Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert sözler: Ahlaki olarak olarak o koltukta oturması meşru değil, ahlaki meşruiyeti olmayan biri

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert sözler: Ahlaki olarak olarak o koltukta oturması meşru değil, ahlaki meşruiyeti olmayan biri
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında "aday olup olmamanın hiçbir önemi yok. Ben 'Adayım' demem. Partimizin kurumsal kimliği var. Bu seçim genel başkanın da seçileceği bir kurultay" dedi.

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tururunun ardından Sözcü TV'deki canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun katıldığı canlı yayından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Pişmanlığım olmadı. Yapılan her şey doğruydu, benim açımdan. Herhangi bir pişmanlık söz konusu değil.

"Kazanacağımıza inanıyorduk"

Bugüne kadar yaptığım çalışmalar, bunları özveriyle yaptığıma inanıyorum, pişmanlık duymuyorum. Türk siyasetinde önemli bir aşamayı kayıt ettik. Demokrasiye taraftar olanları, savunanları CHP bir araya getirdi. Bunlar unutuldu, bunların konuşulması lazım. İktidar olacağımızda neler yapacağımızı çalıştık, mutabakat metni hazırladık. Yeteri kadar anlattık mı, tartışılabilir. Öyle bir noktaya geldi ki toplumun her kesimiyle diyalog kurduk, her şeyi anlatmaya çalıştık. Toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil, neredeyse tüm anket firmaları söylüyordu.

6 lider ve 2 belediye başkanı arkadaşlarımızla alanlara çıktık mitinglerimizi yaptık. Beklediğimiz olmadı. Beklediğimizin olmamasını bizim üzerimizde üzüntüye yol açtığını kabul edersiniz, biz de insanız. Üzüldük ama yine de ben o akşam konuştum. 6 lider bir araya geldik, toplantı yaptık. Oturduk konuştuk nasıl bir yöntem izleyelim diye. MYK'yı, milletvekillerimizi topladık tüm ayrıntılarıyla çalıştık. Durumu değerlendirdik. Kimsenin hakkını yemek istemem, listelerde yer almayanlar da dahil çaba harcadı. Nerede bir boşluk varsa bir şekilde gidildi. Sonra şu karara vardık. Talep var, ne yapmamız gerekiyor, kurultayımızı toplayacağız. Eleştirileri aldık, kurultay kararı aldık. Yetkiyi yine partililerimize bıraktık. Kurultay yerel seçimlerden önce. Benim düşüncem yerel seçimlerden önce kurultayın yapılması.

"Kentlerde oturanların tamamı demokrasiden yana oy kullanmış insanlar"

Bu seçim kader seçimiydi. Ya demokrasi olacak ya otoriter olacak. Bu umutsuz olmamızı sağladı. İkinci turda 40-60 sonucu olsaydı bu Türkiye için sonu felaket olan bir sonuç olurdu. Ama öyle olmadı, 2 puanlık fark oldu. Biz demokrasiden yana oy aldık. Genel Başkanlık bizde çok önemli değildir.

Biz nerede kaybettik? Biz bunu da araştırdık. Toplumun önüne çıkarken verilere hakim olmak gerekiyor. 1-2-3 numaralı sandık konulan yerler, köy kasaba, belde. Buralarda Kılıçdaroğlu'nun aldığı oy 3 milyon 580 bin 115. Erdoğan'ın aldığı oy 6 milyon 100 bin 355.

3 ve üstü sandığı olan şehir merkezi ve ilçelerde olanlarda Kılıçdaroğlu'nun aldığı oy yüzde 51, Erdoğan'ın aldığı oy yüzde 49. Bu şunu gösteriyor, CHP, kırsalda, 1-2-3 sandık konuşan yerlerde gerekli etkiyi yeteri kadar gösteremediğini söylüyor bize. Aradaki fark 1-2-3 numaralı sandıklardan kaynaklanıyor. Kentlerde oturanların tamamı demokrasiden yana oy kullanmış insanlar.

"CHP kadar hazırlık yapan ikinci partiyi bulamazsınız"

Ortaya çıkan tabloyu ağır bir yenilgi olarak görmeyi asla kabul etmem, sizin de kabul etmenizi doğru bulmam. Kazanamadık doğru ama bunu ağır bir yenilgi olarak kamuoyu önüne koymak olmaz.

