İstismar davasında 8’de 8, güven sarsıcı işlem

İstismar davasında 8’de 8, güven sarsıcı işlem
Soruşturma sürecinde sessiz kalmasıyla eleştirilen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “yargıya güvenelim” çağrısı yaptığı istismar davasındaki 8 soru ve bu sorulara neden olan işlemlerin olası sonuçları tartışılıyor. Tutuklama olmaması kaçmayı, sürelerin geçmesi de zamanaşımı sonuçlarını doğurabilecek.

ERSAN ATAR

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partililerin, “istismar davası”nda Adalet Bakanlığı’nın sessiz kaldığını ileri sürerek bakanlığın tavrını protesto etmesinden sonra “yargıya güvenelim” çağrısında bulundu.

Bakan Bozdağ’ın çağrısı, tarikattaki istismar soruşturması ve açılan davada şimdiden gündeme gelen 8 soruyu akıllara getirdi. İşte o sorular ve olası sonuçları:

Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı HGK’yı, müridi Kadir İstekli ile evlendirmesiyle başlayan istismar sürecinin ortaya çıkmasından sonra en çok eleştirilen konulardan birisi, 2012 yılında olayla ilgili takipsizlik kararı verilmesi oldu. Bu takipsizlik kararının en tartışmalı yönü de; soruşturmayı yürüten savcının o dönemde 14 yaşında olan HGK’nın doğum kaydını isteyip soruşturmasına buna göre yön vermesi gerekirken, kemik yaşı raporu istemesi ve nihayet bu rapor sürecinde, HGK yerine hastane tetkiklerine 21 yaşındaki bir genç kadının sokulması oldu. HGK iddialarını 2 yıl önce gündeme getirdi ve Adalet Bakanlığı da olaydan 2 yıl önce haberdar olmuş oldu. Ancak Bakanlık anca, olay kamuoyuna yansıyıp tepkiler artınca o dönemdeki savcı hakkında inceleme yapılması için Hakimler ve Savcılar Kurulu’na başvurdu. Bu durumda savcının o dönemdeki ‘görevi ihmal’ ve benzeri suçu tespit edilse bile zamanaşımına uğramasına kesin gözüyle bakılıyor.

H.G.K’nın, babası ve eski eşiyle ilgili şikayetini 2020 yılında yapmasına rağmen dosya iki yıl boyunca İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda tutuldu, davanın açılması 2 yıl sonra mümkün oldu. Bu süreçte hakkındaki iddiaları bilen tarikat şeyhinin olası tedbirleri almış olmasından endişe ediliyor. Davanın geç açılması nedenle dava zamanaşımı süresine 2 yıl daha yaklaşmış oldu.

H.G.K.’nın suç duyurusu üzerine 2 yıl sonra da açılan davanın iddianamesinde dikkat çekici bir eksiklik gözlendi. İddianamelerde şüpheli ve mağdurların isimlerinin hemen altında “Deliller” bölümü yer alır ve burada sıralananlar, soruşturma aşamasında alınan önemli rapor ve ifadeleri gösterir. Yusuf Ziya Gümüşel, eşi Fatma Gümüşel ve Kadir İstekli hakkında açılan davanın 5 sayfalık iddianamesinde deliller şöyle sıralandı: Müşteki iddiası, doğum raporu, doğum tutanağı, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012’deki soruşturma dosyası içeriği, ses kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporu, şüpheli savunmaları ve tüm soruşturma evrakı.

İddianamede Kadir İstekli ile H.G.K. arasında geçen ve H.G.K. tarafından savcılığa sunulan ses kayıtlarına yaklaşık 2 sayfa yer verildi ancak, şüphelilerin iddialara karşı ne dediklerinden hiç bahsedilmedi. Özellikle tarikat şeyhi Yusuf Ziya Gümüşel ile eşi Fatma Gümüşel’in ifadesinin alındığından hiç bahsedilmediği gibi, iddianamede, ifadelerinin alındığını gösteren hiçbir ibare yer almadı.

Mahkemeler, iddianameyi kabul ederken hazırladıkları “Tensip Zaptı”nda, yargılamanın tutuklu veya tutuksuz devam edeceğini de karara bağlar. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, bu aşamada da tutuklama kararı vermedi. Mahkeme, tutuklama kararını bu aşamada da vermediği gibi, yargılamanın bir bakıma yol haritası niteliğinde olan tensip zaptında çok tartışmalı kararlar da yer aldı. Buna göre mahkeme yargılamayı yüz yüze savunma alarak değil, görüntülü sistem olan SEGBİS yöntemi ile yapacak. Yani sanıklar, tutuksuz da olsa davanın ilk başlangıcında katılmak zorunda oldukları ilk savunmalarında duruşma salonunda bulunmayacaklar. 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonuna, başka bir mahkeme salonundan görüntülü olarak katılacaklar. Böylelikle “olanağı varken ve herhangi bir zorunluluk yokken yüz yüze yargılama yapılmamış olması” ileride kararın bozulmasına neden olabilecek.

İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul aşamasında da 67 yıl 10 ay hapsi istenen Kadir istekli için de 22 yıl 6’şar ay hapis cezaları istenen Yusuf Ziya Gümüşel ile eşi Fatma Gümüşel haklarında tutuklama kararı vermediği gibi “yurt dışına çıkma” veya “belirli aralıklarla imza verme” gibi adli kontrol hükümleri uygulamadı. Aynı zamanda açılmış ve başkaca işlemi kalmamış davanın görülmeye başlanma tarihini 22 Mayıs 2023 olarak belirledi. Bu durumda Yusuf Ziya Gümüşel, Gatma Gümüşel ve Kadir istekli 6 ay içinde diledikleri gibi yurtdışına çıkabilecekler.

Olayın olduğu dönemde Yusuf Ziya Gümüşel’in başında olması, 6 yaşındaki kızın vakıf çalışanlarından Hüseyin İstekli ile evlendirilmesi ve nihayet soruşturmanın 2012’de kapatılmasına neden olan sahte raporun alınmasında yine bir tarikat müridinin etkin olması gibi nedenlerle Hiranur Vakfı iddiaların hep merkezinde yer aldı ancak bugüne kadar Vakıf hakkında benzeri olaylar yaşanıp yaşanmadığı yönünde ne başka bakanlıklarca ne de Adalet Bakanlığı’nca bir inceleme başlatılmadı.

İstismar davası gecikmeli de olsa açılırken savcılığın 2012 yılındaki sahte rapor nedeniyle “resmi belgede sahtecilik” soruşturması da başlattığı ortaya çıktı ancak bu soruşturma, en azından istismar davasının açıklığı 2022 Ekim ayına kadar tamamlanmadı. Böylelikle tarikat şeyhi, damadı, kemik yaşı tetkikine, H.G.K yerine 21 yaşındaki genç kadını sokan tarikat müridi ve raporu veren doktorlar hakkındaki sahtecilik soruşturması zamanaşımına bırakılmış oldu.

Özel Haber