Millet İttifakı metninde "olmayanlar" ne diyor?

Millet İttifakı metninde "olmayanlar" ne diyor?
Millet İttifakı'nın açıkladığı metinde İstanbul Sözleşmesi, LGBTİ+'lar Kürtler ve Aleviler'den doğrudan bahsedilmemesi eleştirilere neden oldu. Altılı masa kurmayları ise seçim sonrasına işaret ediyor.

2022/10/30/dw-serit.jpg

BURCU KARAKAŞ

Millet İttifakı olarak yoluna devam etmek için uzlaşan altılı masa, seçim beyannamesini ve iktidara gelmeleri halinde hükümet programı olacak Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni dün kamuoyuna açıkladı. Altı farklı görüşten partinin 2 bin 500'e yakın madde üzerinden anlaşıp kamuoyuna bir uzlaşma metni sunması Türkiye siyaset tarihi açısından bir ilk oldu. Ancak metinde olan başlıklar kadar olmayan başlıklar da konuşulmaya devam ediyor. Kürt sorunu, İstanbul Sözleşmesi, Alevilerin sorunları ile LGBTİ+ gibi hak temelli konularda somut başlıklar olmadığına dair eleştiriler arka arkaya geldi.

Üzerinde en fazla tartışılan konu İstanbul Sözleşmesi oldu. Metinde bazı mesajlar olsa da İstanbul Sözleşmesi'ne dönüleceğine dair net bir mesaj verilmedi. Saadet Partisi'nin çekince koyması nedeniyle metne "İstanbul Sözleşmesi" ifadesi metne girmemişti. Bunun yerine metinde "Kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacak" denildi,

"Sözler yeterli değil"

Ancak kadın hakları savunucuları için bu mesaj yeterli değil. DW Türkçe'ye konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, İstanbul Sözleşmesi'nin pazarlık konusu olmaması gerektiğini söyledi. "'Sözleşmeyi 24 saat içinde imzalayacağız' sözleri söylense de yeterli değildir. Politik iradelerin yazılı metne dönüştürüldüğü ve o metinde detaylı birçok beyan olmasına rağmen İstanbul Sözleşmesi olmaması bir tartışma olduğuna işaret ediyor" diyen Ataselim, sözlerini "Muhalefet toplumun sözleşmeye sahip çıkmasının anlamı doğrultusunda hareket etmeli. Tam tersi olursa bedelini kadınlar ödeyecek diyebilirim" şeklinde sürdürdü.

KAOS GL'nin yayın yönetmeni Yıldız Tar

KAOS GL'nin yayın yönetmeni Yıldız TarFotoğraf: Privat

İstanbul Sözleşmesi ile birlikte LGBTİ+ haklarına dair de herhangi bir mesaj yer almadı. LGBT+'ların haklarını savunan internet portalı KAOS GL'nin yayın yönetmeni Yıldız Tar, DW Türkçe'ye bunun şaşırtıcı olmasa da üzüntü verici olduğunu söyledi. Tar, "LGBTİ+ hakları hiç yer almadı. İstanbul Sözleşmesi'nin adı bile geçmedi ve bütün bunlar kadar önemli olanı da toplumsal cinsiyet kavramına yer vermediler. Bu açıdan bakınca AKP-MHP iktidarının yürüttüğü LBGTİ+ düşmanı ve toplumsal cinsiyet karşıtı politikaları altılı masanın da devam ettireceğine dair kamuoyuna mesaj verdiklerini görmüş olduk" dedi.

Altılı masada yer alan partilerin bir araya geldiklerinde demokrasi mesajının ana mesaj olduğunu hatırlatan Yıldız Tar, "Birbirlerini ikna edeceklerine dair bir ümit vardı. Bu ümidin gerçekçi olmadığını ve Saadet Partisi'nin ilkelerinin metinde tamamen yer aldığını gördük biz. Şu anda İstanbul Sözleşmesi'ne dair bir tane cümle edilmemesi ve konuşmada 'geri döneceğiz' mesajı verilmesinden de şunu anlıyoruz. Diğer beş parti sözleşmeye dönülmesini istiyorsa bir tek Saadet Partisi'ne temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir konuda söz geçirememişler demektir" diye konuştu.