Sıfır oy çıkan sandıkları da çıkardık. Birinci turda Kılıçdaroğlu için sıfır oy çıkan 382 sandık var Türkiye genelinde. Erdoğan için 158 sandık. İkinci turda Kılıçdaroğlu için 286, Erdoğan için 70 sandık. Bu seçime CHP kadar hazırlık yapan ikinci partiyi bulamazsınız.

İlk turda bazı sorunlar çıktı, doğru. Bilgisayar sisteminde birden fazla model arasında uyumsuzluk çıktı. Tutanakların yüklenmesinde sorunlar çıktı. İkinci turda da tutanakların tamamı elimize geçti. Geçen seçimlerde biz Şanlıurfa'nın bazı ilçelerine giremedik, bırakın sandığı. Biz sıfır oy çıktığı yerlere milletvekili arkadaşlarımızı gönderdik, darp edildi. Bu kadar her şeyi göze alarak görevlendirdik. Darp edilen milletvekili bu ülkeye demokrasi gelsin diyordu, darbedenin ayağında ayakkabı yoktu.

"Tablo beklediğimiz gibi olmadı"

Geçen seçimlerde 10 bine yakın partili sandığa gitmemiş, ilişkilerini kesip partiden ihraç ettik. Tutanak sonucunu bize gönderirken ağlayanlar vardı. Okul önlerinden gelen sonuçlarda biz yüzde 51 öndeyiz ve hepimiz sevindik. Ne zamanki 1-2-3 sandık konulan yerlerde sonuçlar gelince tablo beklediğimiz gibi olmadı.

Biz oraya zamanında gidip kendimizi yeteri kadar anlatamamışız. Buradakilerin büyük bir kısmı sadece TRT izliyor. TRT'nin ne olduğunu da biliyorsunuz. Bunu da gözlemledik. Bunu biz yapmadı. Bu gözlemi bağımsız kişiler gidip oralarda yapıp bize gönderdiler.

"Ben 'Adayım' demem"

Beklediğimiz ölçüde kayıp olmadı. Biz kazanamadık doğru. Biz şunu da araştırdık; acaba kırsaldaki insan neden ekonomik yıkımdan etkilenmedi diye, çok basit, ayda 500 lira verdiğinizde zaten harcayacak yer yok, köyde nerede harcayacak para. Deprem bölgesi de halkın kendi tercihidir. Dağıtılan paralar, imkanlar var...

Bu bir demokrasi yarışıdır. Toplumdaki kutuplaşmayı törpüledik. Sorunların çözümü için öncülük ettik. Bundan sonraki süreçte bayrağı teslim alanlar elbette daha ileriye taşıyacaktır. İl başkanları değişecek, ilçe başkanları değişecek her kes değişecek kimsenin kazık çakacak hali yok… CHP’de kişiler önemli değil. Değişimin önünü açtık. Aday olup olmamanın hiçbir önemi yok. Ben 'Adayım' demem. Partimizin kurumsal kimliği var. Bu seçim genel başkanın da seçileceği bir kurultay.

Bu güne kadar hiç çıkıp 'adayım' demedim. Partinin yetkili organları karar verecektir. Bu parti bir kişinin partisi değildir. Bu partide herkes gelip Genel Başkanlığa aday olabilir. Bu partinin bir sağ duyusu vardır. Hayatımda hiçbir delegeye 'gel bana oy ver' demedim. Ben kurultay kararı aldım, aday olacaklar çalışacaklar. Ben el veririm, neden vermeyeyim?

'Ahlaki meşruiyeti olmayan birisinin sorgulanması lazım'

Salı günü grubumuz var. Bundan sonra normal yapacağız. Milletvekili olup olmamanın hiçbir önemi yok. Dokunulmazlık konusunda, dosyaları incelemezseniz namertsiniz. Biz hırsızlık yapmadık, kul hakkı yemedik, eleştirdik. Hala da eleştiriyorum. Erdoğan ahlaki olarak o koltukta oturması meşru değildir. Bir aday nasıl sahte video yapar. Yalancıdan Cumhurbaşkanı olmaz. Yalan video kullanan kişiye sahtekar denir. Ahlaki meşruiyeti olmayan birisinin sorgulanması lazım, hiç kimse sorgulamıyor herkes 'CHP ne olacak' diyor.

Kırsal kesim ekonomiden en az etkilenendir. 250 lira ayda verdiğiniz zaman köyde birisi parayı harcayacak yer yok, şehre indiğinde görüyor. Ama büyük kentlerde yaşayanlar bu sıkıntıyı yaşıyorlar.

