Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu olmak üzere 108 siyasetçinin 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle yargılandığı Kobanê Davası’nda mahkeme, tutuklu bulunan siyasetçilerin tutukluluğuna devam yönünde karar verirken, avukatlar ve müvekkillerinin tüm taleplerini reddetti.

Mahkeme: "AİHM kararına ilişkin dosya, dosyamızda bulunmuyor"

Mezopotomya Ajansının haberine göre, Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesinin 22 Aralık 2020 tarihli kararı gereğince derhal tahliye edilmesi gerektiğine dönük talebine dair mahkeme, “Söz konusu AİHM kararına ilişkin dosyamızda dosya olmadığı yönünde” değerlendirmeye gitti.

AİHM kararı bazı sanıkların kaçak olması gerekçesiyle tanınmadı

Ayrıca heyet, kimi sanıkların kaçak durumda olduğu iddiasıyla Demirtaş’ın da kaçma şüphesi olduğunu iddia etti. Heyet, bu değerlendirmesi ile Demirtaş’a dair AİHM kararını bir kısım sanıkların kaçak olması gerekçesiyle tanımadığını ifade etmiş oldu.

Figen Yüksekdağ ile ilgili 'savunma hakkını kötüye kullanıyor' iddiası

Mahkeme heyeti, HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın ise; “Dosyamızla alakası bulunmayan haftalarca sürdürülen savunmalar yapıldığı, ancak ilk sorgunun bazı sanıklar yönünden 1 yılı aşkın duruşma sürecine rağmen yapılamadığı, böylelikle sıra gelmedi algısının da oluşturulmak istendiği şüphesi oluşmuştur” gerekçesiyle, “savunma hakkının kötüye kullandığını” öne sürdü. Ayrıca Yüksekdağ’a dair “yargılamadan kaçma eğiliminde olduğu” şüphesini taşıdığını da kaydetti.

Çete lideri mahkeme başkanının işlemleri dosyadan çıkarılmadı

mahkeme, hukuksuz bir biçimde elde edilen delillerin dosyadan çıkarılmasına dair talebi, “dava sonuçlandıktan sonra gerekçeli kararda değerlendirilecek hususlar olduğu” gerekçesiyle reddetti.

Ayrıca mahkeme, 'Ata dedeler Çetesi' liderlerinden olduğu gerekçesiyle yargılanan, mahkemenin eski başkanı Bahtiyar Çolak'ın yaptığı işlemlerin dosyadan çıkartılmasına dönük talebi de, “Sanıkların üzerlerine atılı eylemlere ilişkin olmaması, yapılan işlemlerin sıhhatini etkileyen durum bulunmaması” gerekçesiyle reddetti. Eski mahkeme başkanı Çolak’ın davada tanık olarak dinlenmesi talebini de geri çevirdi.

"Anayasaya uyun" talebi değerlendirilmedi

Tutuklu siyasetçilerden Nazmi Gür, mahkemeden Anayasa’nın “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz” hükmünü içeren 90’ıncı maddesi ile “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler” içeriğine sahip 138’inci Madde’ye uyulduğuna dair karar almasını talep etmişti. Mahkeme, bu talebe dair karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.

Türkiye ile PYD'nin ilişkilerinin açığa çıkarılmasına dönük talepler de reddedildi

Türkiye ile PYD’nin 2014 yılındaki ilişkilerinin açığa çıkarılmasına dönük talepler hakkında da araştırma yapılmasına yer olmadığına karar verildi. Mahkeme heyeti, Süleyman Şah operasyonu ile ilgili olarak MİT Başkanlığı, MSB ve Dışişleri Bakanlığı’ndan bilgi sorulması, Türkiye’nin IŞİD Karşıtı koalisyon içerisinde resmi olarak bulunup bulunmadığı hakkında Dışişleri Bakanlığından bilgi talep edilmesi, Eylül-Ekim 2014 tarihlerinde sınır geçiş noktalarından günübirlik Suriye’ye geçiş izni verilenlerle ilgili bilgi istenmesi taleplerini “gereksiz” olarak değerlendirip ret etti.

‘"Aklım başımda değil" diyen tanığın beyanları esas alındı

Ayrıca mahkeme huzurunda dinlendiği sırada Emniyet’teki ifadelerini kabul etmemesine rağmen tanık Sami Baran’ın beyanları Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı ve Zeynep Karaman için tutukluluğa devam gerekçesi yapıldı. Baran, duruşmadaki beyanında “Bir şey sormuş olabilirler, evet demişimdir. Bunları söylerken aklım başımda değildi” demişti.