Kızıyla miras kavgasına giren İnan Kıraç, 'üveylik' vurgusu yaptı; İpek Kıraç'ı evlatlıktan reddetti

Kızıyla miras kavgasına giren İnan Kıraç, 'üveylik' vurgusu yaptı; İpek Kıraç'ı evlatlıktan reddetti
Vehbi Koç’un kızı Suna Koç'un, vasiyetinde mal varlığının büyük bir kısmını İpek Kıraç'a bırakması sonrası baba-kız mahkemelik olmuştu. İnan Kıraç, yaptığı açıklamada sıklıkla İpek Kıraç'ı 'evlat edindiklerini' vurgularken, mahkemeye yaptığı başvuru sonrası kızını evlatlıktan reddettiğini açıkladı.

Vefat eden Suna Koç'un eşi İnan Kıraç, miras tartışmaları sonrası, tüm varlığına el koymak istediği gerekçesi ile kızı İpek Kıraç'ı evlatlıktan reddettiğini duyurdu.

İnan Kıraç, 2020 yılında yaşamını yitiren eşi, Suna (Koç) Kıraç’ın mirası nedeniyle kızı İpek Kıraç’a bu yılın başında dava açmıştı.

İnan Kıraç, Suna Kıraç’ın vasiyetnamesiyle kızı İpek Kıraç’a geçen Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’nin yüzde 20.13 hissesine tedbir konulmasını istemiş ve tamamı İpek Kıraç’ın mülkiyetine geçen hisse senetlerinin Medeni Kanun'a göre yüzde 25’inin kendine verilmesini istemişti.

Bu talepler sonrası İpek Kıraç babası İnan Kıraç'a karşı dava açtı. İnan Kıraç'ın mal kaçıran ve halen kaçırmakta bir konumda olduğunu iddia eden İpek Kıraç, babasının mal varlıklarına el konulmasını talep etti.

'Üvey' vurgusu

Yaşananlara ilişkin Cumhuriyet'e konuşan İnan Kıraç şunları söyledi:

“Ben, rahmetli eşim Suna Kıraç ile 1967’de evlendikten sonra mutlu bir aile hayatını birlikte gerçekleştirmiştik. Çocuğumuz yoktu. Bütün genç aileler gibi biz de evimizde bir bebeği büyütmek, çocuğumuzun adım adım büyümesinin hazzını duymak ve bizden sonra gelecek kuşağın temsilcisini ellerimizle yetiştirmek istiyorduk.

Çocuk Esirgeme Kurumu yuvasından, henüz altı aylık bir kız çocuğunu evlat edindik. Kader Gülerbaş adındaki bu bebeği bir bayram havasında evimize getirdik ve adını İpek Kıraç olarak değiştirttik.

Koç Lisesi’ni bitirdikten sonra Amerika’nın ünlü üniversitelerinden Brown Üniversitesi’nde öğrenim gördü, biyoloji okudu. Tam bir modern genç kızdı... İpek, 2007 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye’ye döndü. 2008 başlarında bir ev alarak burada yaşamaya başlaması, İpek’in annesi Suna Kıraç’ı ona en çok ihtiyaç duyduğu dönemde yalnız bırakmış olması, annesini ve beni ziyadesiyle üzmüştür."

"Suna Kıraç’ın vefatından itibaren ise İpek, manevi babası olan benimle çatışmaya başladı. İpek Kıraç tek mirasçı gibi hareket etmeye, bana ve şirketlerime ait hisse senetlerini emanet olarak alıp iade etmemeye, annesinden kalan bazı çok kıymetli taşınırlara el koymaya başladı."

“İpek Kıraç, bu davalara vekilleri aracılığıyla verdiği cevaplarda beni samimiyetsizlikle, çaresizlik ve acziyet içinde olmakla itham etmiştir. Dava konusu ile bağlantısı olmayan bu beyanların İpek Kıraç tarafından sarf edilmiş olması bir evladın babasına karşı sevgi ve saygı bağından ne kadar uzaklaştığını göstermektedir."

