Kılıçdaroğlu: Yönetimi vermemezlik edemez, tıpış tıpış verecektir; birinci turda bitecek

Kılıçdaroğlu: Yönetimi vermemezlik edemez, tıpış tıpış verecektir; birinci turda bitecek
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı canlı yayında iktidarı gençlerin ve kadınların "yolcu edeceğini" söyleyerek, "Gençler umduğumuzdan fazla siyasetin içinde ve onlar özgürlük istiyorlar. Mutfaktaki yangını en çok hisseden kadın. Evin, pazarın sıkıntılarını yaşayan kadın. Gençler ve kadınlar iktidarı yolcu edecekler" sözlerini sarf etti.

Seçim çalışmaları kapsamında şehirlerde mitingler gerçekleştiren Kılıçdaroğlu vatandaşların miting meydanlarında açtığı pankartlar hakkında, "Bazen sizin ne söylediğiniz değil kendi iç dünyasını yansıtıyor. Ondan söz edilmesini istiyor. Pankart ve görsellerle. Biz de gittiğimiz yerlere göre o pankartlara da bakarak söylemlerde bulunuyor" dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, TELE1 ekranlarında yayınlanan 'Gündem Özel' programının canlı yayın konuğu oldu. Son dönemde gündeme gelen 'sözde CHP afişleri' dağıtanlar hakkında "Bunlarda Allah inancı var mı, ahlak var mı?" diye tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "İletişim Başkanlığı, AK Parti'nin yayın organı, kara kutusu gibi. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok AK Parti devleti var" ifadelerini kullandı.

'Gençler yolcu edecek'

Seçim gecesine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Anadolu Ajansı'na (AA) güvenmediklerini dile getiren CHP lideri, "YSK açıklamasın, sonuçları biz açıklayacağız" dedi. Vatandaşlara seçim gecesi için sokağa çıkmama çağrısı hakkında ise "Bir çatışma ortamı yaratmak isteyebilirler" yorumunda bulunan Kılıçdaroğlu, iktidarın seçim sonuçlarını kabul etmeme ihtimali sorusuna ise, "Yönetimi vermemezlik edemez, tıpış tıpış verecektir" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs seçimleri öncesi konuk olduğu canlı yayında TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, gazeteci Zeynel Lüle ve TELE1 Ana Haber Sunucusu Evren Özalkuş’un sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'nun söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:

"Gençler umduğumuzdan fazla siyasetin içinde ve onlar özgürlük istiyorlar. Seçimin kaderini belirleyecek olan gençler. Oylarının ne kadar değerli olduğunun da farkındalar. Türkiye'de değişimi siz getireceksiniz, dünya siyaset tarihine miras bırakacaksınız diyorum. Daha ilginç olanı, kadınlar. Mutfaktaki yangını en çok hisseden kadın. Evin, pazarın sıkıntılarını yaşayan kadın. Gençler ve kadınlar iktidarı yolcu edecekler. İki kesim siyasete ağırlığını koymuşlar.

'Demokrasiden uzaklaştık'

Türkiye ikiye bölünmüş vaziyette. Kadını değersiz olarak görenler ve kadın erkek eşitliğini savunanlar... Değersiz görenler de her fırsatta dillendiriyor. Bir tarafta demokrasi isteyenler öbür tarafta otokrasi isteyenler. Bir tarafta üniversitelerde bilimsel çalışmaların yapıldığı tabloyu savunanlar, diğer tarafta üniversiteleri tamamen bilimsel çalışmaların dışına itenler. Türkiye'nin demokrasiden hızla uzaklaştığını gösteriyor. Bir kişinin dudaklarından çıkacak sözlere göre yönetildiği bir tablo. Her ne kadar yasama yargı organlarımız olsa da saraydan aldıkları talimata göre görev yapıyorlar. Devleti ayakta tutan kolonları yeniden inşa etmemiz lazım. Tüm bunlardan çıkışın yolu sandıkla olacak. Her vatandaşımın pazar günü sandığa gitmesini, sayımını izlemesini, orada elde edilen bilgileri duyurmasını isteriz.

'Sakın ola ki umutsuzluğa kapılmayın'

Bazen sizin ne söylediğiniz değil kendi iç dünyasını yansıtıyor. Ondan söz edilmesini istiyor. Pankart ve görsellerle. Canlarını yakan o. Zaman zaman söylemlerinizin dışınıza çıkmak durumunda kalıyorsunuz. Biz de gittiğimiz yerlere göre o pankartlara da bakarak söylemlerde bulunuyoruz. Sakın ola ki umutsuzluğa kapılmayın, hepimizin iradesiyle gerçekleşecek. Gidip oy kullanacağız. Değişim için oy kullanın diye çağrıda bulunuyoruz.

Kararlılık iradesi çok önemli. Onların ne yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Çatışma yaratmak istiyorlar. Seçmen bilinçli, tahriklere kapılmıyor. Öbür türlü, pankartlar, broşürleri biz dağıtıyormuşuz gibi yapılıyor. Sormak lazım, bunlarda Allah inancı var mı, ahlak var mı? Devleti yönetenler partiyi devletleştirdiler. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok AK Parti devleti var. İletişim Başkanlığı, AK Parti'nin yayın organı, kara kutusu gibi.

