Kılıçdaroğlu'ndan 6 lider vurgusu: Aynı şeyleri söylüyoruz, hiç bir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke istiyoruz

Kılıçdaroğlu'ndan 6 lider vurgusu: Aynı şeyleri söylüyoruz, hiç bir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke istiyoruz
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da Cumhuriyet Akademisi'nin temel atma töreninde "Devletin dili adalettir. Adaletin olmadığı bir yerde haksızlık olur. Bu cebimizden alıyoruz öbür cebimize koyuyoruz. Hayır efendim bu cebinden alıyor yandaşlara veriyorsun bilmiyor muyuz?" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Yenimahalle'deki Cumhuriyet Akademisi'nin temel atma töreninde konuştu.

"SÖZ VERİYORUM ADALET BU ÜLKEYE GELECEK"

Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Biz önümüzdeki yüzyılı Türkiye'nin yüzyılı bölgede en güçlü ülkenin Türkiye olmasını istiyoruz. Hiç kimsenin düşüncesinden ötürü yargılanmadığı bir Türkiye. Hukukun üstünlüğüyle karar veren bir yargı ve adalet istiyoruz. Saraydan alınan talimatlarla karar veriliyorsa o ülkede adalet yok demektir. Ben size söz veriyorum adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek.

"ADALETİN OLMADIĞI BİR YERDE HAKSIZLIK OLUR"

Devletin dili adalettir. Adaletin olmadığı bir yerde haksızlık olur. Bu cebimizden alıyoruz öbür cebimize koyuyoruz. Hayır efendim bu cebinden alıyor yandaşlara veriyorsun bilmiyor muyuz? Hepsini biliyoruz ama hepsini göreceksiniz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını alacağım. Birlikte yapacağız bu işi.

Bakın 6 lider bir aradayız. Ayrı partileriz doğru ama 6 genel başkan aynı şeyleri söylüyoruz.

Adalet istiyoruz diyoruz. Türkiye'de hiç bir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke istiyoruz diyoruz. Bu bağlamda hareket ediyoruz. Çünkü gün bir parti sorunu olmakta çıktı. Sorun bir Türkiye sorunudur artık.

“KUCAKLAŞACAĞIZ, BARIŞACAĞIZ, HELALLEŞECEĞİZ, KAMPLAŞMAYACAĞIZ. DOĞUSU, BATISI, GÜNEYİ, KUZEYİ, TÜRKİYE BİR BÜTÜN OLACAK VE HEP BİRLİKTE TÜRKİYE’Yİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Cumhuriyet; bizim, 85 milyonun cumhuriyetidir. Cumhuriyet; hak, hukuk demektir. Özgür bir yurtta vatandaş olmak demektir Cumhuriyet. Demokrasiyle taçlandığı zaman, Cumhuriyet’in bilim, kültür, spor alanında nasıl geliştiğini bütün dünya görecektir. Bizim hedefimiz, Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmaktır. Bunu yaptığımız takdirde, bir 20 yıldır yapılamayan öğrenci yurdu sorununu bir yılda çözeceğiz. Üreten, alın teri döken herkesin hakkını, hukukunu teslim edeceğiz. Üretiyorsanız, alın teri üretiyorsanız emeğinizin karşılığını alacaksınız. İster taksi şoförü ol ister çiftçi ol, esnaf ol, sanayici ol, kamuda görevli bir memur ol, ne olursan ol, alın teri döküyor ve üretiyorsan, çalışıyorsan hakkın teslim edilecektir. Bugün yapılan; üretenin cezalandırıldığı, havadan geçinenlerin ise mükafatlandırıldığı bir dönemdeyiz. Bunun farkındayız, bu tabloyu tersine çevireceğiz. Güzel tabloda; emek, alın teri, gözyaşı var. Gözyaşı derken sevinç göz yaşları olacak. Kucaklaşacağız, barışacağız, helalleşeceğiz, kamplaşmayacağız. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi, Türkiye bir bütün olacak ve hep birlikte Türkiye’yi ayağa kaldıracağız.

“TARİHE BU MİRASI, MUSTAFA KEMAL’İN MİRASI OLARAK BIRAKACAKSINIZ. O NEDENLE BU ÜLKENİN GENÇLERİNE GÜVENİYORUM”

Sevgili gençler, aslında Gazi Mustafa Kemal, Türkiye’yi size bıraktı, size emanet etti. Bu emanetin hakkını teslim etmek zorundasınız. Önümüzde seçimler olacak, sandık gelecek, oy kullanmaya gideceksiniz. Sakın ola ki ‘Bir oyla bir şey olmaz, bugün gitmesem de olur’ demeyin. Mutlaka ama mutlaka sandığa gidin, elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden, ifade özgürlüğünden, herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’den yana oyunuzu kullanın. Otoriter bir yönetimi demokratik yollarla bu ülkenin gençleri alaşağı edecek ve dünya siyaset tarihinde önemli bir miras bırakacaklardır. Bu seçimlerde gençler sandığa gidip oy kullandıklarında dünya siyaset tarihi diyecek ki ‘Türkiye, Milli Kurtuluş Savaşı’nın verildiği bir ülkede, yani Misakı Milli’nin olduğu; hiç kimsenin, hiçbir egemen gücün karşısından boyun eğmeyen bir ülkenin gençleri, sandığa gittiler, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştirdiler’ diyeceklerdir. Tarihe bu mirası, Mustafa Kemal’in mirası olarak bırakacaksınız. O nedenle bu ülkenin gençlerine güveniyorum ve inanıyorum.

