Kobanê davası savunması... Selahattin Demirtaş: Vasiyetimdir, evimizin bahçesinde davul zurna çalsınlar

Kobanê davası savunması... Selahattin Demirtaş: Vasiyetimdir, evimizin bahçesinde davul zurna çalsınlar
Kobanê Davasında HDP'nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş savunma yaparken ülke gündemine dair de değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş, hayatını kaybeden askerle ilgili konuşurken "Sizi milliyetçilik galeyanıyla gaza getirenlerin bir eli yağda bir eli baldayken evlatlarınızı savaşa göndermekten geri durmuyorlar” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê Davası devam ediyor. HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş davanın bugünkü duruşmasında esasa ilişkin savunmasına başladı.

Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'ın haberine göre; Demirtaş’ın Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Edirne Cezaevinden Sincan Cezaevi Kampüsüne bağlandığı duruşmaya DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, DEM Parti milletvekilleri ve MYK üyeleri de katıldı.

Demirtaş savunmasına Kürtçe başladı

Demirtaş, esasa ilişkin savunması başlamadan önce Hatimoğulları ve Bakırhan’la selamlaştı. Hatimoğulları, Demirtaş’a bütçenin son günü olduğu için öğlen ayrılmak durumunda olduklarını söyleyince Demirtaş, “Çalışmalarınızı aksatmayın, çalışmalarınızı yapsanız bizim için en büyük dayanışmadır” dedi.

Kimlik tespitlerinin ardından Demirtaş savunmasını Kürtçe olarak yapmaya başladı. Mahkeme Başkanı tercüman bulunmadığını, Kürtçe devam etmesi halinde çevirinin daha sonra bilirkişi tarafından yapılacağını söyledi.

Demirtaş, Kürtçe olarak yaptığı savunmasında Kobanê Davası'nın siyasi bir dava olduğunu ve siyasi bir savunma yapacağını söylerken, “Vasiyetimdir; karar açıklandığı gün eşim ve kızlarım Diyarbakır’daki evimizin bahçesinde davul zurna çalsınlar. O kararın benim nezdimde de halkımızın nezdinde de bir hükmü yoktur” dedi.

Kendisine 7 yılı aşkın süredir ilk kez esasa ilişkin savunma hakkı tanındığını hatırlatan Demirtaş, bugüne kadar yapılan savunmaların ya tutukluluk incelemesi ya da suçlamalara cevap olduğunu söyledi. Tutukluluk sürelerinin 7 yıl 2 ayı bulduğunu belirten Demirtaş, “Meydanlarda yargılandık, televizyonlarda yargılandık, Meclis kürsüsünde yargılandık, hakkımızda hüküm verildi. Her birimiz ayrı ayrı terörist olarak, barbar gibi gösterildik. Bugün bile cenaze törenlerinde hâlâ bizlere hakaret ediliyor, hâlâ terörist olarak gösteriliyoruz ama 7 yıldır ilk defa bana doğrudan savunma hakkı verildi” dedi.

'Savunmamı mahkemenize değil halkımıza sunuyorum’

Mahkeme heyetini eleştiren Demirtaş, “Ben savunmamı mahkemenize yapmıyorum, halkımıza sunuyorum. Çünkü siz de bu davanın bir parçasısınız. Onurlu bir görevi üstlenmiş siyasetçiler olarak halkımıza verdiğimiz özeleştiri olarak konuştuk, konuşacağız” diye konuştu.
Savunmasının engellenmemesi halinde uzun süreceğini ve kaç günde cevap vereceğini bilemediğini belirten Demirtaş, “Mahkeme savunma hakkımı kesmediği sürece bütün suçlamalara cevap vereceğiz” dedi. Demirtaş, “Bu bir siyasi intikam davasıdır. Biz siyasi amaçlar için rehin alınmış siyasetçileriz. Bugün başlayacak ve günlerce sürecek savunmamda mecburen bu konuşmalarımı anlatacağım. Çünkü savcı beni başka bir şeyle suçlamıyor, suçlayamıyor” ifadelerini kullandı.
Çatışmalarda askerlerin hayatını kaybettiğini belirten Demirtaş, “Bakın bugün ülkenin evlatları çatışmalarda hayatını kaybediyor. Bu ölümleri durduramadığımız için biz kahroluyoruz. Fakat iktidar, devler el ele verip bizim gibi barış isteyenleri hapse atıp savaş politikalarından medet umuyor. Bu tam bir ikiyüzlülüktür. Acıları ortaklaştırmak yerine bugün timsah gözyaşı döken iki yüzlülerdir. Bu savaş artık bitmelidir, silahlar tümden devre dışı kalmalıdır. Bunun da yolu siyaseti öne çıkarmaktır. Tecride son verip diyalog yöntemlerine dönmektir” diye konuştu.

