“Ekonomide çok daha radikal adımlar gerektiği ortada”
Merkez Bankası’nın politikalarına göre kurların hareketini değerlendiren Sağlam, yazısını şöyle sürdürdü:
“Eğer bir günlük likidite yönetimi hatası yaşandıysa, o zaman bugünden itibaren fonlama faizlerinin yeniden yüzde 50’nin üzerine, yine yüzde 53’e çıktığını görürüz. Eğer bir günlük bir uygulamaysa, olumsuz etkisi fazla olmayabilir.
Ancak bu kez de kurların sabit tutulması zorlaşacak demektir. Merkez fazla döviz alarak likidite yönetiminde sorun yaşadığına kanaat getirirse, bu kez döviz alımını durduracak demektir. Bu da kaçınılmaz olarak düşüşe yol açar. Merkez Bankası piyasaya giren fazla dövizi almazsa, arz fazlalığına bağlı kurlar düşecek demektir. Bu düşüşe son bir aydır Merkez Bankası izin vermeyip, dövizi alarak kurları sabite yakın bir artışla kontrol edebildi.
Eğer Merkez döviz almaz kurlar düşerse, arzın azaldığı dönemlerde de, yine sert hareketlerle kurların bu kez yukarı çıkması söz konusu olacaktır. O zaman da kurlarda sağlanan istikrarın kaybolduğunu göreceğiz. Bu da enflasyonla mücadele açısından çok önemli bir handikap oluşturabilir.
Sıcak para girişi beklenenden daha önce Merkez Bankası yönetimini yol ayrımına getirdi. Merkez Bankası kuru kontrollü tutmak için piyasadan fazla parayı çekmek zorunda. Bunun için daha önce de gündeme gelen likidite bonosu ya da Hazine’nin aşırı borçlanması gibi yöntemler veya Merkez Bankası’nın zaten yüksek olduğu için istemediği, zorunlu karşılık artırımı gündeme gelebilir.
Merkez Bankası bu yol ayrımına geleceğini biliyordu ama süreç çok hızlı gelişti. Bu durum artık para politikası araçlarının yetersiz hale gelmeye başladığını, mali tedbirlerin bir an önce gündeme gelmesinin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Ancak son günlerde konuşulan tasarruf tedbirleriyle yetinildiği takdirde, zaten bu tedbirlerin enflasyonla mücadelede mali destek anlamına gelmeyeceği de açık. Özetle; ekonomide çok daha radikal adımlar gerektiği ortada.”