Kaftancıoğlu hakkındaki üç ceza da AİHM kararlarına aykırı

Kaftancıoğlu hakkındaki üç ceza da AİHM kararlarına aykırı
Canan Kaftancıoğlu'na üç ayrı maddeden verilen üç cezaya ilişkin AİHM'de yakın dönemde verilmiş üç ihlal kararı bulunuyor.

ÖZGÜR TOPUZ


Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında üç mahkumiyet kararını onamasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bu konularda Türkiye'den yapılan başvurularda verdiği kararlarla çeliştiği belirtildi.

Kaftancıoğlu'na üç ayrı maddeden verilen üç karara ilişkin AİHM'de yakın dönemde alınmış üç ihlal kararı bulunuyor.

KAFTANCIOĞLU'NA HANGİ SUÇLAMALARLA CEZA VERİLDİ?

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verdiği beş ayrı suçtan mahkumiyetin üçünü onadı.

Bu mahkumiyetlerden "Cumhurbaşkanına alenen hakaret etmek" (TCK 299) suçundan verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası “zincirleme suç işlenmediği” gerekçesiyle 1 yıl 9 aya indirilerek onandı.

Diğer onanan cezalar ise yine "kamu görevlisine alenen hakaret etmek" (TCK 125) ve bu suçu birden fazla işlemek nedeniyle 1 yıl 6 ay 20 gün hapis ile "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni alenen aşağılamak" (TCK 301) suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası.

Bu üç karara ilişkin de AİHM'de Türkiye aleyhine ihlal kararları bulunuyor.

AİHM'NİN BU CEZALARLA İLGİLİ NE KARARLAR VERDİ?

İHLAL 1: VEDAT ŞORLİ KARARI: 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret etmek' suçundan örnek karar Vedat Şorli kararı.

Şorli 2017 yılında Facebook’ta bir fotoğraf ve bir karikatür paylaştığı için Cumhurbaşkanına hakaretten 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum edilmiş ve hükmün açıklanması geri bırakılmıştı.

AİHM 19 Ekim 2021 tarihli kararında, Cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen TCK 299'un ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle ne de ifade özgürlüğü ile bağdaşamayacağını belirterek, “Devlet, Cumhurbaşkanı'nın itibarını savunmayı amaçladığında ona özel bir koruma ayrıcalığı geliştiremez” dedi.

Türkiye bu karar itiraz etse de, AİHM Büyük Daire, “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan verilen ceza için hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanmasının daifade özgürlüğünü ihlal ettiğine dair Vedat Şorli v. Türkiye (No. 42048/19) kararına ilişkin hükümetin itirazını reddetti. Böylece TCK/299'dan verilen tutuklama ve mahkumiyetlerin ihlal sayılacağı bir karara imza atıldı.

İHLAL 2: ÖMÜR ÇAĞDAŞ ERSOY KARARI: Kaftancıoğlu'na verilen 'kamu görevlisine alenen hakaret' suçuna ilişkin daha önce AİHM'de Türkiye aleyhine ihlal kararı bulunuyor. AİHM'nin Ömür Çağdaş Ersoy kararı, 15 Haziran 2021 tarihli.

Ersoy, 2012 yılında ODTÜ'de öğrenciyken dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili protestoya katılmış, yaptığı açıklamalar nedeniyle gözaltına alınmış ve açılan dava sonunda 2016'da mahkum edilmişti.

Ersoy’un okuduğu bildiride, “Arkadaşlar bugün arkadaşlarımızın düzmece bir operasyonla alınışı zafere sonuçlanmıştır ama bu geçici bir zaferdir. Bu kavga Tayyip Erdoğan'ın zapt edilecek bir kale olarak bellediği ODTÜ'de tokat yemesi ve bunun karşılığında intikam hırsıyla kudurmuş bir köpek gibi öğrencilere saldırmasına karşı atılmış ikinci bir tokattır.” ifadelerini kullanması mahkumiyete gerekçe gösterilmişti.

Ersoy’un 2019 yılında yaptığı başvuruyu bugün karara bağlayan AİHM, "Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddesini ihlal ettiğine" hükmetrek, Türkiye'yi mahkeme masrafları da içinde olmak üzere Ömür Çağdaş Ersoy’a 4 bin euro tazminat ödemeye mahkum etmişti.

AİHM, hakaret suçu açısından Cumhurbaşkanı’nın herkesten daha çok korunmasının ve Cumhurbaşkanı’na hakaretin (Türk Ceza Kanunu TCK 299), genel hakaret suçundan (TCK 125) daha ağır ceza ile cezalandırılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ruhuna uygun olmadığını vurgulamıştı. Daha önceki Artun ve Güvener / Türkiye ihlal kararına atıfta bulunan AİHM, Cumhurbaşkanı’nın itibarının korunması ile Cumhurbaşkanı hakkında görüş bildirme ve bilgi verme özgürlüğü karşılaştırıldığında, Cumhurbaşkanı’nın itibarının korunması amacıyla söz konusu özgürlüğü kullanan kişiye hapis cezası verilmesinin haklı bir yanının bulunmadığını belirtti.

Kararda, bir siyasetçi yönünden kabul edilebilir eleştirinin sınırlarının özel bir kişiye ilişkin sınırlardan daha geniş olduğunu yeniden dile getirerek, yetkililerin, kurumsal kamu düzenini korumak için ilk iş olarak ceza yargılamasına başvurmaktan geri durmalarının ve ceza yargılaması yerine, özel hukuk yaptırımları gibi başka seçeneklere yönelmelerinin gerekli olduğunu vurguladı.

İHLAL 3: TANER AKÇAM KARARI: Kaftancıoğlu hakkındaki üçüncü mahkumiyet konusu olan 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni alenen aşağılamak' suçuyla ilgili de AHM'de önemli bir karar bulunuyor. Kasım 2011'de alınan karar Taner Akçam'ın başvurusu üzerine çıktı.

Akçam, hakkında TCK 301. madde nedeniyle yapılan suç duyuruları üzerine, 2007 yılında konuyu AİHM'ye taşıdı.

Akçam, TCK 301’in ifade özgürlüğü önünde engel oluşturduğunu, Ermeni meselesi konusundaki çalışmaları nedeniyle söz konusu madde temelinde hakkında her an soruşturma başlatılabileceğini belirtti.

AİHM bu başvuruda da ihlal kararı verdi. TCK 301'e dayanarak soruşturma başlatma yetkisinin Adalet Bakanlığı’nda olmasının ifade özgürlüğü açısından yeterli bir güvence olmadığını belirten AİHM, hükümetlerin politika değişikliğiyle getirilen yorumun her an değişebileceğine dikkat çekti.

AİHM ayrıca, yürürlükteki TCK 301’in olağanüstü geniş bir alanı kapsadığı, yoruma açık olduğu ve itici görüş ve her türlü fikir hakkında savcılıklar tarafından soruşturma başlatılmasına neden olabileceği sonucuna vardı.

ALTIPARMAK: UYGULANAMAZ NİTELİKTE

Hukukçu Keram Altıparmak, AİHM'deki bu kararları hatırlatarak, “Kaftancıoğlu’nun mahkum olduğu kamu görevlisine hakaret suçu AİHM’in Ömür Çağdaş Ersoy, cumhurbaşkanına hakaret suçu Vedat Şorli, Türkiye Cumhuriyet’ini aşağılama suçu da Taner Akçam kararı nedeniyle uygulanamaz nitelikte. Yargıtay bu kadar hukuk tanımazsa alttakiler ne yapsın?” dedi.

Gündem