Merkez Bankası'nın faiz kararı: Dar gelirliden şirketlere kaynak aktarma aracı

İBRAHİM EKİNCİ

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini 1,5 puan indirerek 10,5’e çekti. Erdoğan’ın talimatına göre yıl başına kadar tek haneye çekilmesi bekleniyor.

Bir yıl önce politika faizi yüzde 18’di.

Enflasyon da yüzde 19 seviyelerindeydi.

Bir yıl sonra politika faizi yüzde 10.5’e çekilmişken… Erdoğan’ın “faiz sebep enflasyon sonuçtur” tezinin tam tersine bir sonuçla enflasyon görülmemiş hızla yükseldi ve yüzde 83’e ulaştı.

Aslında bu 1 yıllık deneyim, Erdoğan’ın teorisinin kesin iflasını da ortaya koydu ama faizdeki bu nas politikasının Türkiye’ye tek maliyeti yüzde 83 (bana daha gerçekçi görünen İTO enflasyonuna göre yüzde 100 civarında) tüketici enflasyonu değil.

Düşük politika faizi aynı zamanda dar gelirliden şirketlere kaynak aktarımı mekanizmasının kilidi.

MB (Merkez Bankası) politika faizini düşürüyor, arkasından da ekonomi bakanlığı KKM’de (Kur Korumalı Mevduat sistemi) tavanı düşürüyor.

KKM tavan faizi düşük kaldıkça, kura tamamlamak üzere yapılan kamu ödemesi artıyor.

Bir yandan da KKM’den yüzde 16 faizle, MB’dan yüzde 10.5 faizle kaynak bulan bankalar, dönüp, TL tasarrufçusuna enflasyon yüzde 83 iken yüzde 15 – 16 faiz dayatıyorlar.

Bankalarda 1.6 trilyon liralık vadeli TL tasarruf var.

İşte bu tasarruf, 70 puan civarında negative faizle nemalanıyor ve satın alma gücünün yüzde 75’ini kaybediyor.

Gerek KKM’den felen, gerekse bu TL vadeli tasarruf şirketlere yüzde 20 ile… Yani enflasyonun 65 puan altında faizle krediye – sudan ucuz kaynağa dönüşüyor.

Erdoğan’ın faiz politikasını sadece enflasyon konusundaki inancına bağlamak yanlış ve eksiktir. Burada bir kaynak aktarımı mekanizması kurulmuştur. Gerek Nebati’nin, gerekse Erdoğan’ın asıl istediği şirketlere ucuz kaynak bulmaktır. MB’nin politika faizi, banka mevduat faizlerinin baskılamanın aracı olarak çalıştırılıyor.