıklık ediyoruz" derken, bunun hiçbir yasal dayanağı olmadığını da sözlerine ekledi.
Bişara ayrıca İsrail makamları ile siyasetçilerinin, ülkenin Arap azınlığının Gazze ile dayanışmasını teröre destek ile eş tuttuğunu söylerken, İsrail siyasetinde Gazze’de yaşayan herkesin insan olduğunu yok sayma sürecinin yaşandığını aktardı.
İsrailli Araplar hayatlarından endişe ediyor
İsa Fayed de Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilerle dayanışmayı dile getiren Araplar ile Yahudilere farklı tutum takınıldığını, çifte standart uygulandığını söylüyor. Fayed, "Eğer Yahudi olarak dayanışma sergiliyorsanız solcu bir aktivistsiniz. Ama Arap olarak bunu yapıyorsanız terörist destekçisi muamelesi görüyorsunuz" dedi.
İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün anketi, İsrail’in Arap vatandaşlarının büyük bir bölümünün Fayed’in dile getirdiği duyguları paylaştığını ortaya koyuyor. Aralık 2023’te yapılan ankete göre İsrail’de yaşayan Arapların yüzde 71’i sosyal medyada düşüncelerini paylaşmaktan endişe ediyor. Anket özetinde, "Muhtemelen bu durum, savaşın patlak vermesinden bu yana kolluk kuvvetleri tarafından kışkırtma suçu nedeniyle yapılan şikayet ve açılan davaların sayısında gözle görülür bir artış olmasından kaynaklanıyor" ifadelerine yer verildi.
Anket sonuçlarına göre İsrail’deki Arapların yüzde 84'ü fiziksel güvenliklerinden, yüzde 86’sı ise ekonomik güvenliklerinden endişe ediyor.
Isa Fayed de bu endişeleri paylaşıyor. Gözaltına alındığına dair sosyal medya paylaşımlarının ardından dükkanının "Araplara ölüm" gibi grafitilerle tahrip edildiğini anlatan Fayed, ayrıca Yahudi müşterilerinin birçoğunun artık onu boykot etmeye başladığını, bu nedenle araba tamir işinden elde ettiği gelirin de yüzde 90 oranında düştüğünü söyledi.
Barışçıl bir gelecek umudu
Şu anda İsrail'in Yahudi nüfusu ile Arap nüfusu arasındaki uçurum oldukça derinleşmiş durumda.
İsrailli istatistikçi Mano Geva tarafından Ocak ayında yapılan bir anket çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Geva’nın elde ettiği sonuçlara göre İsrail'deki Yahudi nüfusun sadece yüzde 34'ü ülkedeki Arap nüfusa güvendiğini söylerken, yüzde 60’ından fazlası da bir Arap partinin İsrail hükümet koalisyonunun bir parçası olmasına karşı olduğunu belirtiyor.
İsrail ve Hamas arasındaki savaşın yol açtığı tüm zorluklara rağmen bazı gruplar İsrail'deki Yahudiler ve Araplar arasındaki hassas bağları korumaya, hatta güçlendirmeye çalışıyor.
Bu gruplardan biri de Yahudiler ile Arapların oluşturduğu, "Bir Arada Durmak" (Standing Together) adını taşıyan insiyatif. İsrail toplumunda daha fazla eşitlik için mücadele eden bu girişim, aynı zamanda Gazze'deki Filistinliler için gıda yardımları topladı. Bağışlar, İsrail'in çeşitli şehirlerinden yola çıkan ve İsrail'in güneyindeki Kerem Şalom sınır kapısına doğru ilerleyen bir araç konvoyu tarafından Gazze'ye ulaştırıldı.
İsrail’deki sağcı kesimler bu tür gruplara tepkili olsa da pek çok Yahudi ve Arap bu çabaların büyük önem taşıdığına inanıyor.
İsrailli Yahudiler ile Filistinlilerin birlikte çalışmaktan başka alternatifleri olmadığına inanan İsa Fayed de "Birlikte yaşama umudu olmadan, yaşamaya devam edemezsiniz" diyor.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.