Mimarlar Odası, deprem bölgesini inceledi, sorunları ve önerileri rapor etti

Mimarlar Odası, deprem bölgesini inceledi, sorunları ve önerileri rapor etti
Raporda yapısal hasara ve kayıplara neden olan bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiği vurgulandı ve deprem sonrası iyileşme sürecinde yapılması gerekenler sıralandı.

TMMOB Mimarlar Odası yerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan deprem raporunu açıkladı. 11-16 Şubat 2023 tarihleri arasında, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu tarafından oluşturulan heyet tarafından bölgede yerinde yapılan inceleme ve tespitler ışığında hazırlanan raporda çarpıcı tespit ve değerlendirmeler yer aldı:

* Bölgede halen devam eden deprem koşulları, kentsel ve kırsal yapı stokunun aldığı orta ve ağır dereceli hasarlar ve iklim koşulları nedeniyle ortak yemekhane, sağlık ocağı, mobil tuvalet, banyo gibi donanımları olan geçici barınma alanlarına acil ihtiyaç bulunmaktadır.

Enkaz kaldırma


* En çok yıkımın yaşandığı ve ağır hasar gören Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya başta olmak üzere depremden etkilenen kentlerin ve kırsal yerleşimlerin tamamında enkaz kaldırma çalışmalarının denetimsiz biçimde yeterli donanım ve gerekli makineler sağlanmaksızın
sürdürüldüğü görülmüştür.

* Bölgede yıkılan veya ağır hasar gören yapıların yıkıntı ve enkazlarının kaldırılmasına yönelik çalışmaların; sulama, atıkların ayrıştırılması gibi gerekli önlemler alınmaksızın, inşaat atığı, döküntü ve moloz kaldırma çalışmaları olarak sürdürüldüğü görülmüştür.

* Tehlikeli kimyasalların yanı sıra asbest, toz gibi zararlı bileşenlerin havaya karıştığı gözlemlenmiş; ayrıca, hasar gören veya yıkılan yapılara ait enkaz ve yıkıntıların gerekli önlemler alınmaksızın yakın bölgelerdeki koruma alanlarına, sanayi bölgelerine boşaltıldığı bilinmektedir.

Hasar tespit

* Hasar tespit çalışmalarına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca oluşturulan ekipler bölgede çalışmalara başlamıştır. Ancak bu ekiplerin, çok sayıda yapının hasar tespitlerinin hızlı ve kısa sürede tamamlanması hedefiyle mesleki uzmanlık alanları ve deneyimler kapsamında sağlıklı biçimde oluşturulamadığına ilişkin çekinceler bulunmaktadır.

** Gözlemsel incelemeye dayalı; binaların hasarsız, az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı, acil yıkılacak ve yıkık olarak sınıflandırılması yoluyla hasar tespit çalışmalarını yürüten ekiplerin karar verme süreçlerinin; bağımsız, tekniğe ve bilimsel ilkelere dayalı olarak sürdürülmesinde sorunlar yaşandığı anlaşılmaktadır.

Bölgede devam eden depremsellik koşulları, artçı sarsıntılar ve yeni depremlere bağlı olarak tespit çalışmalarının güncellenmesine ihtiyaç duyulabileceği öngörülmektedir.

Yeni yerleşim

“TOKİ eliyle üretilecek konutlara dair planlama, yer seçimi, konut sayısı ve altyapı çalışmalarına ilişkin hangi verilere dayalı olarak çalışma yapıldığı açıklanmamaktadır.

Yaklaşık 200 bin konutun 1 yıl içerisinde yapılacağı duyurulmasına karşın Bakanlık verilerine göre; 2020 Elazığ depreminden sonra, Elazığ'da yapımı planlanan 24 bin 963 konuttan, 3 yıl içerisinde ancak 21 bin 140’ı tamamlanabilmiştir. Benzer şekilde, 2020 İzmir depreminde evleri yıkılan ve ağır hasar gören vatandaşlar için TOKİ tarafından yapımı planlanan 5 bin 61 konuttan, 2022 yılı sonuna dek ancak 2 bin 245’i tamamlanabilmiştir.

2003-2022 arasını kapsayan 20 yıllık süreçte TOKİ tarafından 1 milyon 170 bin konut inşa edilmiştir. Buna göre TOKİ yıllık 58 bin 500 konut üretebilmektedir.”

Yapısal hasarların nedenleri

- Afet verileri dikkate alınmaksızın yapılan imar planları ve plan tadilatları,
- İmar affı yoluyla kaçak yapılaşmanın teşvik edilmesi, imar kurallarına aykırı proje ve uygulamalar, kaçak yapılar
- Tarım arazilerinin ve taşıma kapasitesi düşük zeminlerin yapılaşmaya açılması,
- Nitelikli mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetlerinin yapı üretim ve denetim sürecinden dışlanması,
- Mesleki uzmanlık alanlarında teknik eleman yetersizliği ve denetim eksikliği,
- Yapı-zemin ilişkisinin kurulamaması, yapının yüküne uygun olmayan zeminlerde inşaat yapılması,
- Yüksek katlı yapılarla yapı yükünün artırılarak zemin-yapı ilişkisinin bozulması,
- Zemin sıvılaşması,
- Uygun temel seçimi yapılmamasından kaynaklanan hasarlar,
- Sismik yükleri dikkate almayan mimari ve taşıyıcı sistem tasarımlarının yapılması,
- Hatalı malzeme seçimi, işçilik ve uygulamalar,
- Düşük beton kalitesi,
- Düz donatı kullanımı ve yetersiz donatı sayısı,
- Gereken önlemler alınmadan asmolen ve kirişsiz döşemelerin kullanılması,
- Kullanım sürecinde yapılan müdahalelerden oluşan hasarlar,
- Yapıların giriş-zemin katlarında yer alan ticari fonksiyonlar (market, galeri, ofis vb işlevler) nedeniyle yapılan tadilatlar, geniş açıklıklar, asma katlar ve farklı kat yükseklikleri nedeniyle yumuşak kat ve kısa kolon etkisinin oluşması,
- Bitişik yapı düzeninde gerekli düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle çekiçleme etkisinin ortaya çıkması,”

Yapılması gerekenler

Raporda yapısal hasara ve kayıplara neden olan bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiği vurgulandı ve deprem sonrası iyileşme sürecinde yapılması gerekenler şöyle özetlendi:

- Mimarlar Odası, TMMOB'ye bağlı ilgili meslek Odaları ile yerel ve merkezi idarelerin; bölgeye yönelik inceleme ve çalışmalarını işbirliği ve koordinasyon içinde sürdürmesinin sağlanması,
- Bölgede yaşanan olumsuzluklar ve deneyimler dikkate alınarak afet yönetimi ve koordinasyonunun nitelikli hale getirilmesi
- Geçmişte yaşanmış olan tüm afetlerin deneyim ve birikiminin, ilgili kuruluşların kurumsa hafızasının gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülmesi,
- Kırsal alanda ve köy yerleşmelerinde bulunan geleneksel yapıların ve toplumsal yaşamın korunması için gereken önlemlerin alınması,
- Bölgede toplumsal, sosyal yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi için önlem alınması,
- Bölgede yer alan doğal çevrenin, Hatay Milleyha Kuş Cenneti ve çevresi başta olmak üzere, yıkılan yapıların yıkıntı ve atıklarından korunması,

Gündem