Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasında CHP, Hulusi Akar'ın tanık olarak dinlenmesini istedi

Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasında CHP, Hulusi Akar'ın tanık olarak dinlenmesini istedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik Çubuk'taki linç girişimi davasının ikinci duruşmasında tanık olarak dinlenen CHP Milletvekili Murat Emir, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da tanık olarak dinlenerek, neden o gün mutat olduğu üzere protokolün top arabasının arkasından yürümediğinin açıklamasını istedi. Hakim, bakanların tanıklık talebini daha sonra değerlendireceğini belirterek duruşmayı 21 Haziran'a erteledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik Çubuk'taki linç girişimi davasının ikinci duruşmasında CHP Milletvekili Murat Emir, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın tanık olarak dinlenerek, neden o gün mutat olduğu üzere protokolün top arabasının arkasından yürümediğinin açıklamasını istedi. Savcı, Akar'ın tanıklığının reddini istedi, Hakim, bakanların tanıklık talebini daha sonra değerlendireceğini belirterek duruşmayı 21 Haziran'a erteledi. 

Şikayetçi olan CHP Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir, AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin’in cenazede Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmamasını oradaki kalabalığın da gördüğünü aktararak, “Ön tarafında bulunan kalabalık provoke oldu” dedi. CHP çalışanı Barış Bozkurt ise Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıktığında asker aracına yönelik saldırının devam ettiğini vurgulayarak, “Devletin aracına taş atıldı” dedi. 

Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 tarihindeki cenaze töreninde Ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişimine ilişkin Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması devam ediyor. Sanıklar Engin Üce ve Halis Daştan’ın ifadelerinin ardından CHP aracına taş atan sanıklara zararı ödemeyi kabul edip etmedikleri soruldu. Sanıklar bu öneriyi kabul etti.

CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya şikayetçi olarak duruşmada ifade verdi. Kaya “Öldürmeye tam teşebbüsün olduğu bir davanın küçük duruşma salonunda yürütülmesini eleştiriyorum. Ben lebalep demeyeceğim, salon hınca hınç dolu” dedi. Kaya, cenazeye katılacaklarının önceden belli olduğunu ve bir gün önce ilgili makamlara koruma ekibi tarafından bildirildiğini söyledi. Sanıklar, Kaya’nın konuşması sırasında sözlü müdahalede bulununca hakim sanıkları uyardı.

Gergin duruşma

Sanıklardan Vahit Delibaş, “Sayın hakimim bizim yalana tahammülümüz yok” dedi. Avukat Celal Çelik’in hakimi uyarması üzerine Delibaş’ın “Yalana tahammülümüz yok” sözü tutanağa geçildi. Sanık avukatlarından Fatih Atalay, Kaya’nın sanık Delibaş’a “Hadsiz” sözünün de tutanağa geçmesini istedi. Bunun üzerine Atalay ile Kaya arasında gerilim yaşandı.

İfadesini sürdüren Kaya, “Protokol karşılamasının ardından birileri işaret vermişçesine protestolar başladı” dedi. Kaya, cenaze namazı öncesinde AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin’in Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmadığını ve namaza durmadan önce birileriyle fısıldayarak konuştuğunu aktardı. AKP Genel Sekreteri’nin konuşmasının ardından kendilerine yönelik protestonun sürdüğünü belirten Kaya, imamın uyarısına rağmen protestoların devam ettiğini kaydederek, “Sanıklar şehide saygı diyorlar ama şehidin cenaze namazının kılınmaması için ellerinden gelenleri yapıldı” dedi.

CHP'li Kaya: Siper oldum, iki kaburgam kırıldı

Kaya, şehit cenazesi top arabasına konulduktan sonra saygı duruşunda bulunduklarını, arabanın arkasından yürümeye başladıklarında protokolün diğer unsurlarının aracı takip etmediğini vurguladı. Kaya, “Burası şunun için kritik. Biz arabanın arkasından yürürken bir güruh araya set ördü” dedi.

Kaya ‘güruhun’ Kılıçdaroğlu’na yönelik sözlü saldırılarının fiili saldırıya dönüştüğünü belirterek, “Yumruk, tekme, sopa, bıçak. Bıçakla kimin saldırdığını isim olarak hatırlamıyorum. Genel Başkanımıza vurulmasın diye kendisine siper oldum. Benim iki kaburgamın kırıldığını akşam hastanene öğrendim. Sanıklar Genel Başkanımıza uluşamadıklarında yumruk, tekme bizi geldi. Sanıkların ve Genel Başkanımızın düşmemesi için çaba gösterdik. Sanıklardan birisi de düşse yerde linç olurdu” diye konuştu.

Kaya olaya çok az sayıda askerin müdahale ettiğini kaydederek, şöyle devam etti:

“Genel başkanımızı eve yönlendirdik. Levent Gök de oradaydı. Genel Başkan eve yönlendirildiğinde Gök, yalnız kaldı. Ona da saldırılar yapıldı. Ben de onu kurtarmak için aldım, bir araca bindirdim. Evin etrafındaki öldürme hırsını alamayan kabalık beklerken, biz de bir kenarda bekledik. Bu organize bir harekettir. Tepki veya kızgınlık sonucu meydana gelmiş bireysel olay değildir. Bu olayda sanıkların şehidi en ufak saygısının olmadığı cenaze namazının kıldırılmamasıyla ortada.”

Neden top arabasının arkasında yürümediler?

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir de şikayetçi olarak duruşmada dinlendi. Emir, soruşturma aşamasındaki ifadelerin tekrarlayarak, şunları söyledi: 

“Şehit cenazesini Çubuk İlçe Başkanımdan bir gün önce öğrendim, saat 18.00  civarıydı. Sayın Genel Başkanı bilgilendirdim. Sayın Genel Başkanın cenazeye katılacağı bilgisi geldi. Cenazeye katılacağımızı Genel Başkanın koruma ekibi ilgili daireye bildirildi.... Genel Başkanımızla aynı araçtaydık. Koruma görevlilerinden sloganlar atıldığı bilgisi geldi. (Hakim ‘sizden önce giden belediye başkanına ilişkin olabilir mi?’ diye sorunca) Belediye Başkanına mı olduğunu bilemem. Biz devletin gerekli güvenliği aldığını düşünerek, cenaze yerine gittik. O sırada her an bu taşkınlıkların sonlandırılacağını ve cenaze namazının kılınacağını düşünüyordum. Olaylar gittikçe şiddetlendi.”

“Dikkat çekici bir olay oldu. Her şehit cenazesinde katılan bütün erkan protokol gereği şehidin konulduğu top arabasının arkasından yürür. Burada Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı ve protokolü göremedik. Top arabasının arkasından yürümeden ayrıldılar. Başta Hulusi Akar olmak üzere diğer bakan ve görevlilerin neden top arabasının arkasından yürümediğini ve devlet protokolüne uymadığını mahkemenizin araştırması gerekir. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve diğer yetkililerin tanık olarak dinlenmesini istiyorum. Kendilerini bundan neyin alıkoyduğu sorulmalı. Biz bir anda azgın kalabalık ile baş başa bırakıldık. Ondan sonra sizin etrafımızdaki mülki erkanın korumaları da çekilince Genel Başkanın korumaları ve bizler o kalabalıkla baş başa bırakıldık. Bana da vuruldu ama kimin olduğunu göremedim. Özellikle tekme şeklinde. Dizimden yaralandım ve yaralandığıma ilişkin raporu mahkemeye ilettim.”

40 dakika araştırılmalı

“Uzun bir yürüyüş yaptık, nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Genel Başkanın sığındığı eve gidinceye kadar ‘Öldürün, vurun, bırakmayın’ şeklinde tehditlere maruz kaldık. Evde geçirdiğimiz süre 1,5 saat. Saldırganlar yaklaşık 40 dakika evin etrafında bekleyebildiler. Eve de girebilirlerdi. Oradaki fiziksel olanaklar düşünüldüğünde özellikle güvenlik çemberinin alınmadığı ve bizim ‘Yakın’ diye tehdit edildiğimiz o 40 dakikanın araştırılması lazım. Bilinçli olarak güvenlik tedbiri alması gerekenlerin almadığını düşünüyorum. Mahkemeniz Akar ve yanındakilerin top arabanın arkasından neden yürümediğini, eve sığınana kadar yapılan yürüyüşte niye etkin önlem alınmadığını, biz evin içindeyken 40 dakika kadar niye güvenlik çemberi oluşturulmadığını araştırmadan mahkemeniz görevini yapmış sayılmaz.”

