İyi Parti'nin 'seçimlerin güvenliğinin sağlanması' amacıyla verdiği önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi

İyi Parti'nin 'seçimlerin güvenliğinin sağlanması' amacıyla verdiği önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
İYİ Parti’nin, “Deprem felaketinin gölgesinde gerçekleştirilecek seçimlerin güvenlikle sonuçlanmasının sağlanmasının araştırılması” amacıyla verdiği Meclis Araştırma Önergesi; AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedildi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Sunat, “Yaralar sarılmadan, afet bölgesinde insanlarımıza barınacakları çadır, konteyner hâlen bulunamamışken, sayısını bilemediğimiz yüz binlerce insanımız başka illere taşınmışken, 49 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetmişken, on binlerce vatandaşımız aileleri tarafından defnedilip resmi kayıtlara geçmemişken, enkaz altından çıkamayan binlerce vatandaşımız kayıp durumuna düşmüşken, Cumhurbaşkanı, seçimi 14 Mayıs olarak ilan etti. Seçimler 18 Haziran’da yapılsaydı birçok eksiklik belki giderilebilirdi ama yangından mal kaçırıyorsunuz” dedi.

Önergenin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Şenol Sunat şunları söyledi:

'Seçimler zamanında yapılsaydı eksikler giderilirdi siz yangından mal kaçırıyorsunuz'

“Yaralar sarılmadan, afet bölgesinde insanlarımıza barınacakları çadır, konteyner hâlen bulunamamışken, sayısını bilemediğimiz yüz binlerce insanımız başka illere taşınmışken, 49 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetmişken, yüz binden fazla yaralımız varken, on binlerce vatandaşımız aileleri tarafından defnedilip resmi kayıtlara geçmemişken, enkaz altından çıkamayan binlerce vatandaşımız kayıp durumuna düşmüşken, Cumhurbaşkanı, seçimi 14 Mayıs olarak ilan etti.

Seçimler 18 Haziran’da yapılsaydı birçok eksiklik belki giderilebilirdi ama yangından mal kaçırıyorsunuz.

İYİ Parti olarak hem CHP hem de AK Parti Grubu’na 28 Şubat’ta bir teklif götürdük. ‘Gelin, hep birlikte, afet bölgesi dışına taşınan depremzedelerin kendi illeri için oy kullanmalarını sağlayacak şekilde, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’a bir geçici madde ekleyelim, Anayasa’nın 67’nci maddesinin son fıkrası için bir geçici maddeyle de bunu hep birlikte oylayalım’ demiştik.

Teklifimiz, Türkiye’nin muhtelif illerine dağılmış afetzede vatandaşlarımız için depremzede seçmen kütüğü hazırlanması yönündeydi. Bunun nasıl olacağını da teferruatıyla açıklamıştık. Maalesef her iki parti grubundan da bir dönüş olmadı.

'Kaç milyon kişi afet bölgesinden çıkabildi?'

Şimdi görüyoruz ki İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı bir duyuru var; 17 Mart gecesine kadar afet bölgelerinde kalanlarla ve afet bölgesi dışına çıkanlarla ilgili, ikamet beyanıyla ilgili bu metni inanın ki kimse anlamadı. Afet bölgesi dışına çıkan vatandaşlarımız 17 Mart’a kadar nüfus müdürlüklerinden veya e-devletten kaldıkları yerleri adres olarak gösterirse taşındıkları il için oy kullanacaklar yani afet bölgesindeki il/ilçeler için oy kullanamayacaklar.

Eğer bu süre içerisinde adres beyanında bulunamazlarsa seçmen listelerinin askı süresi olan 20 Mart-2 Nisan tarihleri arasında nüfus müdürlüklerine başvurup sonra seçim kurullarına başvuracaklar. Bu, ekonomik sıkıntı içinde olan acılı vatandaşlara da eziyettir. Afet bölgesinde ilin başka ilçelerinde veya çadır kent, konteyner kentlerinde olanlar da aynı işlemi yapacaklar.

