MKE fabrikasında patlama davası başladı; sanıklar suçlamaları reddetti

MKE fabrikasında patlama davası başladı; sanıklar suçlamaları reddetti
Aralarında fabrika müdürünün de bulunduğu 3'ü tutuklu 6 sanığın yargılanmasına başlandı.

Makine ve Kimya Endüstrisi'nin (MKE) Ankara Elmadağ'daki Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda 5 işçinin hayatını kaybettiği patlamaya ilişkin 3'ü tutuklu 6 sanığın yargılanmasına başlandı.

Fabrikada, 10 Haziran'da dinamit üretim bölümünde meydana gelen patlamada Ahmet Ünal, Fırat Elverir, İbrahim Özdemir, İhsan Küçükerdem ve Mehmet Kutlu hayatını kaybetmişti.

MKE fabrikasında patlama davası başladı; sanıklar suçlamaları reddetti

Patlamayla ilgili Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuksuz yargılanan fabrika müdürü Durdu Uğur Şık (49), fabrika müdür vekili Kuntay Karabacak (50) ve iş güvenliği uzmanı Aynur Karabaş (49) ile tutuklu yargılanan üretim mühendisi Zafer Sarı (37), asit, dinamit üretim takım lideri Oktay Armağan (47) ve patlayıcı üretim takım lideri Ahmet Atasoy'un (45) "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 15'er yıla hapsi isteniyor.

Ankara 15'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler hazır bulundu.

"Bilirkişi raporu taraflı"

İş güvenliği uzmanı Aynur Karabaş, "Fabrikada çalıştığım süreçte tüm yükümlülükleri yerine getirdiğimi düşünüyorum. Yönetmelikte olan iş güvenliği ile ilgili tüm eğitimleri verdim. Oradaki güvenliği sağlamak sadece iş güvenliği uzmanının görevi değil. Her seferinde temizlik yapılması gerektiğini belirttim. Atölyede otomasyon sistemi mevcut. Söz konusu eğitimleri fiili olarak verdik. Her atölye için hangi vananın ne zaman açılacağını bilmiyorum" dedi.

"Bilmediğiniz bir şeyin eğitimini nasıl veriyorsunuz" sorusu yöneltilen Aynur Karabaş, teknik eğitimin verilmesinden işverenin sorumlu olduğunu belirterek, "Yılda 16 saat yasal zorunluluk olarak eğitim var. Vefat eden şahıslara eğitim verildi. Yeni başlayan kişilere de oryantasyon eğitimi verildi. Bilirkişi raporunda tarafıma isnat edilen "gerekli bilinç oluşturamamıştır" ifadesi çok soyut. Bilirkişinin taraflı olduğunu düşünüyorum. Kazanın oluşumunda bana isnat edilen suçu kabul etmiyorum. Tüm çalışanların anti statik elbise ile çalışması zorunludur. Hepsinin de üstünde vardı bu elbise. Patlamanın olduğu gün ben izinliydim. Ahmet Atasoy, Zafer Sarı ve Oktay Armağan'ın gerekli kontrolleri yapması gerekirdi. Ben eğitimi verdikten sonra gerekli denetimleri yaptım. En son ne zaman atölyeyi ziyaret ettiğimi de hatırlamıyorum. Risk Değerlendirme Raporu benden önce çalışanlar tarafından hazırlanmış. Patlamanın gerçekleştiği atölyede bir sızıntının tespit edilip edilmemesine yönelik bir altyapının olup olmadığını bilmiyorum" diye konuştu.

"Bana bildirilseydi engel olurdum"

Tutuksuz sanık Kuntay Karabacak, patlamanın olduğu gün işçilerin hafta sonu mesaisine geldiğini belirterek, "İşçilerin söz konusu bölümde çalışacaklarına dair haberim olsaydı ve hafta içi bana bir sorun olduğu bildirilseydi buna engel olurdum" diyerek, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Tutuklu sanık Zafer Sarı da fabrikada 1 yıldır üretim mühendisi olarak çalıştığını belirterek, savunmasında şunları söyledi:

"Benim sorumluluğumda 25 atölye var. Normalde temizlik, ustabaşının sorunluluğundadır. Gerekli temizliğin yapıldığına dair ustabaşı bize bir rapor sunar. Kağıt üzerinden ustabaşının temizliği yapıp yapmadığı denetleniyor. Üretim temiz başlayıp, temizlenerek bitirilmelidir. Patlamanın gerçekleştiği alanda 5 kişi görevliydi. İşe yeni başlayan kişiler de oradaymış ve hangi sıfatla orada bulunuyorlardı bilmiyorum. NGL tankının olduğu yer, beton duvarlarla ayrılmıştır sadece tek kapıdan giriş vardır. Manuel olarak kapı açılarak görevlendirilen kişi içeri girebilir. NGL tahliye görevi maktul Mehmet Kutlu'ya aittir. Bu bölgeye yönetmelikte belirtilen özel kıyafetlerle girilmesi gerekmektedir. Üretim yerlerindeki sorumluluğum, bana sadece arıza bildirildiğinde başlar. Onun dışında günlük rutin denetimlerimi gerçekleştiriyorum. Temizlik yapılıp yapılmadığı tanktan belli olmadığı için ustabaşının sözlerine ve imzaladığı kağıda riayet etmek durumundayız. Patlamanın gerçekleştiği alana fabrika müdürü dahil teknik olarak kimsenin girmesi mümkün değildir. Yani tankın olduğu yere sadece orada çalışanlar girebilir. Maktul İbrahim Özdemir'de orada bulunan sorumlu 2'nci kişi olarak da belirtilebilir." (DHA)

Gündem