Merkez Bankası'nın başkanını getirdi BDDK'ya. 'Sizin patronunuz asıl BDDK'da duruyor, seni getirdim oraya ama hikaye. Asıl ben buradayım' diyor, 'bütün bankacılık sistemini ben düzenliyorum' diyor.

15-20 gün içinde bütün acı tablo görünecek. TRT'ye dava açtık. Siyasetin de bir ahlakı olması lazım. Eleştirebilirsiniz ama yalan olmaz. Yalan üzerine siyaset yaptılar. Erdoğan'ın ahlaki meşruiyeti yoktur, dolayısıyla siyasi meşruiyeti de yoktur.

'Bahçeli'nin 180 derecelik olayı ne zaman değişecek merak ediyorum'

Ben yasalara göre kurulmuş olan siyasal partilere saygı duyarım ama görüşlerini eleştiririm. Hüda Par'ın Anayasa'nın ilk dört maddesini değiştirmedeki iradesini ortaya koymasını, Yeniden Refah Parti tarafından ortaya konmasını biz siyaseten eleştirir ve doğru bulmayız. Asıl bunun muhatabı bizden çok Bahçeli'nin olması lazım. Şimdi merak ediyorum, 180 derecelik olay ne zaman değişecek.

Parlamenter sisteme dönüşün önü kapanmadı, mücadele devam edecek. Bir dönem geçti, onun yarattığı tahribatı toplum gördü ama yalan üzerine bir siyaset oluşturuldu. Toplumun algısı başka bir yere çekildi. Özellikle milliyetçi duygusu yüksek olan Orta Anadolu ve Karadeniz gibi yörelerde yalan üzerine inşa edilen bir siyaset, üzerin kaldı. O yüzden ahlaki meşruiyet sorgulanması lazım.

'Başta TRT olmak üzere Türkiye'nin tüm coğrafyasına yaydılar'

Erdoğan'ı iktidar yapan Kandil'dir. Yeteri kadar sesimizi duyuramadık. Bu olay ortaya çıkmadan önce bunun olacağını söyledim. Başta TRT olmak üzere Türkiye'nin tüm coğrafyasına yaydılar. Olmayan bir yalan üzerine inşa edildi.

Mütedeyyin kesime sormak isterim. Yalan söyleyen bir insana oy vermek nedir Allah aşkına? Sahte videolardan medet uman bir insan Türkiye'yi nasıl yönetir. Bunun sorgulanması lazım. Asıl bunun üzerinde durulması lazım. Yalan söyledin, çıktın miting meydanlarında söyledin. Erdoğan'ı iktidar yapan Kandil'dir. Konuşturdular onları. Onlarla irtibatı olanlar konuşturdu. Devletin derinliklerinde olan, iktidardan yana olanlar konuşturdu. Kandil'in konuşması kimin işine gelir?

'Seçim sonucuna etki edecek bir şey yakalayamadık'

Her zaman söyledim yine söylüyorum gençlere, umudunuzu asla kaybetmeyin. Gazi Mustafa Kemal'i hiç kimse unutmasın. En karanlık ortamda bile bu ülkeye aydınlığı getirmiştir. Biz onun yolundan yürüyeceğiz. Kararlılıkla, azimle hep beraber yürüyeceğiz.

28 Mayıs'ta çok geç saatte eve gittim. Ailemin üzüntüsünü gözlerinden okudum. Akrabalarımız da vardı. Aynı acıyı orada gördüm. Verdiğiniz mücadele sıradan ve bireysel bir mücadele değil. Milyonlarca insanın umut bağladığı bir olayı gerçekleştirmek üzere yola çıktık ama sonuçta kazanamadık. Bu bir ülke meselesi, gelecek meselesi. Kim uyuyabilir? O derin hüznü hissediyorsunuz, zaten konuşmuyorsunuz. Konuşabilseniz sorun kalmayacak. Onu belli bir şey içinde atlatıyorsunuz, evet bir sınav verdik arzu ettiğimiz başarıyı elde edemedik.

Arkadaşlarla bir araya geldik, değerlendirelim dedik. Onlarda da aynı tablo vardı, büyük beklenti içindelerdi. Sandık sandık irdelemeye başladık. Seçmen listelerini denetleme şansımız pek fazla yok. Sandığı denetliyoruz ama seçmen listesi doğru mudur yanlış mıdır? Seçim sonucuna etki edecek bir şey yakalayamadık."

Politika