Madımak Katliamı belgeselinin İstanbul gösterimi yapıldı

Madımak Katliamı belgeselinin İstanbul gösterimi yapıldı
Madımak Katliamı hakkında hazırlanan “Çok Kötü Bir Şey Oldu - Madımak Katliamı ve Ötesi Üzerine Bir Film" belgeselinin İstanbul gösterimi yapıldı.

Kısa Dalga - Yönetmen Ümit Kıvanç, "Amaç esas olarak toplumca daha iyi, daha insanca bir arada yaşamamıza hizmet etmektir. Yani kimseyi birilerine karşı kışkırtmak değil. Yüzleşelim, hesaplaşalım" dedi.

Yönetmen Ümit Kıvanç’ın imzasını taşıyan ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun yapımcılığını üstlendiği "Çok Kötü Bir Şey Oldu - Madımak Katliamı ve Ötesi Üzerine Bir Film" isimli belgeselin İstanbul gösterimi İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirildi. Film gösterimine CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, CHP il ve ilçe yönetimi, Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin yakınları ve sanat dünyasının ünlü isimleri katıldı.

Etkinlik, Sanal Müze’nin anlatıldığı 50 dakikalık animasyon film “Unutulmayan/ Evergreen” ile başladı. Sivas katliamını konu alan animasyon filmi salonu dolduran çok sayıda kişi izledi. Projenin bugüne kadar hayata geçirilen bölümleri, yönetmenler ve koordinatörler tarafından interaktif bir sunumla aktarıldığı etkinlikte, daha sonra belgesel filmin gösterimi gerçekleştirildi.

Belgesel, Alevi toplumunun uğradığı baskılar, eşitsizlikler, ayrımcı politikalar, pogromlar ve katliamlar karşısında verdiği mücadeleyi gözler önüne seriyor. Sadece Madımak Oteli’ndeki yangın anını değil, öncesindeki süreci ve sonrasını da bilinmeyen ayrıntılarıyla işleyen belgesel, Alevilerin yaşadığı baskının kökenlerini ve eşit yurttaşlık mücadelesinin güçlenen köklerini sosyal, siyasal ve tarihsel boyutlarıyla ele alıyor. toplam dört saat süren ve iki bölümden oluşan belgeselin müzikleri Erdal Erzincan’a ait.

madimak-belgesel-1.jpg

"Başkalarının acısını anlamak bizi daha insanlaştırır"

Yönetmen Ümit Kıvanç, belgesel hakkında ANKA'ya şöyle konuştu:

"Bu belgesel filmde sadece 2 Temmuz katliamı ve o bir iki günü değil, aslında o katliam öncesinde geniş anlamda Alevilerin bu topraklarda ne koşullar altında yaşadığı gibi genel bir başlıktan başlayıp katliamdan bir sene önce Manas şenlikleri, ondan önce Aleviliğin daha görünür hale gelmesi bunların gösterilen tepkiye etkisi, daha sonra 2 Temmuz'un nasıl cereyan ettiği, sanıyorum bugüne kadar ortaya konmamış ayrıntılarıyla var. Daha sonra da bu tip programların toplu katliamların, böyle girişimlerin altında yatan mantık dünyadaki başka bir örnekleriyle bağlantısı da kurularak bir değerlendirmesi var. Yani hayli geniş kapsamlı bir film.

Zaten süresi de biraz ona göre uzun. 4,5 saatlik bir belgesel bu. Yani çok zor bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Yani 130 görüşme yapıldı. Yani onları derleyip toplamak görselleştirmek başka bilgileri falan o açıdan ayrı bir zordu. Ama esas zorluğu tabii orada 33 kişi can vermiş ve bunların büyük bir bölümü çok genç. Aylarca gece gündüz o insanlarla ve o insanları bize anlatan yakınlarıyla ve onların acılarıyla birlikte olmak tabii ki çok zorlayıcıydı. Ben şahsen hala kendime gelebildiğimi söyleyemem. Yani bundan amaç da esas olarak toplumca daha iyi, daha insanca bir arada yaşamamıza hizmet etmektir. Yani kimseyi birilerine karşı kışkırtmak değil. Yüzleşelim, hesaplaşalım. Birbirimizin acılarını anlayalım. Bunların üstesinden gelmek için dayanışma içinde olabilelim. Çünkü başkalarının acısını anlamak bizi de daha insanlaştırır. Genel olarak da amaç buydu." (Haber Merkezi)

Kültür Sanat