Resmi rakamla 49 binlere dayanan ölüm durumları inşallah MERNİS’e işlenmiştir. Ey iktidar mensupları ve hükümet mensupları, resmi kayıtlara geçmeyen on binlerce ölüm, kayıp ne kadardır, gelip burada anlatın. Soruyorum: Kaç yüz bin kişi veya kaç milyon kişi afet bölgesi dışına çıkmıştır? Hangi illerde, ilçelerimizde geçici ikamet eden depremzede vatandaşımız vardır?

Sadece AFAD’ın yerleştirdiklerinden bahsetmiyorum, kendileri ayrılanların bir istatistiği var mıdır? Bu vatandaşlarımızın doğru bir şekilde kayıtları tutulmuş mudur? Acılar ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan vatandaşlarımızın 17 Mart tarihine kadar adres beyanını e-devlet ve nüfus müdürlüklerine yapacaklarının oranı ne kadardır?

'Bir zamanlar mezardan ölü çıkarıp oy kullanmanın tavsiye edildiği ülkedir Türkiye'

Geçici kaldıkları il ve ilçelerde oy kullanmak istemeyen, memleketine seçim günü dönüp orada oy kullanmak isteyecek vatandaşlarımızın mahalleleri seçim bölgesinden çıkarılmış ise bu vatandaşlar oylarını nerede kullanacaklardır, adres olarak nereyi göstereceklerdir? Afet bölgesinde kalan vatandaşlarımızın seçim güvenliğini sağlayacak ortamlar düzgün müdür?

Kaç güvenlik gücü ve devlet memuru afet bölgesinde olacaktır? Bunların o bölge için oy kullanmaları gündemde midir? Bunları soruyoruz. Nasıl bir planlama yaparak acaba şeytana pabucunu ters giydireceksiniz, neler planladınız? Bunu da merak ediyorum. Resmi kayıtlara geçmeyen ölümler ve kayıplar seçmen kütüğünde görünecektir bildiğiniz gibi. Bir zaman ölüleri mezardan kaldırarak oy kullanmanın önerildiği ülkedir Türkiye.

Bu yüzden hiç olmazsa sadece afet bölgesine parmak boyası getirilmelidir. Spekülasyonlara, şaibeye açık bir durum ortadadır. Gelin, parmak boyası için bir kanun teklifini hep birlikte oylayalım, Anayasa değişikliği yapalım. İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanını da buraya davet ediyorum, gelin, sorularımıza cevap verin, aziz Türk milletini inandırın.

'Demokratik olmayan ülkeler kategorisinde yer alan bir ülke'

İYİ Parti’nin önerisi hakkında söz alan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç şunları kaydetti:

“Bir taraftan 50 bine yakın insan yaşamını yitirdi resmi rakamlara göre; enkazlarının büyük bir kısmı şu anda henüz kaldırılmış değil. Neredeyse on binlerce insan şu anda kayıp ve bu insanların mevcut olan kayıtları; halk kendi imkânlarıyla cenazelerini çıkardı ve gömdü ve birçok kişinin de kayıtları henüz tutulmuş değil. Bütün bunlara rağmen bir de dünya standartlarına göre Türkiye, demokratik seçim standartları açısından demokratik olmayan ülkeler kategorisinde yer alan bir ülke.

Son yıllarda seçime giderken taraflı olan İçişleri Bakanı hâlâ görevde, istifa etmiyor, Adalet Bakanı’nın istifa etmesi lazım, Ulaştırma Bakanı’nın istifa etmesi lazım; demokratik olan bir seçim ortamının yaratılması için şart olan bir şey. Öte taraftan, bu mevcut deprem nedeniyle olağanüstü hâl ilan edilmiş durumda.

Bu olağanüstü hâl keyfî bir yönetim şeklidir, bunun derhâl ortadan kaldırılması gerekiyor ve şunu belirtmek isteriz ki: Bu seçim standartları açısından demokratik olmayan bir seçimle karşı karşıya kaldığımızı biz burada görüyoruz ama halklarımız da şunu paylaşmak istiyoruz; bütün önlemleri alacağız ve bu iktidarı önümüzdeki seçimde kesinlikle göndereceğiz. (ANKA)

Politika