Mehmet Eymür anlatıyor: "Yeşil'e başbakanlık kartı verilmişti, kolordu toplantılarına katılıyordu"
Yeniden görülmeye başlanan Mehmet Ağar'ın da aralarında olduğu 19 sanığın, 90'lı yıllardaki 18 faili meçhul cinayetle ilgili yargılandıkları davanın ardından dönemin önemli tanıklarından Eski MİT Görevlisi Mehmet Eymür'ün ismi birkez daha gündeme geldi.
90'lı yıllardan bu yana aydınlatılmamış birçok olayda ismi geçen Eymür, HalkTv'de yayınlanan Özlem Gürses'le Perdenin Önü Arkası programında gazeteciler Hakan Çelenk, İsmail Saymaz, İpek Özbey ve Cengiz Erdinç'in sorularını yanıtladı.
Eymür, gözaltında işkenceden faili meçhul cinayetlere, Alaattin Çakıcı, Abdullah Çatlı, Yeşil gibi isimlerin devletin gizli işleri için kullanılmasına, Mehmet Ağar, Tansu Çiller ve dönemin yöneticilerinin karanlık ilişkilerine dair birçok bilgiyi paylaştı. halktv.com.tr'de yer alan habere göre programda şunlar konuşuldu:
İpek Özbey: Sizin ifadenizden yola çıkarak soruyorum; bir insan işkence yapıp nasıl pişman olmaz?
Mehmet Eymür: Valla ne kadarı yaptıklarımızın ne kadarı işkence olarak kabul ediliyor? Sorguya alınmak bile işkence. Gözleriniz kapalı karanlık bir yerde barındırılıyorsunuz.
Cengiz Erdinç: Elektrik, kaba dayak. Biraz daha sistemli olanı kastediliyor.
Mehmet Eymür: O arada olmuştur o tip şeyler. Olduğunu biliyorum.
İsmail Saymaz: Bir sorgu tekniği olarak sistematik miydi?
Mehmet Eymür: Bütün dünya tarihinde var işkence. Açın bakın Avrupalıların Hristiyanların yaptıklarına. Yani işkenceden işkenceye fark var. Bir insanı bir yere kapatmak bile işkence yani.
Hakan Çelenk: Gökçer Tahincioğlu'na verdiğiniz röportajda elektrikli işkenceden bahsediyor. Yaptınız mı diye soruyor. Siz de 'yaptım' diyorsunuz. Ne tür bir işkenceden bahsediyorsunuz.
Mehmet Eymür: Samimi söyleyeyim mi? Yaptım dediğim. O kadar çok insan sorgudan geçti ki hakikatten yaptım mı yapmadım mı onu da hatırlamıyorum. Gençken daha ataktım tabi ki. Zaman zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Yapmamak mümkün değil.
İsmail Saymaz: Mesela yanlışlar derken neyi kastediyorsunuz.
Mehmet Eymür: Hiç bir zaman elektrik kullanmadım işkencede. Falaka vardır klasik.
İsmail Saymaz: Falaka yaptınız mı?
Mehmet Eymür: Yaptım. Falaka attım.
İsmail Saymaz: Filistin askısı yaptınız mı?
Mehmet Eymür: Hayır.
İsmail Saymaz: Suyla ıslatma ve dövme?
Mehmet Eymür: Hayır onlar yok.
İsmail Saymaz: Yaptıklarınızdan pişman mısınız?
İpek Özbey: Keşke yapmasaydım dediniz mi hiç?
Mehmet Eymür: Bakın şimdi şöyle bir şey. Müsaade ederseniz anlatayım. Eğer bir insan ağır bir ceza alacak bir iş yaptıysa, bu insanın konuşması lazımsa yani yaptığını biliyorsanız bunu bir şekilde ikna etmeniz gerekiyor. Eğer iyilikle ikna edemiyorsanız daha şiddetli yollara başvuruyorsunuz. Neticede beni bu zamana kadar şikayet eden biri çıktı mı? Yani şimdi soruyorsunuz ama...