Şikayetçi olarak ifade veren CHP Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir şöyle konuştu:

“Genel Başkanımız vatansever olduğu için bütün şehit cenazelerine katılmaya özen gösterir. Sabah cenaze törenine katılmak için yola çıkmıştık. Özel Kalem ve koruma müdürü emniyete ve ilgili yerlere katılacağımızı bildirmiştir.”

“Araçtan indiğimizde kalabalığın yuhaladığını duydum. Genel Başkanın protokolü selamlaması sırasında AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin elini sıkmadı. ‘Bay Kemal burada ne işin var’ diye slogan atıldı. Kalabalık elini sıkmadığını gördü ve cenazenin ön tarafında bulunan kalabalığın provoke olduğunu düşünüyorum.”

Hedef Kılıçdaroğlu'ydu

“Top arabası geçtikten sonra Genel Başkanımıza saldırı oldu. Genel Başkanımızın gözlüğünü çıkardığını gördüm. Ben alarak cebime koydum. Yumruk ve sopalarla saldırı oldu. Amaç bizi düşürüp Genel Başkana ulaşmaktı. Öldürme kastıyla yapıldı.”

“Genel Başkanımız eve girerken ellerinde demir sopalar ve keser olan gençlerin çıktığını, vurmaya çalıştığını gördüm. Genel Başkanımızla eve girdim, dışarıdan gelen bağırtılar üzerine Genel Başkanımızın bulunduğu hole geçiş olmasın diye evin bazı kapılarını kilitledim. Ev sahibi evden ayrılmamız gerektiğini ve bu olaydan sonra kendisini yaşatmayacaklarını söyledi. Sonra eve giren bir bayan ‘Çık buradan, ne işiniz var. Siz PKK ile iş birliği yaptınız’ dedi. Genel Başkanımız Artvin’de PKK’nın saldırdığını ve liderler arasında tek kendisine saldırıda bulunduğunu söyledi. Oğlunun Sivas’ta askerlik yaptığını ve diğer siyasi parti genel başkanları gibi bedelli askerlik yapmadığını belirtti. Kadın bunları bilmediğini söyledi ve yumuşadı. Oradan ayrıldı.... Olay öldürmeye teşebbüs ve linç girişimiydi.”

CHP çalışanı Barış Bozkurt, Akkuzulu köyüne araçla geldiklerinde bir güruhun slogan atarak bağırmaya başladığını söyleyerek, araçtan indiklerinde yürüyüş alanı ile kalabalığın arasındaki bariyerlerin olduğu protokol yolundan cenaze namazına geçtiklerine söyledi. Bozkurt, namaz başlamadan sloganların devam ettiğini aktararak, “Görevim gereği çok şehit cenazesine katıldım. Ben hiçbir imamın 55 saniyede şehit cenazesinin namazını kıldırdığını görmedim” dedi.

Bozkurt, şehit cenazesi top arabasına konulduktan sonra arkasından giderken sloganların devam ettiğini vurgulayarak, “45 dakika gibi bir süre tekme, tokatlar arasında sürüklendik. Koruma müdürünün ‘Karşımızdaki eve gidelim’ dedi ve eve girdik. Eve girene kadar geçen sürede üzerimize çamur atıldı. Taş birikintileri vardı, bize doğru atıldı” diye konuştu.

Saldırı organizeydi

Eve girdiklerinde atılan taş sonucu salon camının kırıldığını vurgulayan Bozkurt, ne olduğunu anlamak için telefonları çekmediği için televizyonu açtığını ve A Haber Televizyonu’nun canlı yayınında dışarıda “Yakın bu evi” diye bağıran kadının görüntüsünü gördüğünü söyledi. Bozkurt bu kadar hızlı yayın yapılmasını “(Saldırının) Organize olduğunu ifade ediyor” diye yorumladı.

Bozkurt, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın kalabalığı sakinleştirmek için “Amacınıza ulaştınız” diye seslenildiğini belirterek, Kılıçdaroğlu’nun evden çıkarıldığı zırhlı araca taş atılmaya devam edildiğini ekledi. Bozkurt, “Devletin aracına taş atıldı” dedi.