"Metni okuyan LGBTİ+ sorunu yok sanır"

Metne dair diğer sorunun da "temel hak ve özgürlüklerin" siyasi pazarlık olarak ele alınması olduğunu belirten Tar, "LGBTİ+ haklarının bu pazarlığın dışında bırakılması. Temel hak ve özgürlükler ne pazarlık ne de referandum konusudur. Demokratik ve anayasal düzenin vazgeçilmez unsurudur. Bunların olmadığı noktada ne yaparsanız yapın ister başkanlık sistemi ister güçlendirilmiş parlamenter sistem olsun ortada demokrasi yok demektir. İnsan hakları yok demektir. Bu metnin ruhundaki temel sorun da bu" eleştirisini yöneltti.

Yıldız Tar, Millet İttifakı'nın ortak mutabakat metnini okuyanların LGBTİ+ meselesinde Türkiye'de hiçbir sorun yokmuş gibi algılayacağını söyleyerek "Her Allahın günü iktidar partisi ve onun ortağı MHP LGBTİ+'ları hedef göstermiyor, bu ülkede LGBTİ+ ile ilgili herhangi bir sorun yok ve o yüzden de bu metinde yer almıyor yanılgısına düşer. Bu haliyle siyasetten de uzak, siyasetin de sorun alanlarını çözmekten de uzak bir metinle karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.

Tar, kadın ile ilgili de özellikle "Aile Bakanlığı" yerine "Kadın Aile ve Çocuk Bakanlığı" kurulması vaadine ilişkin de "Kadının yerinin aile içinde tarif edildiğini gösteriyor. Diğer mesele de aile kurulmasına dair metin var, sanki bu da AKP ve MHP'nin yarattığı 'aile elden gidiyor' paranoyasını, gerçeklikten uzak, aile kurumunun yıkıldığına dair korku siyasetinin de doğruymuş gibi kabul ettiği ve bunun üzerinden yola çıktığını gösteriyor. Aileyi korumaktan neyi kastettiklerini, AKP'nin yaptığı gibi LGBTİ+'lara 'sapkın' mı denileceğine dair de ortada bir bilgi yok. LGBTİ+'lara sapkın diyen nefret iklimine kapılmaları içten bile değil" değerlendirmesini yaptı.

"Kürt sorununa dair mesaj yok demek doğru değil"

Ortak metinde Kürtlerin haklarına da doğrudan değinilmedi. Ancak DW Türkçe'ye konuşan RAWEST Araştırma'dan Roj Girasun, programda Kürt sorununa dair mesajların olmadığı eleştirilerine katılmadığını ifade ederek "Metinde Kürt sorunu gibi bir ifade olmayabilir ancak Kürt sorununa temel olan başlıklarda vaatler gördük. Parti kapatmanın zorlaştırılması, dokunulmazlıklar, kayyum uygulamasına son verilmesi gibi başlıklar Kürt sorunu başlığında değerlendirilen konular" açıklamasını yaptı.

RAWEST Araştırma'dan Roj Girasun

RAWEST Araştırma'dan Roj GirasunFotoğraf: DW/F. Bozarslan

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın da katıldığı bir televizyon programında, "metinde Kürt yok" eleştirileri üzerine, "Bunlar doğru değil. Doğrudan ve dolaylı olarak Kürt meselesi ile ilgili maddeler var. Dokunulmazlık kaldırılmasının zorlaştırılması, parti kapatılmasının zorlaştırılması, kayyum meselesinin çözülmesi gibi önemli başlıklar var" ifadelerini kullanmıştı.