" Artık İpek adında bir evladım yoktur ve böyle bir kişinin soyadımı taşımaya hakkı olmadığını da kamuoyu önünde beyan ediyorum".

İpek Kıraç'tan açıklama: "En üzüldüğüm 'evlat edinilmeyi' gündeme getirmesi"

İnan Kıraç'ın sözlerine, İpek Kıraç sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi. İpek Kıraç, “Bu açıklamayı yapmaya mecbur kaldım” derken, şu ifadelere yer verdi:

Öncelikle belirtmek isterim ki; bugün halen devam eden hukuki süreç ilk olarak Ocak 2023'te babam İnan Kıraç tarafından açılan ve annem Suna Kıraç’ın vasiyeti doğrultusunda verilen mirasçılık kararının iptaline yönelik olan dava ile başlamıştır.

'Babam İnan Kıraç aslında eşi Suna Kıraç'ı ve son arzularını dava etmektedir'

Dolayısıyla her ne kadar davanın görünen tarafı ben olsam da, babam İnan Kıraç aslında eşi Suna Kıraç'ı ve son arzularını dava etmektedir.

Zaman içerisinde eklenen yeni davalarla kapsam genişlemiş ve son olarak evlatlıktan ret talebi ile aleyhime yeni bir dava açılmıştır. Bu davanın henüz ilk duruşması dahi yapılmamış olup sonuca bağlandığı yönündeki haber yanlıştır.

Devam eden hukuki süreçler hakkında herhangi bir yorum yapmayı doğru bulmamakla birlikte, babam tarafından basına verildiği anlaşılan ve gerçeği yansıtmayan haberler vesilesiyle aleyhime karşı bir algı yönetimine izin vermeyi doğru ve adil bulmuyorum.

'“evlat edinilmiş” olmamı gündeme getirmesi bütün bu süreçte en çok üzüldüğüm husustur'

"Annemin bana bıraktığı manevi ve maddi mirası koruma çabam sanki hakkım olmayanı ele geçirmeye çalışıyormuşum gibi yansıtılmaktadır.

Halbuki haberlerde belirtilenin aksine, henüz devam eden dava sürecinin sonuçlanan ilk mahkemesinde karar lehime çıkmış olup annemin bana bıraktığı mirasın meşruluğu hukuken de tescil edilmiştir.

Beni “İpek” olarak var eden; beni yetiştiren ve bana emek veren ailemdir. Buna rağmen babamın her türlü vesileyle “evlat edinilmiş” olmamı gündeme getirmesi bütün bu süreçte en çok üzüldüğüm husustur. Benim annem Suna Kıraç, babam ise İnan Kıraç'tır. Beni doğuran olmasa da yetiştiren ailem tarafından belirli değerler ve ilkeler etrafında büyütüldüm. Hal böyleyken, babamın son yıllarda bu ilkelere aykırı attığı adımlar, içerisinde anıldığı çevreler ve konular, kendisine, kurumlarımıza ve ailemize zarar veren kararlar ne yazık ki beni hem şaşırtmakta hem de üzmektedir."

'En büyük dileğim; babamın bir aile olduğumuzu ve bu mirası birlikte korumamız gerektiğini anımsamasıdır'

"Her şeye rağmen, ailemizin bu ülkeye dair sorumluluklarının bilincinde olarak annemin bana emanet ettiği manevi ve maddi mirası savunuyor ve yaşatmak için çalışıyorum. Sürecin devamına dair en büyük dileğim; babamın bir aile olduğumuzu ve bu mirası birlikte korumamız gerektiğini anımsamasıdır. Beni büyük bir sevgiyle yetiştiren babamın aynı arzuyla hareket edeceğine olan ümidimi hala korumaktayım. Zira bu davaların tümü özü itibariyle annemin iradesine ve manevi mirasına aykırı olup, sonucu ne olursa olsun kazananı olmayacaktır." (Kısa Dalga)

Gündem