ÇATLI'YA KİMLİK VERİLDİ, YEŞİL'E BAŞBAKANLIK KARTI
İsmail Saymaz: Mehmet Bey röportajınızda Abdullah Çatlı'yı Türkiye'de gördüğünüzü ve kendisine uyuşturucu işine girdiğini söylediğinizde onun da 'geçinmek zorundaydık' dediğini ifade ediyorsunuz. Aynı zaman da sizin de hazırladığınız ikinci MİT raporunda da zaten daha sonraki Susurluk raporlarında da Mehmet Özbay kimliği ile kendisinin uzman diye kabul edildiği, pasaport aldığı biliniyordu. Yani şimdi devlet Abdullah Çatlı'nın uyuşturucu trafiğinde bir rolünün olduğunu bile bile ona uzman kimliği vererek onun sahte kimlikle pasaport almasını sağlayarak vazife yapmasını mı sağladı? Böyle mi anlamalıyız? Bütün bu nitelikleriyle beraber ona bir rol mü verildi devlet tarafından?
Hakan Çelenk: Katliam sanığı olduğunu bilinerek.
Mehmet Eymür: Bu benim dışımda olan bir şey. Benimle alakası yok. İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş'in bir operasyonudur. Ben muhaliftim buna.
Cengiz Erdinç: 1984'te Nevzat Bilecen İsviçre'de bu eroin işi... Onu kastediyorsunuz değil mi?
Mehmet Eymür: Evet
İsmail Saymaz: Ne amaçla alındı MİT'e ne amaçla yararlanıldı kendisinden?
Mehmet Eymür: Şimdi ASALA'ya karşı kullanıldı sözde. Ben başından beri muhaliftim. Çünkü uyuşturucu işi yapıyorlardı ve Kürtlerle işbirliği yapıyorlardı bir yerde. Yani milliyetçi bir grup Kürtlerle işbirliği yapıyordu. Kürtler Kürtler dediğim yanlış da kullanmak istemem. PKK'lılarla işbirliği yapıyorlardı.
İsmail Saymaz: Ona sahte kimlik MİT tarafından mı tedarik edildi.
Mehmet Eymür: Tabi tabi bizimkiler vermiş.
Hakan Çelenk: Peki devletle bağlantısı Çatlı'nın Bahçelievler katliamı sırasında da var mıydı? Bilginiz var mı? Bu katliam sırasında devlet içinde bir grup tarafından korunan bir kişi miydi Çatlı ya da bu katliama sevk edilmiş olabilir mi?
Mehmet Eymür: Zannetmiyorum.
İsmail Saymaz: Yeşil'i sormak istiyorum. Jandarma İstihbarattan sonra sizin güdümünüzde çalıştı MİT içinde. Bu noktada sizin, Yeşil gibi kriminal unsurları kullanması hukuken problem değil midir?
Mehmet Eymür: Yeşil'e başbakanlık kartı verilmişti bize gelmeden evvel. Kolordu toplantılarına katılıyordu. Mahmut Yıldırım'dan bahsediyorum. Yeşil, ilk bizim Elazığ MİT elemanı olarak göreve başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar. Sonra Güneydoğu bölgesinden çıkarıldı ve Ankara'ya yerleşti, yerleşince eskiden kendisini tanıyanlar bizim yurt dışı faaliyetlerimizde yararlı olabileceğini söylediler. Prosedürlere uyarak kendisinden faydalandık. Böyle adam kullanılır mı diyeceksiniz. Bizim yönetmeliklerimiz son derece uygun, temiz adam bizim işimize yaramıyor.
"BİLMEDEN KULLANILMIŞIMDIR"
İsmail Saymaz: Sizin bilginiz dahilinde suç işlendi mi Mehmet Bey ?
Mehmet Eymür: Hayır.
İpek Özbey: Siz kendinizi çok özür dilerim siz kendinizi kullanılmış hissediyor musunuz Sayın Eymür.
Mehmet Eymür: Hayır. Bu konuda mı ?
İpek Özbey: Evet. Siz hiç MİT hayatınızda kullanıldınız mı?
Mehmet Eymür: Yeşil konusunda mı ?
Cengiz Erdinç: Hayır genel olarak istihbarat hayatınızda.
Mehmet Eymür: Belki bilmeden kullanılmışımdır yani. O kadar çok görev yaptım ki hangisinde ne oldu onu kullanılmadığımı söylemek mümkün değil.
ERGENEKON SORUŞTURMASI
İsmail Saymaz: Mehmet Bey, Ergenekon Operasyonu'nda Savcı Zekeriya Öz'e bilgi vermiştiniz. Hatta denir ki Ergenekon operasyonu başlamazdan önce ondan ilk bahseden Mehmet Eymür'dür iddiasında bulunulur. Siz bu operasyonun başlamasında bir rol sahibi misiniz? Zekeriya Öz'e bu operasyonda yol yordam gösterdiğiniz doğru mu ?
Mehmet Eymür: Ergenokon mu?
İsmail Saymaz: Evet evet.
Mehmet Eymür: Hayır hayır. Ben mahkemeye söyledim. Bilgim yok diye.
İsmail Saymaz: Böyle bir örgütün varlığından mı bilginiz yok? Varlığı idda edilen böyle bir örgütten mi bilginiz yok ?
Mehmet Eymür: Evet evet bana sordular. Erkenegon mahkemesinde Ergenokon hakkında bilgim yok dedim.
İsmail Saymaz: Şu sorunun cevabını tam olarak alabilsek alamıyoruz cevabını. Kaşif Kozinoğlu'nu sizin hakkında iddiaya dair yorumunuz nedir. Bütün kontrterör faaliyetlerinin merkezi olmakla da o sizi suçluyor.
Mehmet Eymür: Onun söyledikleri 50.000 dolar para aldığımı benim Fethullah'tan söyleyen bir adamı ne kadar ciddiye alacağım. Ciddiye almak mümkün mü yani?
ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ YOK
İsmail Saymaz: Mehmet Bey röportajınızda Çiller Özel Örgütünün aslında var olmadığını ifade ettiniz. Ben tabi bununla ilgili raporun bulunduğu kitabı yanımda getirdim. Kaynak yayınları Mit'in Çiller Özel Örgütü Raporu Nusret Senem tarafından kaleme alınmış. Ama böyle bir doğrudan bu başlıkla olmasa bile bu ifadenin öyle veya böyle anıldığı bir rapor var ortada. Sönmez Köksal imzalı dönemin başbakanın Necmettin Erbakan'a ithafen ona yazılmış ve gönderilmiş bir rapor var. Ve deniyor ki ikinci MİT raporu da dahil olmak üzere aslında ortaya atılan iddialar şu kadarı doğrudur şu kadarı değerlendirilmelidir. Ve gerçekten kamu görevlileri Özer ailesiyle ilişki halinde kamu görevlilerinin suça karıştığı düşünülmektedir diyor. Sizin de isminize yer verilmiş bu raporda.
Mehmet Eymür: Şimdi bu raporu yazan bu hikayeyi yazan daha doğrusu Doğu Perinçek. Tamamen de uydurma. Tamamen de yalan. Çiller Özel Örgütü diye bir örgüt yok. Böyle bir örgütte Mehmet Eymür'ün Mehmet Ağar ile ve Abdullah Çatlı'yla beraber yönetici olması komik bir iddia. Bu iddia hala devam ediyor. Bu bir tertip. Bu tertibi yapan MİT'deki Mithat Alpay ile Doğu Perinçek. İkisi kararlaştırmışlar. Sönmez Bey'de bunu okumadan imzaladı. Bunu Sönmez Bey'e sormak lazım.
İsmail Saymaz: Ama altına imza attığı böyle bir rapor var Mehmet Bey.
Mehmet Eymür: Şimdi size müsaade ederseniz bir Sönmez Bey'in Milliyet'e verdiği beyanı eşime okutturacağım . Beyanatı bu konuda. "Dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal ise Milliyet'e altında imzasının bulundu 17 Aralık 1996 tarihli MİT raporu için bunları söyledi: Bunlar basında çıkan iddialarla hazırlanmış rapor. Maalesef bunun vurgulanması gerekirken yapılmamış. Bunların vurgulanması lazım çünkü benim imzamın bulunduğu bölümde bu vurgulanır. Raporun verilmesinden sonraki süreç ise zaten üzerinde konuşmamam gereken süreç. Bu nedenle bunları söylemeye de gerek yok.
İsmail Saymaz: Peki Mehmet Bey bu rapora kaynaklık eden 2. MİT raporu sizin hazırladığınız söylenegelir. Bu raporda Çiller Ailesinin Mehmet Ağar ile Mehmet Ağar'a bağlı emniyete yapılanmasıyla yahıt bir ucu Çatlı'ya dayanan yapılanmayla İbrahim Şahin'e ortak hareket edilen bir küme görüntüsü yok mu sizce? Bunlar birbirleriyle bağlantılı değiller mi ?
Mehmet Eymür: İsmail Bey, o ayrı bir şey. Ama Çiller Özel Örgütü tamamen montaj yapılan bir şey onu söylüyorum.
İsmail Saymaz: Gerçekte olan ne size göre ? Çiller Örgütü yok ama ne var size göre.
Mehmet Eymür: Çillerin hataları varsa bu örgütün size şey yolladım
İsmail Saymaz: Ne yolladınız?
Mehmet Eymür: Bunla ilgili döküman da yolladım. Orada Çiller Örgütüyle ilgili.
İsmail Saymaz: Peki bu Çiller Örgütü yoksa peki gerçekte bir örgüt var anladığım kadarıyla bu örgüt nedir Mehmet Bey?
Hakan Çelenk: Çiller'in korumalarıyla bir bağlantıdan bahsedilirdi o dönemki başbakanlık korumalarıyla.
Mehmet Eymür: Var diyorsanız sizin bildiğiniz bir şey var onu anlatın.
Hayır hayır şunu söylüyorum var demiyorum şunu söylüyorum. Size göre Çiller Özel Örgütü yok ama peki bir örgüt var onu anlıyorum.
Cengiz Erdinç: 96'da Ağustosa-ta bahsedilen raporda bahsedilen Çatlı'nın işte Yeşil pasaportu...
İsmail Saymaz: Ya da Mehmet Ağır'in içinde bulunduğu bu örgüt nedir ? Bunu soruyoruz.
Mehmet Eymür: İşte Çatlılar var Mehmet Ağırlar var bu örgüt var.
İsmail Saymaz: Bu bir örgüt mü peki ?
Mehmet Eymür: Vallahi örgüt işte 18 cinayetten yargılanan bir örgüt.Özlem Gürses: Peki faili meçhuller neden aydınlatılmıyor bir türlü ve bir de Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi suikastler ile ilgili uyarısını siz ciddiye alıyor musunuz ?
SİYASİ CİNAYETLERE TENEZZÜL EDEBİLİRLER
Mehmet Eymür: Şimdi terörün çeteleri çok olduğu dönemde her türlü şeyi beklemek lazım yani. Bu dönem ben 25 sene önce söyledim siyasi cinayetlere tenezzül edebilirler diye.
İsmail saymaz: Bir saniye bir saniye. Bu güne dair güncel bir risk var mı diyorsunuz yani Mehmet Bey ?
Mehmet Eymür: Her zaman var. Kontrol edilmiyorsa. Adalet önemli şey. Adalet işlemediği zaman hiç bir şey beklememek lazım. Polis de MİT'de çalışsa adalet işlemiyorsa ne olacak.
İsmail Saymaz: Şimdi siyasi suikast tartışması yaşanırken hep sizinle yaptığımız röportajda bana verdiğiniz demeçte atıfta bulunuluyor deniyor ki işte Mehmet Eymür böyle anlarda siyasi suikastlar olabileceğini söylemişti deniliyor. Hala o anlayışta mısınız ? Öyle bir risk söz konusu mu ?
Mehmet Eymür: Vallahi değerlendirmek şu anda pek kolay değil söylediğinizi.
