Kadınların birbirinin soluğu olduğu oyun: Kocamı gömme töreni

Kadınların birbirinin soluğu olduğu oyun: Kocamı gömme töreni
Göçmen Kadınlar Derneği Tiyatro Topluluğu, 8 Mart’ta Keuning-Haus Dortmund’da ve 9 Mart’ta Düsseldorf'da 'Kocamı Gömme Töreni' oyununu sahneleyecek. Oyun, benzer hikayelere sahip kadınların birbirlerinin soluğu olmasını sahneye taşıyor.

Göçmen Kadınlar Derneği Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen, Ali Cüneyd Kılcıoğlu’nun yazdığı, Füsun Demirel ve Mert Küçülmez’in yönettiği Kocamı Gömme Töreni oyununu 8 Mart’ta Keuning-Haus Dortmund’da ve 9 Mart’ta Düsseldorf’da sahne alacak.

Oyuncu kadrosunda Aliye Tepe, Ayfer Tunç, Ayşe Dökmeci, Büşra Duru, Elif Demirhan, Güler Işık, Sema Uzun, Sabah Kamçılı ve Şirwan Güler yer alıyor.

Dortmund Göçmen Kadınlar Derneği Füsun Demirel ve Mert Küçülmez ile ilk projelerini 2021/22 yıllarında Dario Fo’nun kadın monologlarından oluşan bir kolajla gerçekleştirdi. Kocamı Gömme Töreni, toplulukla gerçekleştirilen ikinci proje.

Evrensel'de yer alan habere göre Göçmen Kadınlar Derneği Tiyatro Topluluğu ve rejide Füsun Demirel ile Mert Küçülmez her iki ülke arasında dar olanaklara rağmen nihayetinde oyunu sahneleyebiliyorlar.

Provalar Zoom üzerinden gerçekleşti

Oyunların provaları tüm yıl boyunca Zoom üzerinden çevrim içi olarak gerçekleşti. Yönetmenler Türkiye’de oyuncular Almanya’da olmak kaydıyla provaları sürüyor.

Yılda sadece 2 kez yüz yüze prova alma imkanı bulan ekibin oyuncularının tamamı Göçmen Kadınlar Derneğinin üyesi olup yaş ortalaması 35 ile 65. Kimisi bir veya iki kez sahneye çıkmış, kimisi ilk kez sahneye çıkacak olan amatör oyuncular yine oyunun dekor ve kostümlerini yönetmenlerin yönergesi ile kendi imkanlarına göre oluşturuldu.

Oyunun konusu

Oyun bir kadınlar koğuşunda geçiyor. Her kadının kendine özgü bir hikayesi var. Bir yandan kendi hikayelerinden bir pencere açarken, diğer yandan hapishanede moral gecesinde gösterime sunmak üzere birlikte bir oyun ortaya çıkarmaktalar. Bu süreçte yaşanılan trajikomik olaylar, oyun içerisinde oyun tarzı, epik ve eğlenceli bir anlatım dili ile harmanlanıyor. Her biri başka aileden, başka kültürden de gelse aslında yaşanılan olayların ne kadar evrensel olduğunu da gösteren oyun, feminist bir bakış açısıyla yazılmış olup, erkek egemen sisteme ve onun yarattığı yıkıma işaret ediyor. Her biri benzer mağduriyetlerle bir arada olan bu kadınlar, birlikte dayanışmayla birbirlerine güç katıyorlar. Birbirlerinin soluğu oluyorlar.

"Seyirci olmak yerine kadınların sesi olmak..."

Ekip oyunun tanıtım metninde motivasyonlarına dair, “Kadınların koşulları yüzyıllardır değişmedi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğan kadının hiçe sayılmasının getirdiği sancılar, kadına yönelik her türlü şiddet, taciz, tecavüz, istismarın her türüne maruz kalan kadınların korku, kaygı, çaresizlik, güvensizlik içinde yaşamaya mahkum edilmesi, ayda ortalama 50 kadının öldürülmesi olaylara seyirci kalmak yerine tepki göstermek ve kadınların sesi olmak adına bu oyunu sahneleme kararına yöneltti” ifadelerine yer veriyor.

Tanıtım metninde ayrıca “Türkiye’de her yıl artan kadın cinayetleri, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmış olması, 6284 Kadını Koruma Kanunu’nun uygulanmıyor oluşu gibi pek çok nedenle kadınlar arasında mahkumiyet sayısı da hızla artmaktadır. 14 bine yakın kadın mahkum cezaevlerinde, kimisi bebeği, çocuğuyla cezalarının dolmasını beklemektedir. Seyirci, mahkum kadınların cezaevi koşullarında bile kadın ve anne olmasının özelliğinden dolayı hep bir umudu beslemelerine ve umudu yeşertecek olan bu kadınların çabalarına tanıklık edecek” deniliyor. (Kısa Dalga)

Kültür Sanat