Koruma kararı iptal edilen kadın evinin önüne barikat kurdu: Bu son röportajım olmasın
Eyüpsultan'da yaşayan Dilek Acu (41), 2009 yılında tanıştığı Ahmet Çelik ile dini nikah ile birlikte yaşamaya başladı.
Çiftin bu birlikteliğinden 2010 yılında çocukları dünyaya geldi. İddiaya göre Çelik, eşine hamileyken şiddet uygulamaya başladı.
Defalarca şikayetçi olan Acu, tehditlerine dayanamayıp doğum yaptıktan sonra Çelik'ten ayrıldı. Bu süre zarfında Acu, Çelik'ten tekrar şikayetçi oldu.
DHA'dan Rojda Altıntaş'ın haberine göre, yaklaşık 10 yıl sonra 2020 yılında işsiz kalan Acu, Çelik'in ailesinin yaşadığı evin karşısında Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait bir arazide, tek katlı bir ev yaparak kızıyla birlikte yaşamaya başladı.
Evinin önüne barikat kurdu
Çelik kendisiyle tekrar evlenmek istedi. Çift tekrar birlikte yaşamaya başladı. İddiaya göre Çelik, yeniden eşi ve kızına şiddet uygulamaya başladı.
Kızını can güvenliği için çocuk esirgeme yurduna veren anne Acu, kendisi için de uzaklaştırma kararı talep etti.
Yıllardır esir hayatı yaşadığını ifade eden Acu'nun evine taktırdığı kamera sistemi de Çelik tarafından parçalandı.
Uzaklaştırma kararı iptal edildi
Acu'nun anlatımına göre, son olarak Çelik geçen hafta kendisini darp ederek bıçakla kolunu çizdi. 9 Haziran'da uzaklaştırma kararı iptal edilen Acu, kendisini korumak için demir kapı yaptırdı, evinin önüne barikat kurdu.
Acu, yıllardır yaşadığı kabus dolu günleri anlatarak, Çelik'in ceza almasını talep etti.
"Kapımda bıçakla bekliyor, seni keseceğim diyor"
Dilek Acu, yıllardır şiddete maruz kaldığını belirterek, şunları söyledi:
"2009'da Ahmet Çelik ile tanıştık. Kendisi bana resmi nikah yapmadı. Dini nikah ile birlikte yaşamaya devam ettik. Bir sene dolduktan sonra ben hamile kaldım. Daha sonra ben alkolik olduğunu öğrendim. Hamileyken şiddete uğradım, sabrettim. Çocuğum doğduktan sonra bir bakıcıya bırakırım kendim çalışırım diye düşündüm. Çocuğum doğduktan sonra birkaç ay daha birlikte yaşadık, sonra ayrıldım. Yıllar sonra ben, pandemi döneminde işsiz kaldım. İşsiz kalınca ailesinin evine yakın bir yerde depo gibi bir alanım vardı, tapusu olmayan işgalci olduğum. Oraya geldim, annesine de sorarak kendime bir alan yaptım. Bu oturduğum evden bahsediyorum. Ben burayı yaptırınca kendisi gelip benimle barışmaya çalıştı. Kendisine tedavi görmesini söyledim, ortak bir çocuğumuz var. Daha sonra bana ve kızına şiddet uygulamaya başladı. Ben de kendisini istemedim.
"Polis gelip ifadesini alıyor, sonra serbest bırakıyor"
"Bu kez kendisi ve ailesinden şiddet gördüm. Yaklaşık 6 senedir süren davalarım var. Yakamı kurtarmak istiyorum. 'Kadına şiddet var' diyorlardı, ben inanamıyordum. 'Bir insan birini istemezse nasıl böyle bir şey yaşıyor' diye inanamıyordum. Ben işin içine girdikten sonra, gerçekten böyleymiş. Polis gelip ifadesini alıyor, sonra serbest bırakıyorlar. Ben yediğim dayak ile evimizin basılması ile kalıyorum.
"Gece evimin etrafını yumrukluyor, bıçak biliyor"
"Artık bıktım, bu ülkede adalet yok mu? Gece evimin etrafını yumrukluyor. Elektrikleri kapatıp sus pus oturuyoruz. Polis gelince kaçıyor, 'Ben yapmadım' diyor. Kapımda bıçak biliyor, 'Seni keseceğim' diyor. Evime girerken saçlarımdan tuttu aşağıya kadar sürükledi. Bıçakla kolumu çizdi."
"Ben bir ölü adayıyım"
Dilek Acu, "Ben nefes almak istiyorum. Yaşama hakkımı kullanmak istiyorum. Kimseye bir borcum yok. Evime rahat girip çıkmak istiyorum. Belki bu benim vereceğim son röportaj, ben bir ölü adayıyım. Ben çocuğum için yaşamak istiyorum. Kimsem olmadığı için tepemde fink atıyor. Erkek adaleti olmamalı. Ben onun parasıyla geçinmiyorum. Benim evimin kapısının önüne baraka çaktılar. Benim camlarımı kaldırım taşlarıyla kırdılar. Kapım hapishane kapısı gibi. Kendimi korumak için kapıyı böyle yaptım, elektrik panolarımı kırdı. Ben burada gerçekten esaret altındayım" diye konuştu. (Kısa Dalga)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.