İşte İmamoğlu davasında bundan sonraki süreç: Siyasi yasak, Yargıtay onamadan asla…

İşte İmamoğlu davasında bundan sonraki süreç: Siyasi yasak, Yargıtay onamadan asla…
Açıklanan gerekçeli karardan sonra İmamoğlu davasında ilk adım İstinaf Mahkemesi, ardından Yargıtay olacak. İstinafta “yasa maddeleri doğru uygulanmış mı uygulanmamış mı” incelemesi yapılacak, Yargıtay’da ise İmamoğlu’nun sözlerinin hakaret oluşturup oluşturmadığı incelenecek. Hepsinden önce de “olmayan fıkradan hüküm verilmesi” nedeniyle maddi hata düzeltmesi yapılacak. İmamoğlu’nun siyasi yasağı, istinaf sürecinden sonra geçerli olmayacak, Yargıtay onarsa yasak gelecek.

ERSAN ATAR


İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası kararını açıklamasının ardından gözler bundan sonra işleyecek sürece çevrildi. Yanıtı en çok aranansa “İmamoğlu’na ne zaman siyasi yasaklı olacak?” sorusu oldu. İmamoğlu’nun siyasi yasağı, istinaf sürecinden sonra geçerli olmayacak, Yargıtay onarsa yasak gelecek. İstinaf veya Yargıtay sürecinin ne kadar süreceği konusunda bir üst sınır olmamakla birlikte bazı usul işlemlerinde taraflara süreler tanındığı için minimum süreler bulunuyor.

İşte İmamoğlu davasın bundan sonra işleyeceği süreç ve bu süreçte yapılacak incelemeler

Önce “olmayan bentten ceza” hatası düzeltilecek

İmamoğlu hakkındaki karar öncelikle taraflara iletilecek. Bu aşamada karar, Ekrem İmamoğlu, davayı açan savcılık ve hakaret suçunun mağduru olarak gösterilen Yüksek Seçim Kurulu üyelerine tebliğ edilecek.

Tebligat işleminin tamamlanan her “taraf” açısından 14 günlük istinaf süresi başlamış olacak. Ancak bu süreç başlamadan önce savcılık “olmayan bentten ceza verildiği” eleştirilerine neden olan maddi hatanın düzeltilmesi için mahkemeye başvurabilecek. Savcılık veya taraflardan birisi bu yolu kullanmazsa istinaf süreci başlayacak.

İstinaf, indirim yapılmamasını ve ceza artırımlarını inceleyecek

Ekrem İmamoğlu istinaf yoluna gittiğinde incelemeyi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesi yapacak. İstinaf incelemesi olarak bilinen bu süreçte, İmamoğlu’nun sözlerinin hakaret oluşturup oluşturmadığı, kararın bu yönüyle doğru olup olmadığı incelenemeyecek.

İstinaf merci olarak Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi sadece kararda uygulanan yasa hükümlerinin yerinde uygulanıp uygulanmadığını, yargılama aşamasında başkaca usul eksikliği veya yanlışlığı yapılarak kararın bu şekilde çıkıp çıkmadığının incelemesi yapılacak.

Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi örneğin İmamoğlu’na ceza verilirken alt sınırdan uzaklaşılarak “temel ceza”nın neden 1 yıldan değil de 1 yıl 6 aydan başladığını değerlendirecek. İstinaf Mahkemesi bu aşamada İmamoğlu’na verilen cezada artırım hükümlerinin yerinde olup olmadığını da tartışacak.

İstinaf sürecindeki en önemli tartışmalardan birini de, İmamoğlu’na verilen cezada iyi hal indirimi yapılmamış olması olacak. Bölge Adliye Mahkemesi, Asliye Ceza Mahkemesi’nin indirim yapmama gerekçelerini değerlendirecek.

Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, “temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza verilmesi”, “artırım hükümlerinin uygulanması” veya “iyi hal indirimi yapılmaması”nda bir eksiklik görmezse yerel mahkemenin kararını “yerinde bulacak” veya bozma kararı verecek.

İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararındaki “Türk Ceza Kanunu’nun 125/4 maddesi” yerine “125/6. Maddesi” diyerek hüküm kurmuş olması istinaf aşamasında da değerlendirilebilecek. İstinaf mahkemesi bu hatanın “mahallinde düzeltilebilecek maddi bir hata” olduğuna karar verebileceği gibi bu durumu da bozma nedeni yapabilecek.

İstinaf Mahkemesi’nin, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını onaması durumunda vereceği karara karşı bu kez İmamoğlu’nun kararı Yargıtay’da temyize götürme hakkı bulunuyor. 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı istinaftan dönerse yargılama, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararındaki gerekçelere göre yeniden 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Temyiz yeri Yargıtay 4. Ceza Dairesi

Kararın istinaf mahkemesinden, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda çıkması durumunda bu kez başta İmamoğlu olmak üzere taraflar kararı temyiz yoluyla Yargıtay’a taşıyabilecek.

Yargıtay’da dosya önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecek. Başsavcılık tebliğname hazırlayarak dosyayı hakaret suçunun temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne gönderecek. Başsavcılığın tebliğnamesinde cezanın “bozulması”, “onanması” veya “düzeltilerek onanması” yönünde görüşlerden biri yer alacak ancak başsavcılığın bu görüşünün bağlayıcılığı bulunmayacak.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, temyiz incelemesi sırasında İmamoğlu’nun sözlerinin hakaret içerip içermediğini, suç oluşturup oluşturmadığını veya başkaca usul eksikliği olup olmadığını değerlendirecek.

Daire bozma kararı verirse, dosya bu kez İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilecek. Asliye Ceza Mahkemesi ilk kararında direnebileceği gibi Yargıtay’ın bozma gerekçelerine uyarak yeniden hüküm kurabilecek. Yeniden hüküm kurarsa karar ilk kez veriliyormuş gibi tüm istinaf ve temyiz süreci tekrar işleyecek.

Olası bir bozma kararından sonra İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi ilk kararında direnirse doya bu kez, “bozma üzerine verilen kararları” bağlayıcı olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gelecek. Genel Kurul’un vereceği karara İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi uymak zorunda kalacak.

Anayasa Mahkemesi'ne başvuru, yasağı öteler mi?

Aralarında Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun da bulunduğu bazı hukukçulara göre İmamoğlu'na siyasi yasak gelmesi Yargıtay'ın onama kararı ile başlamıyor. Bu görüşe göre hakkında mahkumiyet kararı verilen kişi, kararın kesinleşmesinin hemen ardından Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunursa yasağın uygulanması için bu sürecin de beklenmesi gerekiyor.

Bu süreçte yasa değişirse ne olacak?

İmamoğlu hakkındaki kararın ardından, istinaf veya temyiz sürecinde, İmamoğlu’nun yargılanıp mahkum olduğu Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesi veya temyize ilişkin usul yasalarında değişiklik olup olmayacağı da tartışılmıştı.

Bu süreçte usul yasalarında yapılacak değişiklik derhal uygulanacak ancak TCK’nın 125’inci maddesinde İmamoğlu aleyhine bir değişiklik yapılması durumunda bu İmamoğlu’nu etkilemeyecek. Önceki lehe olan hüküm uygulanmaya devam edilecek. Tam tersine İmamoğlu lehine örneğin hakaret suçunun ceza sınırlarının düşürülmesi gibi bir düzenleme yapılacak olursa bu yasa “lehe yasa” olacağından İmamoğlu bu değişiklikten faydalanabilecek.

Karar onanırsa yasak nasıl uygulanacak?

Kararın Yargıtay’da onanmasından önce İmamoğlu’na siyasi yasak uygulanamayacak. Yani İstinaf Mahkemesi’nin olası bir “yerinde bulma” kararı İmamoğlu’na yasak getirmeyecek. Yargıtay 4. Ceza Dairesi kararı onadıktan sonra karar İçişleri Bakanlığı ve Yüksek Seçim Kurulu’na gönderilecek. Bu süreçte İçişleri Bakanlığı’nın İmamoğlu’nu doğrudan görevden alma yetkisi bulunmuyor ancak YSK belediye başkanlığı mazbatasını iptal edeceğinden İmamoğlu’nun siyasi yasağı YSK tarafından uygulanmış olacak.

Bu mazbatanın iptali kararı da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis’ine gönderilerek başkanlık görevine son verilmesi sağlanacak.

İstinaf ve Yargıtay sürecinde süre var mı?

Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ın istinaf ve temyiz kararlarını vermelerinde bir süre sınırı bulunmuyor ancak istinaftan sonra temyize giderken veya Yargıtay'da bazı işlemlerde alt ve üst süreler bulunuyor. Örneğin Yargıtay'ın hazırlayacağı tebliğnameden sonra taraflara "tebliğnameye cevap" verme süresi 1 ayla sınırlı tutuluyor.

Temmuz 2025'te yasağı kalkıyor

İmamoğlu'nun cezasının onanması halinde siyasi yasağı ömür boyu olmayacak. Cezanın verildiği günden itibaren ceza süresi sonunda memnu haklarının iadesini isteyebilecek. Bu durumda, İmamoğlu'nun kararının 14 Aralık'ta verildiği göz önüne alındığında yaklaşık 2025 yılı Temmuz ayında memnu hakları iade edilecek yani siyasi yasağı kalkacak.

Özel Haber