Aleviler hayal kırıklığı içinde

Ortak mutabakat belgesine Alevilerden de eleştiri var. Belgede Alevilere ilişkin sadece "İmar planları yapılırken cemevleri için mekan ayrılmasını sağlayacağız" ifadelerine yer verildi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri İsmail Ateş, DW Türkçe'ye bu ifadenin hem tehlikeli hem de yetersiz olduğu yorumunu yaptı. Ateş, "Bu ifade kültür merkezi kurulması gibi bir anlam taşıyor. Biz buna karşıyız. Burada cemevlerini kültür merkezi gibi gören iktidar ile aynı noktada yer alınıyor. 'Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir' denilmesi gerekiyor" açıklamasını yaptı.

Programın kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını söyleyen İsmail Ateş, "Açıkçası canımız yandı. 2300 başlık paylaşıldı. Kamuoyuna sözler verildi. Biz Alevi Bektaşiler sabırla bu açıklamayı bekliyorduk. Alevilerin yıllardır on yıllardır dile getirdikleri eşit yurttaşlık taleplerine dair altılı masa çözüm önerileri nelerdir merak ediyorduk. Ancak tek kelime duymadık. Hiçbir yerde Alevilik, Bektaşilik ve Kızılbaşlık hakkında temel hak ve talepler hakkında bir cümle de duyamadık" dedi.

Cumhuriyet ilk yüzyılında Alevilerin zulme uğradığını söyleyen İsmail Ateş, "Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Millet İttifakı'nın en azından bizi tanımasını bizim hakkımızda projelerinde, adımızın geçmesini çok bekliyoruz. Bizi görmezden gelmeleri zaten ısrarla devam eden bir politikaydı. 100 yıldır devam eden Alevileri görmezden gelerek yaşamanın çaresi yok. 2 bin 300 hedefin içinde tek şey istiyorduk. Bizi tanımlamaktan vazgeçin, ama bizi tanıyın, saygı duyun, inancımızı kimliğimizi tanıyın" dedi.

İsmail Ateş, beyannamede yazılı olmadan verilen sözlerin bir anlamı olmadığına da vurgu yaparak "Beni tanımadıktan sonra sözün anlamı yoktur. İbadethane olması temel talep, zorunlu din dersi kaldırılması istiyoruz, Bu sadece Alevilerin değil seküler yaşam savunan Sünnilerin, azınlıkların ve Hristiyanların da haklarını savunduğumuz için söylüyoruz. Bunlar barışın ön koşulu olan başlıklar. Bunlar olmalıydı" şeklinde konuştu.

Ortak Politikalar Mutabakat Metni, geniş katılımlı bir toplantıda Ankara'da açıklandı

Ortak Politikalar Mutabakat Metni, geniş katılımlı bir toplantıda Ankara'da açıklandıFotoğraf: Anka

Cumhurbaşkanı adayına mı bırakıldı?

Metni oluşturmak için ciddi bir emek harcandığına dikkati çeken altılı masa kurmayları da DW Türkçe'ye "Bazı uzlaşılamayan gri alanlar, farklı düşünülen konular metne girmedi ancak seçimi kazandığımız zaman atmosfer ve hava değişecek o zaman bazı konularda yol alınması daha kolay olacak" yorumunu yaptı.

Edinilen bilgiye göre eleştiri gelen bazı alanlara dair mesajlar cumhurbaşkanı adayınca verilecek. Bu noktada partilerin meclis çoğunluğu da bazı vaatlerin şekillenmesinde etkili olacak. Örneğin İstanbul Sözleşmesi konusundan altılı masadaki beş partinin mutabakatı var, ancak Saadet Partisi'nin rezervi var. Bu nedenle sözleşme seçim sonrası seçimin de kazanılması halinde meclis gündemine beş parti tarafından getirilebilecek. Yüksek oy alan partilerin tavırları da bu noktada daha belirleyici olacak.

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem