Mansur Yavaş seslendi: Ne Altılı Masa'nın ne Sayın Akşener’in ne de benim Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yoktur

Mansur Yavaş seslendi: Ne Altılı Masa'nın ne Sayın Akşener’in ne de benim Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yoktur
Mansur Yavaş, bugün Antalya’nın Kepez ilçesinde vatandaşlara seslenerek "Ne Altılı Masa'nın ne Sayın Akşener’in ne de inşallah yetkili olarak benim Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yoktur" dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, bugün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte Antalya’nın Kepez ilçesinde, vatandaşlara seslendi. Yavaş, konuşmasında "Ne Altılı Masa'nın ne Sayın Akşener’in ne de inşallah yetkili olarak benim Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yoktur" ifadelerine yer verdi.

"2019 yılında Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in gayretleriyle bir Millet İttifakı kuruldu ve belediye başkanları seçimine girdik" diyen Yavaş, "Şimdi, 14 Mayıs’ta çok önemli bir seçime gidiyoruz. 14 Mayıs’ta seçime giderken 2019 yılındaki aynı sözleri duymaya başladık. Yani, korku ve nefret siyaseti" dedi.

'Kandil’den gelen açıklamalara bakarsanız Altılı Masa'ya zarar gelecek her türlü açıklamayı yapıyorlar'

Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar:

"İstanbul’u iptal ettiler, artık beka demez oldular. Seçime gidildi, baktı seçim kazanılamayacak, yedek kuvvetlerini sahaya sürdüler. Yedek kuvvetleri kim? Osman Öcalan ve İmralı’dan gelen mektup. Bunu niye söylüyorum? Şimdi yine seçime gidiyoruz, yine aynı suçlamalar. Bekliyoruz yedek kuvvetleri. Bu sefer televizyona kim çıkacak, bu sefer mektup nereden gelecek? Kandil’den gelen açıklamalara bakarsanız Türkiye’yi bu iktidardan kurtaracak, Altılı Masa'ya zarar gelecek her türlü açıklamayı yapıyorlar. Oysa tertemiz duygularla bir araya gelen bu insanlar; demokrasiyi yerleştirmek, insanları özgürleştirmek, korku siyasetinin, nefret siyasetini yok edip yeniden güçlendirilmiş parlamenter sistemine dönmek için çalışıyorlar. İşte bunu da karalamak için, Kandil’den bahsediyor. Artık Türk milletinin boş laflara karnı tok, herkesi terörist ilan ettiniz. Oy vermeyenlere terörist ilan ettiler.

'Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yoktur'

Başkanlık sistemini getiren siz değil misiniz? Bu şartları Türkiye’nin önüne sunan siz değil misiniz? Dolayısıyla yüzde 51’i kazanmak için ‘Bize oy veriyorsan ver, vermiyorsan PKK’lı oluyorsun’ diyen siz değil misiniz? Dolayısıyla, bir de bakıyoruz ki PKK’nın Türkiye’den istediklerine bakın, Hizbullah’ın uzantısı HÜDA-PAR’ın da istediklerine bakın. Hepsi aynı. HDP ayrı seçime girmiş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ben diyorum ki ‘serbest bırakın, kim nereye oy veriyorsa versin’, eskiden köy ağaları vardı doğuda, feodalite vardı, istediklerine oy verdirirlerdi. Şimdi de bu ağalar çıktı; şuraya oy veririz, şu gelirse seçmeyiz, şunu yapmayız, bunu yapmayız… Ne Altılı Masa'nın ne Sayın Akşener’in ne de inşallah yetkili olarak benim Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yoktur.

'Yöresinin önemi yok, liyakat yok'

"İstanbul seçimlerinde, ikinci turda ‘Binali’yi mi seçeceksiniz, Sisi’yi mi seçeceksiniz’ dediler, ne alakası varsa? ‘Eğer, bunları seçerseniz Mekke düşer, Kudüs düşer’, kimseye bunlara inandıramıyorlar. Çünkü, Binali seçilmedi ama Sisi ile tokalaşmasını bildiniz. Bu hükümetin acil değişmesi gereken sebeplerden birisi şu; ekonomi çok kötü. Yöresinin önemi yok, liyakat yok. Kızılay’ın yaptıklarını gördünüz, başkanını görevden istifa ettirmek yerine ‘Biz de kendisine çok kızdık’ falan diyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı ekonomi kötü diyenlere, ‘Her şey gayet iyi’ dedi. Çünkü, artık Cumhurbaşkanı’na doğru dürüst bilgi vermiyorlar, depremde yoksunuz diyorlar. Kahramanmaraş’a gittiğin zaman orada Ankara Büyükşehir’in çadırını söküyorlar, Cumhurbaşkanı görmesin diye. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Büyükşehirlerin pandemide yaptıkları ortada."

'Hükümeti değiştirirsek kırsal kalkınmada, sosyal yardımlarda çok daha güzel şeyler olacak'

"Şunu söyleyerek sözlerimi bitiyorum, Ankara Büyükşehir’i yönetirken de seçilmeden önce ‘30 bin nüfuslu belediyenin başkanlığını yaptı’ gibi lafları hep duyduk, ‘İlk ay 50 milyon açıkla başlar’ dediler. Geçmişe yönelik 5 milyarlık faizli borçlarını ödedik. Bir milyar Çevre Bakanlığı’ndan alacağımız var, bir türlü tahsil edemiyoruz. Metro yapılmış bizden önce, parası kesiliyor. 4 yılda eski sözleşmeye göre 70 milyon lira kesilmesi gerekirken, şu ana kadar kesilen para 1 milyon 700 lira. Buna rağmen Ankara’da her şeye yetişiyoruz… Hükümeti değiştirirsek kırsal kalkınmada, sosyal yardımlarda çok daha güzel şeyler olacak.” (ANKA)

Politika