Kılıçdaroğlu: 85 milyonu ayrım yapmadan kucaklamak benim boynumun borcu

Kılıçdaroğlu: 85 milyonu ayrım yapmadan kucaklamak benim boynumun borcu
Hatay'da konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette, bu insanların geri gelmesi lazım" dedi.

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Maraş merkezli depremlerde yıkıma uğrayan Hatay'da EXPO'da kurulan çadırda açıklamalarda bulundu.

85 milyonu kucaklamak boynumun borcu

"Slogan da yok pankart da yok. Hepinize teşekkür ederim. 85 milyon insanı hiçbir ayrım yapmadan kucaklamak boynumun borcudur. Zor günlerden geçiyoruz. Bazı acılar var ki yüreğimizin köşesinde devamlı durur. Depremin yarattığı büyük acı bütün dünyada yankılandı. Birlikte olmak, beraber olmak, yaralarımızı sarmak gibi hasleti asla unutmayacağız.

Bayrakların indirilmesini kabul etmiyoruz

Buraya gelirken mezarlıkları ziyaret ettik. Büyükşehir Belediyesi, Türk bayrağı ve Hatay Büyükşehir Belediyesi bayraklarını asmış. Ankara'dan talimat, 'Bayrakları indirin' diye. Bunun olur olduğunu görmek benim vicdanımda derin yaralar açtı. Asla kabul etmiyoruz. Bayrağımıza sahip çıkmak namusumuzdur, vatanımıza sahip çıkmak da namusumuzdur. Depremde hayatını kaybettiği vatandaşların mezarlığı Büyükşehir Belediyesi'ne aittir. Bir toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.

Dükkan yıkılmış, faiz istiyorsunuz

14 Mayıs'tan sonra yeni bir güne başlayacağız. Hatay'da, Kahramanmaraş'ta yeni bir anlayışı, hiç kimsenin ayrıştırılmadığı yeni bir ufku göreceğiz. Olağan üstü hallerde olağan üstü kararlar alınır dedi. Çiftçinin, esnafın, sanayicinin bir an önce kendisine dönmesi için ona destek vereceksiniz. Dükkan yıkılmış, faiz istiyorsunuz. Olağanüstü kararlar alacaksınız, 'esnafın bankalarda olan kredilerinin faizini siliyorum, dükkanı yıkılmışsa ana parayı da siliyorum' diyeceksiniz.

Bu insanların geri gelmesi lazım

Devlet yönetiminde kural şudur, derhal planlarsınız kısa dönem, orta dönem ve uzun dönemde ne yapacağım? Beşeri sermayeden büyük kayıp var, haberleri var mı acaba? Mühendisi, mimarı, doktoru, ustabaşı, sanayicisi, fabrikalarda çalışan nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette. Bu insanların geri gelmesi lazım. Kısa vadede yapılması gereken şeylerdir bunlar. Çözümü basit, 50 sefer söyledim. 'Olağanüstü bir durum var, deprem bölgesinde çalışmak isteyenden vergi ve sigorta primi almayacağım' diyeceksiniz. Olağanüstü dönemler, devletin olağanüstü fedakarlıklar yaptığı dönemlerdir. Bunlar olmadığı zamanlar devlet yönetilmiyor demektir.

Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bize söyleyin yaparız hepsini. Samandağ’da yazı göndermişler. Yeteri kadar su gönderemeyeceğiz, az su tüketen ürünleri ekin diye. Bir devlet bunu yapar mı? Verin kardeşim bize, deyin ki DSİ yapamıyor, bizim belediye başkanlarımız süratli bir şekilde yaparlar.

Asbesti düşünüyorlar mı acaba?

Bakınız 37 gün geçti, hâlâ molozlar var, enkaz var. 180 milyon ton enkaz bir yerlere taşınacak. Asbesti düşünüyorlar mı acaba? Gerekli önlemler alınmadığı takdirde kentlerin kanser üreten bölgelere dönüşebileceğini düşünüyorlar mı acaba? Bir çevre mühendisiyle görüştüler mi acaba? Devleti yöneten kişi bütün ayrıntıları düşünmek zorundadır.

Biz afetten sakınmayı adeta defterimizden silmişiz. Oysa devletin liyakatli kadroları bunu belirlemiş durumda. Kahramanmaraş’ta şu şiddette olacak diye raporlar yazılmış. Rapor öyle mükemmel yazılmış ki şu kadar büyüklükte olacak, şu kadar can kaybı olacak, şu kadar bina yıkılacak diye…. Deprem oldu, hepsi oldu.

Afet bölgesinin tümüyle özel planlaması lazım. Buraya gelecek olan insanlara belli avantajların sağlanması lazım. Biz çalışmalarımızı yaptık, rapor hazırladık uzmanlarla.

Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar, böyle şey olur mu?

750 bin depremde yıkılan orta ve ağır hasarlı bina var. 250 bin güçlendirmeye muhtaç, 500 bin de yeniden inşa edilecek konut var. 750 bin konut ne demek, 750 bin kapı, dolap, musluk demek…"

Tedbirleri devlet alır. Şimdi diyorlar ki 'size ev yapacağız ama sizi borçlandıracağız'.. Niçin kardeşim? O imzaların hiçbirisi bana ait değil. O imzaları ben atmadım. Devlet olarak her türlü teminat verdin.

Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar, böyle şey olur mu? İmar affını sen çıkarıyorsun, denetleyecek olan iktidar, vatandaş nereden bilecek fay hattı nereden geçiyor.

İktidar olduğumuzda herkesin anahtarını teslim edeceğiz beş kuruş almayacağız.

Eğer bir helalleşme olacaksa anahtarı teslim edeceksiniz, ölen canlar için özür dileyeceksiniz. Vatandaşın devlete borcu yok, devletin vatandaşa borcu var. 418 milyar doları hortumlayanlardan parayı alacaksın, vatandaşa vereceksin. Devlet akılla, irfanla yönetilir."

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Politika