“YETKİYİ VERECEKSİNİZ, SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ”

Bu ülkenin çiftçileri, esnafı, sanayicisi, ev hanımı, sakın ola ki morallerinizi bozmayın. Yoksulluğu biliyorum, derin yoksulluğu da biliyorum. Annelerin evlatlarını yeteri kadar doyuramadığını da biliyorum. İşsizliği de biliyorum. Baba işsiz, anne işsiz, üniversiteyi bitiren genç çocuğu işsiz; bunu da biliyorum. Önemli olan bilmek değil; önemli olan, bilinen sorunları akılcı politikalarla çözmektir. Ama çözmemiz için yetki sizdedir. Yetkiyi vereceksiniz, sorunları çözeceğiz.

“HİÇBİR YOKSUL AİLENİN DOĞAL GAZI, İNTERNETİ KESİLMEYECEK. BUNLAR ARTIK İNSAN HAKKIDIR”

Sosyal yardımlar yapılıyor. Ne yapılırsa yapılsın, insan onuru kadar değerli bir şey yoktur. Hiç kimsenin yoksulluğunu afişe edemezsiniz. Yoksulluk kader değildir. İş verdiniz de çalışmadı mı, imkan verdiniz de yapmadı mı? Aç, işsiz bırakıyorsunuz, getiriyorsunuz ona yardım yapıyorsunuz, yaptığınız yardımı afişe ediyorsunuz; bunu da kaldıracağız. Bu ülkenin gerçekten insanlarına saygımız vardır. Evet, yoksulluk olabilir; evet, sosyal devlet yardım edebilir ama bu yardımı, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, bu felsefeyle yapacağız. Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Bu topraklarda hiçbir aile, ‘ben sahipsizim’ demeyecektir. Hiçbir çocuk, yatağa aç girmeyecektir. Hiçbir ailenin elektriği kesilmeyecek. Hiçbir yoksul ailenin doğal gazı, interneti kesilmeyecek. Bunlar artık insan hakkıdır, insana hakkını teslim etmek de sosyal devletin görevidir.

“MİLLET İTTİFAKI’NIN İKTİDARINDA GÖRECEKSİNİZ; UYUŞTURUCUYU DA UYUŞTURUCU BARONLARINI DA BU ÜLKEDEN TAMAMEN YOK EDECEĞİM”

Onlar yapmıyorlar. Onlar, hizmeti Beşli Çetelere, yandaşlara, uyuşturucu baronlarına veriyorlar. Uyuşturucu baronlarının da ne yaptığı biliyorum, kimlerle kol kola gezdiklerini biliyorum. Fazla değil, Allah nasip ederse Millet İttifakı’nın iktidarında göreceksiniz; uyuşturucuyu da uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden tamamen yok edeceğim. Bu sorunu çözmek için iktidar olmak gerekiyor. Öyle uyuşturucu baronlarını alacaksın, yan yana fotoğraf çektireceksin; uyuşturucu baronunu atacaksın hapse, bir süre sonra serbest bırakacaksın, öbür taraftan bir hoca düşüncesini açıkladı diye üniversiteden atacaksın, yemezler. Bay Kemal bunları yemez.

“DÜNYADAN HABERLERİ YOK. ‘BİNA, GÖKDELEN YAPALIM; VURGUNU VURALIM, RANTI ALALIM, CEBİMİZİ DOLDURALIM’”

Önümüzdeki yüzyıla Türkiye’yi hazırlamak zorundayız. Türkiye; bilimde, teknolojide büyümek zorundadır. Ben, Amerika’ya gittim, MIT’ye, dünyanın bir numaralı üniversitesine. Bu üniversitede bizden, bu topraklarda yetişmiş bilim insanları var. Dünyanın en saygın bilim insanları orada. Ve bu bilim insanları, insanlığın ufkunu açıyorlar. Yeni bilim, gelişmeler, teknolojiler; insanlığın önünü açıyorlar. Osmanlı, sanayi devrimini kaçırdığı için battı. Şimdi teknoloji devrimi var, yani bilim ekonomisi var. Allah aşkına bir sorun bakalım; bunların hangisi, bilim ekonomisi nedir diye bilebilir, Hangisi teknoloji devrimi nedir diye bilir, çipin ne olduğunu bilir. Hangisi bilimin dünyanın önünü açtığını bilir. Dünyadan haberleri yok; ‘bina, gökdelen yapalım; vurgunu vuralım, rantı alalım, cebimizi dolduralım. Buradan oğlum göndersin dolarları Amerika’ya, orada da kızım gökdelen yapsın. Geleceğimizi garanti altına alalım.’ Peki bu ülkenin vatandaşları? Önemli değil. Hiç endişe etmeyin; o Amerika’ya gönderdikleri dolarları son sentine kadar Türkiye’ye getireceğim.