'Sonuçları biz açıklayacağız'

Kimse montajcılara inanmasın, bu ahlaksızlıktır. Çıkar iftiralar atarlar, Türkiye'nin buradan çıkması lazım. Kesinlikle çıkaracağız, ahlaksız yapıları açığa çıkaracağız. YSK açıklamasın, sonuçları biz açıklayacağız. 1 buçuk yıldır sandık güvenliğine çalışıyoruz. Tüm altyapı oluşturuldu, denemeler yapıldı. Bayram havası içinde sandığa gideceksiniz. YSK, AA yayınlamayabilir. Biz tutanak örneğini göstererek tek tek yayınlayacağız. Hepsi bizim elimizde olacak.

AK Partili bazı unsurlar sokaklara çıkıp ateş edebilirler, kaybettiklerini görünce taşkınlık yapabilirler. O konuda bütün vatandaşlarımın dikkatli olmasını istedim. Bir çatışma ortamı yaratmak isteyebilirler. Nasıl Erzurum'da yapıldığında çatışmaya girmediler özellikle. Çünkü saray bunu istiyor, özellikle kaçınması gerekiyor.

'Allah akıl fikir versin'

En sonunda bunlar halkı darbeci yaptılar. Soğan üreticisini, emekliyi terörist yaptılar. Neredeyse 85 milyonu terörist yaptılar. Şimdi darbeci yaptılar. Seçim tarihini, YSK'yı, kuraları yapanlar bunlar. Beğenmedikleri zaman vatandaş darbe yaptı olacak. Allah bunlara akıl fikir versin, bunlar devleti yönetmiyorlar. Bunların devletle falan ilgisi yok. Bunlar beşli çetelerin, ailelerin, kendi çıkarlarını savunuyorlar. Bunların dünyalıkları da yurt dışında.

Halkın iradesi her şeyin üzerindedir. Bir kişi halkın iradesini yok sayıyorum deme lüksü yok. İstanbul seçimlerinde denemek istediler. YSK'daki çetelerle bunu halletmeye çalıştılar. Hukuka bakın, zekaya bakın. Tam bir rezalet. Hukuk tarihimizin en büyük rezaletlerinden. İkinci kez seçimi yaptıran yargıçların hiç birisi gerçek anlamda yargıç değildir. O yüzden onlara çete dedim. Dava açtılar, kazanacağım. Bir yargıç hukuku katledemez. İstanbul seçimlerinde görüldü. İstiyorlarsa bir daha seçim yaparız. Halkın iradesine herkes saygı göstermek zorundadır. Yönetimi vermemezlik edemez, tıpış tıpış verecek. Türkiye onun malı mı? Birinci turda bitecek. Çok iyi durumdayız, rahatlıkla...

'Bizim sorunumuz devleti soyanlarla'

Sadece bir havalimanı. 1 milyar dolar. Bunlar bilinen olaylar, paraların nasıl gittiği belli. Yapılan ihaleler, alınan rüşveteler, vatandaşın soyulması, dolar endeksli ihale yapılması, 85 milyonun bir avuç kişiye çalışır hale getirmesi. Tüm bunları üst üste koyduğunuz zaman bizim uzman arkadaşlar 418 milyar dolarlık bir kaybı ortaya çıkardı. Her birisini dosyaladık, bir tarafta tutuyoruz. Devleti soyanlarla bizim sorunumuz var.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilktir. TBMM, TMSF'de soruşturma açılmayacaktır diye kanun çıkardı. Belki de hiçbir ülkenin tarihinde böyle bir rezalet yaşanmamıştır. TMSF'yi soyacaksın, soyanlara soruşturma açamayacaksın, kanun çıkardılar. Bu parlamentoyu itibarsız kılmak demektir. Yargı felaket durumda. Bir tek Yargıtay kararı altında imzası olmadan kişi alındı AYM'ye üye yapıldı. Bu yargıç mı şimdi? Buna yargıç denmez ki, paraşütle geleceksin oraya, dayın olacak orada.

'Teröre karşı durmak insanlık görevi'

Özel sektör de bu alana girecekse bir rekabet içinde girilmeli. Dolayısıyla kim daha iyi nitelikli ürün üretiyorsa başımızın üzerinde yeri var. Ama diğerlerini tasfiye edip bir kişinin önünü açarsanız bu doğru değil, ahlaki de değil.

Terör bir insanlık suçudur. Kim destek verirse Allah belasını versin. Hangi çağda yaşıyoruz biz. Teröre karşı durmak insani bir görevdir, mücadele etmek hepimizin görevidir. İktidar muhalefet ayrım olmaz, hepimizin görevidir.

Türkiye artık yoksulluğu yaşayan bir ülke olmaktan çıkacak. Hayat standardı yükselecek. Sosyal devlet kadının temel güvencesi olacak.