'Müzakere ve diyalogdan kaçanlar bu ölümlerin sorumlusudur'

Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Müzakere ve diyalogdan kaçanlar bu ölümlerin sorumlusudur. Kendi siyasi ikbali için silahtan, savaştan medet uman her siyasetçi ikiyüzlüdür. Halkın evlatlarının kanı üzerine kendisine iktidar alanı yaratanlar ahlaktan nasibini almamış vicdansızlardır. Türk’üyle, Kürt’üyle bugün Türkiye toplumu barış için sesini yükseltmelidir. Sizi milliyetçilik galeyanıyla gaza getirenlerin bir eli yağda bir eli baldayken evlatlarınızı savaşa göndermekten geri durmuyorlar.”

Bu gidişata yoksul halkın dur diyebileceğini belirten Demirtaş, “Türk ve Kürt el ele verirse ‘savaşa karşıyız’ diyebilirse birlikte ve kardeşçe yaşamak çok daha mümkün olabilir. Huzuru sağlamak, demokrasiyi büyütmek çok daha kolay olur. Biz barış isteyen demokratik çözüme inanan siyasetçileriz. Sırf bunu istedik diye yıllarca rehin tutulmamıza rağmen halen içeriden ‘barış’ diye haykırıyoruz. Ülkeyi yönetenler de oturdukları sıcak yerden her gün savaş kararları veriyorlar. Türk halkının bu ikiyüzlülüğü artık görmesi gerekiyor. Kimin savaş kimin barış istediğini anlaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘Filistin’de barışı savunurken kendi ülkesinde barış isteyenleri içeri atmak iki yüzlülüktür’

Demirtaş, “Filistin’de barışı savunurken kendi ülkesinde barış isteyenleri içeri atmak, tecrit uygulamak iki yüzlülük değilse nedir?” diye sorarken sözlerine şöyle devam etti: “Biz her koşulda ilkeli davranmaya, barışı savunmaya devam edeceğiz. Bugün Türkiye evlatları için ağlıyorsa dönüp siyasetçilerden hesap sorma vaktidir.”

‘-20 derecede operasyona gönderdikleri gençlerin sırtına Kürt sorununu yükleyenlere hesap sorulmalıdır’


Demirtaş, gençlerin -20 derecede, çatışmada hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Sıcak koltuklarından operasyon kararı verirken -20 derecede operasyona gönderdikleri gençlerin sırtına Kürt sorununu yükleyenlere hesap sorulmalıdır. 20-22 yaşında genç çocukların toprağa verilmesini acısını biz yaşarken bizi teröristlikle katillikle suçlayan bütün iktidar yanlısı olanlar bu kandan beslenenlerdir. Hayatlarında barış sözcüğünü ağzına almadan 5 dönem milletvekilliği yapan parlamenterler var. Türkiye’nin en zengin milletvekilleri onlar” dedi.

Savaşı körükleyen söylemleri eleştiren Demirtaş, “Ağzını açan ‘katliamdan’, ‘son terörist kalıncaya kadardan’ bahsediyor. 50 yıldır sürüyor bu teraneler, 50 sene oldu bu teraneler, 50 sene. Bir şehit yakını dün ‘yeter’ diye bağırıyordu. Haklı, yeter artık. Kimi kandırıyor bunlar? Hem bu gençlerin yaşamının sorumlusu olacaklar hem de pişkince dönüp DEM Parti’yi suçlayacaklar. Sorumlu sizsiniz, operasyonlara gönderen sizsiniz. DEM Parti günlerdir ne öneriyor? ‘20 yaşındaki çocukları dağa, öldürmeye göndermeyin’ diyor. ‘Kolay, basit bir yolu var, maliyeti en düşük, en onurlu yolu var’ diyor. Meydanlarda yürüyüş yapıyor. Ama polis gazlıyor, copluyor, tutukluyor.”
DEM Parti Gençlik Meclisi üyelerinin “Askerleri ölüme göndereceğinize gelin tecridi kaldırın, Abdullah Öcalan ile görüşülsün” dediği için dün gözaltına alındığını hatırlatan Demirtaş, “Bunu söyleyen terörist, katil; Meclis’te trilyonluk ihaleleri götürüp akşam eğlencede mikrofon uzatılan da milliyetçi öyle mi? Hadi oradan. Bizi burada yargılayan zihniyete de sesleniyorum. Asıl savaşın sorumlusu sizsiniz, dün toprağa verilen 12 evladın sorumlusu sizsiniz. Biz değiliz, partimiz değil, siyasetimiz değil. Biz barış siyasetçileriyiz” dedi. (Kısa Dalga)

Gündem