Naci Bakırcı, şöyle devam etti:
"Örneğin hazreti Mevlana’ya izafe edilen bizim koleksiyonumuzda yere alan 22 tane kıyafet var. Gömlekler, cübbeler ve diğer kumaş örnekleri var. Bu kumaşlar şimdiye kadar çok tartışıldı. Selçuklu dönemi mi? Gerçekten hazreti Mevlana’ya ait mi? Bilim insanları ve sanat tarihçileri bunun üzerinde çok durdular ve muhtelif yayınlar yapıldı. Ama bizim elimizdeki son yıllardaki araştırmalarda enteresan yayınlarla karşılaştık. 2’nci Abdülhamid Han’ın vezirlerinden birisi 1890’lı 1901’li yıllarda Konya’ya sürülüyor. Onun hatıratı yayınlandı. Orada diyor ki, ‘hiçbir tarikatta olmayan devamlılık, Mevlana dergahında vardı. Hazreti Mevlana’nın kıyafetlerini dervişler giyer, her Perşembe akşamı türbe önünde dua ederlerdi’ diyor. 1890 tarihli dergah sayım defterlerinde ise bu kıyafetlerin hazreti Mevlana’ya izafe edildiği, hazreti Şems’e ait bir kıyafet olduğu, Sultan Veled’in bir gömleği olduğu, hatta Mevlana’nın babası Sultan-ı Ulema’nın da bir kıyafeti olduğunu biliyoruz. Bu kıyafetlerin 16 tanesi çok kötü durumdaydı. Ama hazreti Mevlana’ya ait olması nedeniyle dergah içeresinde uzun süre saklanmış. Bu kıyafetler yüzyıllarca her hafta giyildiği için yıpranmış vaziyetteydi."