6 lider 2 bin 400 maddelik Ortak Mutabakat Metni hazırladık, kamuoyu ile paylaştık. Bunun içinde her şey var. Neyi nasıl yapacağımızı biliyoruz. İlk yapacağımız şeylerden birisi Durum ve Hasar Tespit komisyonu kuracağız. MB'nin durumu nedir, bilmiyoruz. Varlık Fonu nedir ne değildir, bilmiyoruz. TÜİK'de ne oluyor, gerçek rakamlar nedir? En geç önümüze 15-20 gün içerisinde rapor koyacak.

'Cumhur İttifakı ne yaptı?'

Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Türkiye'nin kaynaklarının nereye harcandığı ile ilgili. Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayacağız. Tüm taraflar yer alacak, işçisinden sanayicisine. Toplumsal destek alacağız. Yönetimde yeni bir anlayışı egemen kılacağız. Bir kişiye teslim edilen devletin nereye geldiği görüldü.

Türkiye 6 ay içinde nefes alacak. Hızla büyümesini sağlayacağız. Anayasa değişikliği ön görüyoruz. Parlamenter sisteme dönelim derken, eskiye dönmeyeceğiz. Eskiden memnun değiliz. Antidemokratik maddelerin ayıklanması lazım. Oturuldu çalışıldı hazırlandı, paylaşıldı. Millet İttifakı bunun hepsini yaptı, Cumhur İttifakı ne yaptı? Böyle devlet olmaz, devlet yara alır buradan.

Kadro çalışmalarımız devam ediyor. CHP olarak değil, diğer partilerle de. Şu anda kamuda görevini hakkıyla, sorumlulukla, çalışan insanlar yerlerinde kalacaklar. Hepsini atalım yenisini getirelim düşüncemiz yok. Saray'ın talimatlarını yapan, politize olmuş insanlar ayrılacak. Onların yerine daha birikimli insanlar gelecek. Merkez Bankası'nın başkanı çok önemli. İçerideki ve dışarıdaki kişilere güven vermesi lazım. Birisi var. Türkiye'de bu işi bilen insanlar artık ekonomiye yön verecek.

'Fincancı dükkanına giren fil gibi yakıp yıkma gibi davranılmaz'

Devlet adaletle yönetilir, kinle öfkeyle yönetilmez. Birisi yolsuzluk yapmışsa bağımsız mahkemelerde hesabını verir. Serbest de kalır mahkum da edilebilir. Mahkemeye bunu demeyiz. Vicdani kanaati ve hukukun üstünlüğüyle karar veriyorsa bir sorun yok. Yolsuzluk varsa belgesi dokümanları hukuk sürecinde alınır, varsa yolsuzluk yargıya teslim edersiniz, gider yargılanır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedi, bunu görmezden geleyim diyemezsiniz.

Vali gerçekten valiliğini yapıyorsa, gel hemen değiştirelim değil, onun kuralları vardır, atama kuralları vardır, atamalar yapılır. Fincancı dükkanına giren fil gibi yakıp yıkma gibi davranılmaz. Adalete uygun davranılması gereğine inanan bir insanım.

Dış politikayı 180 derece değiştireceğiz. Yapılan yanlışı doğru zemine oturtmamız lazım. Kavgacı bir dış politikası olmaz. Hele Arap dünyasının iç işlerine karışmak asla doğru değil. Türkiye hakemlik rolü üstlenir. Türkiye o alana girmemekle her zaman kazançlı çıkmıştır. Suriye Devlet Başkanı'na her türlü hakaret yapıldı şimdi adam gönderiyorlar barışalım diye. Neden kavga ettin? Kaybeden kim, Türkiye. Sorumlusu kim? Sınırlar yol geçen hanına döndü. Biz uygar dünyadan koptuk. İstedikleri kişinin mal varlığına çökebilirler.

İlla bu devletin demokratikleşmesi için illa birinin dayatması mı lazım? Bizim aklımız yok mu? Avrupa Birliği'nin ön gördüğü bütün demokratik kuralları yaparız. Bir Alman demokrasiyi yaşayacak da bir Türk neden yaşamasın? Tüm demokratik kuralları getireceğiz. 3 ay içinde onların vize için ön gördükleri kuralları, yasal düzenlemeleri yapacağız, vizeler kalkacak, vatandaşımız seyahat edebilecek.

'Rusya'nın yatırımları sürecek'

Biz, bir devletin başka bir devletin iç işlerine karışmasını istemeyiz. Elbette dostluk komşuluk ilişkilerimiz olacak. Binlerce turist gelecek. Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmanın bir an önce bitmesini, barışın olmasını isteriz. Beklentilerimizden birisidir. Rusya'nın işgalini doğru bulmayız. Rusya'nın Türkiye'deki yatırımları da devam edecek. Nükleer Santral yatırımları... Bazı büyük teknolojik yatırımları, cam sanayiyi Rusya'dan aldık.

Hayatını savaş meydanlarında geçirmiş olan Mustafa Kemal'in temel bir kuralı vardır: Yurtta sulh, cihanda sulh... Ben dünyayla neden kavga edeyim. Rekabet edebilirsiniz ama kavgaya gerek yok. İki taraf da kavga eder. Dış politikayı var olan eksenden değiştireceğiz. Suriyeli kardeşlerimizi de en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine uğurlayacağız."

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Politika