ÇAKICI VE YILMAZ'IN TAHLİYESİ
Cengiz Erdinç: Çakıcı serbest bırakıldı yakın zamanda da Kürşat Yılmaz serbest bırakıldı. Peker'in açıklamaları var. Siz her zaman konuşuyordunuz ama şimdi böyle dikkat çeken bir röportaj verdiniz. Şimdi siyasi cinayetler konuşuluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz. Bu tahliyeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Mehmet Eymür: Röportajı ben düşünmedim. Gökçer Bey rica etti. Ben de onu kıramadım. Samimi bir görüşme yaptık yani. Çok enteresan tabi. Çakıcının çıkarıma şekli. Arka arkaya tahliyeler. Çok dikkatimi çekti tabi ki. Sayın Bahçeli'nin ziyareti bile bir acayip geldi bana.
Hakan Çelenk: Bir siyasetçi neden suç örgütleriyle bağlantılı olduğu söylenen bir kişinin tahliyesini ister?
Mehmet Eymür: Valla bilemiyorum. Onu yapanlara sormak lazım.
İsmail Saymaz: Sedat Peker'i nasıl tanıdınız? Nasıl bir diyalog geçti aranızda? Bugün onun ifşaatlarını nasıl yorumluyorsunuz?
Mehmet Eymür: Sedat Peker'in takipçisi çok, kendi söylediği gibi çok pirüpak bir insan değil, kan akıtacağız öldürün kardeşlerim diye 15 Temmuz'da bağıranlardan biriydi. Ben bir kere karşılaştım tanıdığımda. Kendisinin iş adamı olduğunu söyledi, ben de iş adamı 30 kişi arkasında gezmez dedim. Hakikaten öyle bir ekip halinde dolaştıkları için. Bugünkü iddiaları çok ilginç, canı yanmış, canı yanmadan bunları anlatsa daha makbule geçerdi tabii. Çok takipçisi var anladığım kadarıyla, herkes ilgiyle ne anlatacağını bekliyor.
MARİNADAKİ FOTOĞRAF
Hakan Çelenk: Bir fotoğrafı sormak istiyorum. Mehmet Ağar, Alaattin Çakıcı, Engin Alan, Korkut Eken. Bu fotoğrafın verilmesini, biz bir devran dönüyor siyasette diye yorumladık. Biz ne mesaj almalıyız bu fotoğrafla?
Mehmet Eymür: Fotoğraflar çok önemli değil ama bir tanışıklığı gösteriyor.
İsmail Saymaz: Şöyle bir ekleme yapayım o zaman. Siz şöyle diyorsunuz. ' Ben ne zaman Mehmet Ağar'la ilgili bir rapor yazdıysam o yükseldi. Şimdi siz emekli oldunuz. Mehmet ağar yine siyaset sahnesinde var. Mehmet Ağar'ın bugün yine etkin ve yetkin olmasını neye bağlıyorsunuz.
"Mehmet Ağar kokain kullandığı için burun ameliyatı oldu"
Mehmet Eymür: Mehmet Ağar'ın demek ki gücü var. Gücü gayrimeşru hayattan geliyor bence. Uyuşturucudan bahsediliyor, zaten bilmiyorum ne kadar doğru, bir burun ameliyatı geçirdiğini biliyorum, doğruluğunu bilmiyorum ama bu kokain içenlerde olan bir şey, burun şey, çekerek şey ediyorlar ya.
ÖCALAN NEDEN RESMİ SORGULANMADI?
Mehmet Eymür: Size bir şey söyleyeyim. Öcalan ölüm cezasına çarptırılmamak şartıyla iade edildi. Peki Öcalan iade edildikten sonra sorgu yapıldı mı? Yapıldı. Kim yaptı? Hasan Atilla Uğur... Ama o resmi bir sorgu değildi. Niye yapılmadı resmi sorgu? Hasan Atilla kim? Perinçek grubundandır. Neden o sorguladı? Hiç aklınıza geldi mi? Çünkü PKK'nın başı yakalanmış. Kimlerle görüştü? Kimlerden yardım aldı? İtalyanı var. İngilizi var. Yunanı var. Niye sorguya alınmadı? Bunu Şenkal Atasagun'a sormak lazım.
İpek Özbey: İki bağlantılı soru sormak istiyorum. "Perinçek İngiliz istihbaratıyla Amerikalıların adamıdır. Ordu ve MİT'te adamları var" iddianızın dayanağı nedir? Bir de Öcalan dediniz. Öcalan'a bombalı suikast gibi bir öneriniz oldu mu Çillere?
Mehmet Eymür: Hayır. Suriye'de bir eylem yaptık. Bir patlama yaptık orada.
İsmail Saymaz: Yeşil'le birlikte mi yaptınız.
Mehmet Eymür: Evet. 17 metrelik bir çukur açıldı orada. Zaten Öcalan'ın çıkarılması da bundan sonra oldu.
İpek Özbey: Meslek hayatınızda hiç kimseyi öldürdünüz mü?
Mehmet Eymür: Hayır.
1 MAYIS 77
İsmail Saymaz: Ulaş Bardakçı'nın öldürülmesi ve ardından Tokat'ın Kızıldere Köyü'nde Mahir Çayan ve Arkadaşlarının öldürülmesi baştan planlanmış bir operasyon muydu?
Mehmet Eymür: Kesinlikle değil. Ulaş Bardakçı'nın öldürülmesi belki ben ölebilirdim. Çünkü bir eve girdik. Evde arama yaptık. Bir yatak odasına girdim. Bir peruk buldum. Perugu aldım çıktım. Evin sahibine bu peruk kimin dedim. "Burada olmayan bir arkadaşımın" dedi. Daha bu konuşma yapılırken kıyamet koptu. Odadaki fermuarlı bir dolapta Ulaş Bardakçı varmış. Polis memuru giriyor. Benden sonra. Fermuarı açınca mermiyi karnına yiyor. O da ateş ediyor. Öyle Ulaş Bardakç öldü.
Kızıldere çok iddia ettik. Teslim olmaları için. Mahir Çayan onu kabul etmemiş. Mahir Çayan dama çıkıyor. Keskin bir nişancı onu vuruyor. Müsait değildi, bir dağ köyüydü, geceleyin kaçabilirlerdi, geceleyin de asker çok zorlanırdı, can kaybı da daha fazla olurdu.
İsmail Saymaz: 1 Mayıs 1977'de devletin parmağı var mı? MİT görevlilerinin önceden bir duyumu ya da mudahalesi var mı?
Mehmet Eymür: 1 Mayıs 1977 için Perinçek grubuna bakmak lazım. Onun kendi içlerinden, kendilerinden ayrılanlar anlattı. O hadiseyi ilk başlatanlar Perinçek grubu. The Marmara otelinin camları açılmaz. Oradan ateş edildiği pek doğru bir şey değil. Perinçek'le ilgili bağlıyorum ama mesnetsiz bağlamıyorum. Hepsini dökümental olarak ispat edecek durumdayım.
İpek Özbey: Derin devlet şart mıdır? Olmak zorunda mıdır?
Mehmet Eymür: Derin devlet Türkiye'yi korumak içinse iyi bir şey ama ben şu günkü yapılanmada böyle bir güç görmüyorum. Özel Kuvvetler bu amaçla, beyaz kuvvetler dedikleri sivilleri kullanıyorlardı. Bu iyi bir yapılanmaydı. İçeride siyaseti dizayn etmek için kullanılmış olabilir. 6-7 Eylül olayları. Onlar yani, çok üzücü olaylar.
İsmail Saymaz: Fethullahçı yapılanma bir gladyo yapılanması mıdır aynı zamanda?
Mehmet Eymür: Ben FETÖ'yü çok önemsemiyorum, arkasındaki güce bakmak lazım.
İsmail Saymaz: Amerika'yı kastediyorsunuz.
Mehmet Eymür: Ee tabi. Onlar şunu yapma dese yapabilir mi?
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.