Karamollaoğlu: Yarın iktidarın ortağı olacağımızı da düşünerek Yunanistan'ı uyarıyoruz

Karamollaoğlu: Yarın iktidarın ortağı olacağımızı da düşünerek Yunanistan'ı uyarıyoruz
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, "Yunanistan, yine boyundan büyük işlere kalkıyor. Türkiye sınırında askercilik oynuyor. Yarın iktidarın bir ortağı olacağımızı da düşünerek, Yunanistan'ı bir kez daha uyarıyoruz" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bugün partisinin genel merkezinde haftalık basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümü dolayısıyla Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan’ı anarak başlayan. Karamollaoğlu, açıklamasında şunlara yer verdi:

'ABD VE FRANSA'NIN GAZINA GELMEYİN'

"Bu tarihi günde bu tarihi hatırlatmayı neden yapıyoruz? Maalesef, ‘Avrupa’nın yaramaz çocuğu’ Yunanistan, yine boyundan büyük işlere kalkıyor. Türkiye sınırında askercilik oynuyor. Yarın iktidarın bir ortağı olacağımızı da düşünerek, Yunanistan'ı bir kez daha uyarıyoruz: Ateşle oynamayı bırakın, tarihten ders alın, Amerika ve Fransa gibi ülkelerin gazına gelmeyin. Tabii ki iktidarı da uyarıyoruz: Yunanistan’ın bu boyunu aşan hareketlerine karşılık atılacak en akıllıca adım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak dünyadaki tüm ülkeler tarafından tanınmasını sağlamak olacaktır.

Türkiye Kıbrıs’tan asker çekmek bir yana, tam tersine askeri varlığını daha da güçlendirmelidir. Ada’daki huzur ve barış ortamının devam ettirilmesi ve Kıbrıs'taki kardeşlerimizin can güvenliği için bunu yapmak zorundadır. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Çünkü Rumlar birer birer adaları silahlandırırken; AKP hükümeti maalesef, bir ara Kıbrıs’tan vazgeçmeyi ve asker çekmeyi tartışmaya açmıştı.

'KIBRIS PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ'

Böyle bir uygulamaya kimse teşebbüs edemez, hesabını kimse veremez, bunun vebalini de kimse ödeyemez. Hiçbir şart altında, teslimiyetçi politikalara Kıbrıs pazarlık konusu yapılamaz. Hükümeti uyarıyoruz. Kıbrıs, bu milletin milli davasıdır.

'SURİYE POLİTİKASI SİL BAŞTAN DEĞİŞMELİDİR'

İktidarın yıllardır ısrarla sürdürdüğü Suriye politikası da sil baştan değişmelidir. Türkiye, Suriye konusundaki yanlış politikasından vazgeçmelidir. Dün 15 Temmuz’un finansörü olmakla suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri ile nasıl normalleşiyorsa, dün Kaşıkçı cinayetinin katili olmakla suçladığı Suudi Arabistan ile nasıl normalleştiyse, dün siz çocuk öldürmeyi iyi bilirsiniz dediği İsrail ile bugün nasıl normalleştiyse; Suriye ile de derhal yeni bir süreç başlatmalıdır. Dış politika tutarsız asarım keserim ifadeleri ile yürütülmez, Türkiye bu iktidarın yanlış ve kısır yaklaşımdan çok zarar gördü. Şam’da cuma namazı kılacaklardı, abdest bile alamadılar. 15 günde Şam’a gireceklerdi, öyle görülüyor ki; bu yanlış anlayışla 15 yılda dahi işin içinden çıkamayacaklar. Bu sebeple; Tahran zirvesi, sorunların dayatma değil uzlaşma ile çözülmesi için önemli bir fırsattır. Bu fırsat çok iyi değerlendirilmelidir.

'KASANIN DİBİ DELİNİ'

İktidar ortakları tarafından büyük vaatlerle getirilen Başkanlık Sistemi, maalesef ülkeye saadet değil felaket getirdi. “Verin yetkiyi görün etkiyi” dediler. Dolar düşecekti, enflasyon düşecekti, hayat pahalılığı azalacak, ekonomi düzelecekti. Türkiye uçacaktı. Peki ne oldu? Türkiye değil ama dolar uçtu. Başkanlık sisteminden önce 4,5 lira olan dolar bugün 17,5 lira oldu. Türkiye değil ama borçlar uçtu. Başkanlık sisteminden önce 1 trilyon dolar olan borç stoku 3 trilyon doları geçti. Merkez Bankası rezervleri eridi. 2018 yılında artı 21,6 milyar dolar seviyesindeki rezervi, Temmuz 2022 itibariyle eksi 54,5 milyar dolara inmiş durumdadır. 2018’de vatandaşın bankalara borcu 2,3 milyar lira iken bugün 6,9 milyar liraya yükseldi. Son 4 yılda yarım milyon esnaf kepenk kapatırken, 4 milyondan fazla insanımızın kredi borcu yasal takibe alınmış.

'ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİM BİR REFERANDUM OLACAKTIR'

Bu yüzden diyoruz ki, önümüzdeki seçim bir referandum olacaktır. Milleti ezen, fakirleştiren, yolsuzluğa ve yoksulluğa mahkum eden bu sisteme evet mi diyeceğiz yoksa yeter artık deyip bu talan düzenine son mu vereceğiz? İster vaktinde olsun ister baskın olsun, ister erken seçim olsun biz sadece iktidarı değil, esas bu düzeni, bu sistemi ve bu zihniyeti değiştireceğiz.” (ANKA)

Politika