HEDEP: Halkı özne olarak gören demokratik ittifak anlayışı esastır

HEDEP: Halkı özne olarak gören demokratik ittifak anlayışı esastır
HEDEP Yerel Yönetimler Konferansı’nda başta kayyım atananlar olmak üzere bölgedeki tüm belediyelerin yeniden kazanılması, ayrıca Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı Mersin ve Adana başta olmak üzere bazı illerde, ilçe belediyelerin hedeflenmesi gerektiği değerlendirildi.

HEDEP, hafta sonu düzenlediği Yerel Yönetimler Konferansı’nda, gelecek yıl mart ayında yapılacak yerel seçimler için ilke kararları aldı. HDP, 2019 yerel seçimlerinde batıda “iktidara kaybettirme” stratejisi izlemiş ve muhalefetin adaylarını desteklemişti. Mart 2024’de yapılması planlanan yerel seçimlerde ise HEDEP, muhalefetten “cesur adımlar” bekliyor.

HEDEP Yerel Yönetimler Konferansı’na, MYK ve PM üyeleri, kayyum atanan belediyelerin eş başkanları, il ve ilçe belediye meclis üyeleri ile milletvekilleri katıldı.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, basına kapalı yapılan toplantıda, başta kayyım atananlar olmak üzere bölgedeki tüm belediyelerin yeniden kazanılması gerektiği vurgulandı.

Batıda ise özellikle Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı Mersin ve Adana başta olmak üzere bazı illerde, ilçe belediyelerin kazanılmasının hedeflenmesi gerektiği değerlendirildi.

Yan yana görüntü vermek istemeyenlerle ittifak yok!

HEDEP tabanının, “Yan yana görüntü vermek istemeyenlerle ittifak yapılmaması” talebi de toplantıda gündeme geldi. Olası ittifak görüşmelerinde bu koşul tüm partilere iletilecek.

Kayyım atanan belediyeler için özeleştiri

Konferansın ardından yayımlanan bildirgede de kayyumlara son verilmesi gerektiği vurgulandı.

“2023 seçimleri, Türkiye’nin demokratikleşmesini amaçlayan halklar açısından istenilen başarı düzeyine ulaşamamıştır” denilen HEDEP Yerel Yönetimler Konferansı Sonuç Bildirgesi’nde, şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’de siyasetin iki kutba sıkıştırılmak istenmesi, bugün bizlere Üçüncü Yolu daha kıymetli ve büyütülmesi gereken bir mücadele hattı olarak gösteriyor. Üçüncü Yol siyasetimizi yerel yönetimlerde uygulama, büyütme ve toplumsal mücadele birlikteliğine dönüştürme yolunda ısrarlı ve kararlıyız. 31 Mart 2019 seçimleri bizler açısından yeni bir dönemi ifade ediyordu. 2016 yılında başlayan kayyım atamaları ile birlikte halkların kentleri, kimlikleri, kültürleri, dilleri topyekûn bir saldırı konseptine tabi tutulmuştu. Bu nedenle 2019 sonrasında belediyelerin yeniden kazanılması hem bizler açısından hem de halklarımız açısından ayrı bir önem taşımaktaydı. Ancak halkların ortak irade beyanıyla kazanıma dönüşen belediyelerimizi koruma ve gasp edilmesinin önüne geçme noktasında yeterli mücadeleyi yürütemedik. Halkların kazanımına yönelen bu saldırılar karşısında gerekli toplumsal refleksi örgütleyemedik. Bizler açısından masada ve sandık üzerinde kurulan değil, toplumsal yaşamın içerisinde kurulan ve halkı özne olarak gören demokratik ittifak anlayışı esastır.” (Kısa Dalga)

Politika