“BÜTÜN ENGELLEMELERE RAĞMEN YAPIYORSAK BİR DE ENGELLERİN OLMADIĞI BİR ORTAMDA TÜRKİYE’YE NELERİ YAPABİLİRİZ”

Halka her türlü hizmet yapılacaktır, her türlü. Örnek mi istiyorsunuz; işte belediye başkanlarımız, bütün engellemelere rağmen yapıyorlar. Belediye meclisinde çoğunluk yok; ‘Öyle bir numara çekelim ki belediye başkanı hiç hizmet veremez hale gelsin’. Gelir efendim gelir, hiç meraklanmayın. Bizim belediye başkanlarımız, halktan yana tavır alırlar, halk için çalışırlar. Halk için çalışmak, hak için, adalet için, hukuk için, insan hakları için çalışmaktır. Bütün engellemelere rağmen yapıyorsak bir de engellerin olmadığı bir ortamda Türkiye’ye neleri yapabiliriz. Altı lider, bunun için varız zaten.

“TEK UMUDUM, TEK BEKLENTİM, BU ÜLKEDEKİ DEMOKRASİ ÖZLEMİNİN SANDIĞA YANSIMASIDIR”

‘Malvarlığımı araştırmazsanız namertsiniz’ diyeceğiz. Halka hesap vermek mi? ‘Halka hesap vermek bizim için onurlu bir görevdir’ diyeceğiz. Bizim demokrasi anlayışımızla, insan sevgimizle onların demokrasi anlayışı demeyeceğim, çünkü d’si bile yok ama bunların tamamını çözeceğiz. Kadını erkeği, yaşlısı genci, beraber çözeceğiz. Tek umudum, tek beklentim, bu ülkedeki demokrasi özleminin sandığa yansımasıdır. Getirecekler, getirsinler. Kendisine değişik yerlerde söyledim, bir de burada, halkın önünde söyleyeyim; kendine güveniyorsan çıkarsın karşıma kardeşim. Televizyonların var, gazetelerin var. Yanına al bakanları, danışmanlarını, promterı; e ne yaparsan yap tek başıma çıkacağım. Yüreği varsa gelsin karşıma. Çıkar mı? Ben de biliyorum, çıkmaz.

“KABADAYIYSAN, KASIMPAŞALIYSAN ÇIKARSIN KARŞIMA”

Öyle kabadayılık, 5-10 taraftarı bulup onların önünde bağırmakla olmaz. Kabadayıysan, Kasımpaşalıysan çıkarsın karşıma. Devletin bütün imkanları sende üstelik. Diyorum; bakanınla gel, danışmanlarınla gel. Bana 100 soru sor; ben sana üç soru sorayım, iki soru sorayım, bir soru sorayım. Ama gelemez, cesaret edemez. Benim karşıma çıkmaya cesaret edemeyen bir insanın ülkeyi sağlıklı yönetmesi mümkün değildir. Yine çağrı yapalım, olur ya bu sefer ‘evet’ der. ‘Evet’ derse son derece mutlu olacağım. Saatini o belirlesin, televizyonu o belirlesin, arzu ettiği gazetecileri o çağırsın. Gideceğiz, mücadele edeceğiz, çünkü biz haklıyız ve haktan yanayız, adaletten yanayız. Biz, kendimize güveniyoruz; birlikte, beraber söyleyeceğiz. Bizim boğazımızdan kul hakkı inmez efendim, onlar kul hakkı yiyorlar, o neden cesaret edip gelemiyorlar.

“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİ, BÖLGESİNDE SÖZ SAHİBİ OLMASININ TEK BİR YOLU VARDIR; TEKNOLOJİ DEVRİMİNİ KAÇIRMAMASIDIR”

Bu akademi, gencecik evlatlarımıza bilim öğretecek. Düşünmeyi, yazmayı, tartışmayı öğretecek. Bilimdeki gelişmeleri öğretecek. Teknolojide hangi noktaya dünya geldi, onu öğretecek. Evlatlarımızın ufkunu açan her yatırım, çok ama çok değerli bir yatırımdır. Türkiye’nin büyümesi, bölgesinde söz sahibi olmasının tek bir yolu vardır; teknoloji devrimini kaçırmamasıdır, bilim ekonomisini kaçırmamasıdır. Bunun anahtarı, üniversitelerdir. Üniversiteler bilgiyi ürettiği sürece, araştırma yaptığı sürece ve üniversitelerde her türlü düşüncenin tartışıldığı bir ortamda Türkiye hızla toparlanır ve hızla büyür. Bütün soygunlara rağmen Türkiye zengin bir ülke. Yeter ki yetkili ellere teslim edelim, yani aklı ve bilimi iktidara taşıyalım. Akıl ve bilim iktidara geldiğinde Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Ankara, gerçekten de Mustafa Kemal’in, Cumhuriyet’in Ankara’sı olacak, bilimin ve kültürün merkezi olacak. Mansur Başkan buna soyundu ve devam ediyor. Hep beraber destek olacağız." (ANKA)

Politika