Cenaze namazını nasıl kıldık, anlamadık

CHP Genel Başkan Başdanışmanı Kenan Nuhut, cenazeye katılacaklarını önceden bildirdiklerini söyledi. Nuhut cenaze törenine Kılıçdaroğlu geldiğinde yuhalamalar olduğunu belirterek, “Cenaze töreninin yapılacağı alana geldik. Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler vardı. İmamlar cenaze namazını kıldırmak istiyordu fakat kalabalığın sesinden dolayı kılınamıyordu. Namaz başladı, kıldık mı kılmadık mı anlayamadım” dedi.

Top arabasının arkasından giderken zor yürüdüklerini söyleyen Nuhut, kendilerine yönelik demir çubuklar ve sopalarla yapılan saldırı nedeniyle sırtında morarmalar olduğunu kaydederek, “Sayın Genel Başkana yönelik öldürme kastıyla bir saldırı vardı. Birinin bıçak çektiğini gördüm. CHP Spor Kurulu üyesi Mustafa Yavuz, şahsın eline vurarak bıçağı düşürdü. Kalabalık arasında Osman denilen zatın yumruk attığını da gördük” diye konuştu.

Nuhut, Kılıçdaroğlu eve sığındığında bir kadının “Yakın bu evi” diye bağırdığını söyleyerek, “Osman isimli şahsın da Genel Başkan evin içerisindeyken gençlere ‘Girin içeri’ diye bağırdığını gördüm” diye ekledi.

Kılıçdaroğlu, polis parkası giymedi

Nuhut, Kılıçdaroğlu’nun evden çıkarılması için Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “Sizi çıkarmak için polis parkası giydirelim” dediğini ancak Kılıçdaroğlu’nun bunu “Nasıl
girdiysem öyle çıkarım” diye reddettiğini anlattı. Nuhut, Kılıçdaroğlu zırhlı araçla evden çıkarılırken gençlerin çöp varilleriyle taş sürüklediğini belirtti.

Adam öldürmeye teşebbüs

Avukat Celal Çelik, sanıkların “Yakın, gömün” diye bağırdığını ve ‘adam öldürmeye tahrikten’ dava açıldığını vurgulayarak, “Suç adam öldürmeye teşebbüs kapsamında kalıyor. Bu nedenle mahkeme görevli değildir. Önümüzdeki duruşma görevsizlikle ilgili taleplerimizi açıklayacağız. Milli Savunma Bakanı ve dönemin Emniyet Genel Müdürü, sayın genel başkanımızın koruma müdürünün dinlenmesi gerekecek” dedi.

Savcı, Akar'ın tanılığının reddini istedi

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, sanık Sevim Gölyeri’nin savunmasında kendine isnat edilen suçların bir bölümünü kabul ettiğini ancak “Evi yakın” şeklindeki sözü kabul etmediğini hatırlatarak kriminal inceleme yapılmasını; CHP Ankara Murat Emir’in Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın tanık olarak dinlenmesi talebinin reddini; sanıkların adli kontrol hükümlerinin devamını istedi.

21 Haziran'a ertelendi

Hakim, usulüne uygun duruşmaya katılmayan tanıkların zorla getirilmesine, CHP’li Emir’in Bakan Akar ve protokoldeki diğer kişilerin tanık olarak dinlenmesi talebinin ileri aşamada değerlendirilmesine, geçen duruşma hakkında zorla getirilme kararı çıkarılan sanık Niyazi Altuntaş’a yeniden zorla getirme emri çıkarılmasına karar vererek duruşmayı 21 Haziran’a erteledi. Hakim, duruşma tarihi verirken “Suça sürüklenen 10 çocuk o tarihte reşit oluyor, onlarla birleştirmek için ileri tarih verdim” dedi.

Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimine ilişkin Çubuk 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılanan davanın ilk duruşması 30 Kasım 2020’de yapıldı. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün “Unuttum, çok zaman geçti” demişti. Sanık Vahit Delibaş ise “Kılıçdaroğlu’nu öldürmek isteseydik, zaten çıkamazdı. O kadar kalabalık vardı” diye kendisini savunmuştu.  Davada 6’sı kadın 36 sanık 1 yıl 8 ay 15 gün ile 28 yıl 10 ay arasında değişen hapis cezası istemi ile yargılanıyor.

(ANKA/TAMER ARDA ERŞİN)

 



Gündem