Muş'ta yaşamına son veren iki kız çocuğu sınav kaygısı yaşıyormuş

Muş'ta yaşamına son veren iki kız çocuğu sınav kaygısı yaşıyormuş
Muş’un Varto ilçesinde, 14 yaşındaki iki kız çocuğunun sınav ve gelecek kaygıları nedeniyle yaşamlarına son verdiği ortaya çıktı. Bıraktıkları sesli mesajda “Okuldan bıktık, öğretmenlerden bıktık” demişler. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise çocukların ölümüyle ilgili inceleme başlatıldığını açıkladı.

Muş’un Varto ilçesinde her ikisi de 14 yaşında olan Atatürk Ortaokulu 8’inci sınıf öğrencileri P.A. ve Z.T, önceki gün P.A’nın babası Cemal A’nın kendilerine ait müstakil evinde yaşamına son vermiş halde bulundu.

Savcılık olayla ilgili soruşturma başlatırken, Evrensel'den Elif Ekin Saltık'ın haberine göre çocukların Liselere Geçiş Sistemi sınavına (LGS) hazırlandığı, sınav ve gelecek kaygıları sebebiyle yaşamlarına son verdikleri belirtildi.

P.A’nın ailesinin yakını olan Çayan Dursun'un Evrensel'e verdiği bilgiye göre çocuklar yaşamlarına son vermeden önce sesli mesaj bırakmış.

Savcılıkta incelemede olan telefonda çocukların “Okuldan bıktık, öğretmenlerden bıktık” dediğini belirtildi.

Mesajda ayrıca şunları söyledikleri ifade edildi: “Allah LGS’nin de eğitim sisteminin de belasını versin.”

Aynı ses kaydında çocukların, yaşamlarına son vermeyi düşündüklerini arkadaşlarıyla paylaştıkları belirtildi. Dursun, “Çocuklar karne alacaktı, muhtemelen notları da iyi değildi. Onun kaygısını da yaşamış olabilirler, savcının aileye açıklaması da bu yönde oldu, biz de oradaydık” diye konuştu.

P.A.’nın dayısı İnanç Işık da ailenin perişan bir halde olduğunu söyledi. Çocukların derslerden, okuldan, sistemden bıktıklarına dair mesaj bıraktıklarını yineleyerek “P.A. dershaneye devam ediyordu. İyi bir lise kazanmak istiyordu” dedi.

'Bu yaşlarda sık görülüyor'

Çocuk ve Genç Psikiyatrı Prof. Dr. Bengi Semerci, bu yaşlarda yaşamına son verme davranışının sık görüldüğünü belirtti. Gençlik dönemi intiharlarının çeşitli nedenleri olduğuna dikkat çeken Semerci, şunları kaydetti: “Bunların başında depresyon gelir. İntihar nedenlerini bazı temel başlıklar altında toplayabiliriz. Bunlardan ilki psikolojik hastalıklardır. En sık intihara yol açan hastalık olarak depresyon karşımıza çıkmaktadır. Derslerde ve işlevsellikte bozulma, ilişkilerin bozulması, saldırganlık, uyku düzeninde değişme gibi durumlarda depresyon düşünülmelidir. İkincisi yaşamsal sorunlardır. Bunların en önemlileri, aile içi sorunlar, ailede şiddet olması, ailede bir ruhsal hastalık ya da intihar girişimi öyküsü olmasıdır. Son önemli neden grubu sosyal uyum bozukluklarıdır. Benlik saygısında azalma, mutsuz olma, kendini soyutlama, sorun çözmede başarısızlık gibi…”

'Özellikle karne dönemlerinde intihar davranışı sıklaşmakta'

Derslerde ve işlevsellikte bozulmanın, uyku ve yeme düzeninde değişimin mutlaka dikkate alınması gerektiğine dikkati çeken yapan Semerci, yaşamsal sorunların da önemine işaret etti. Semerci şöyle devam etti: “Okulda başarılı olamama, ailesinin ve çevresinin ondan beklediği başarıyı gösterememe, başarısızlığın getireceği sonuçlardan endişelenme bunlar arasında sayılabilir. Özellikle karne dönemlerinde intihar davranışı sıklaşmaktadır. Karnelerinin kötü olması nedeniyle evden alacakları tepkilerden korkma, benlik saygısında azalma buna neden olur.”

“Eğitim sisteminin sadece başarı üzerine kurgulanması, başarısız olmanın nedenlerine yönelmek yerine başarısız olanların dışlanması ve ailelerin de bu yarışı körüklemesi, yüksek beklentileri çocukların umutsuzluğa kapılmalarına neden olmaktadır” diye konuştu.

Çözüm önerileri

Çözüme ilişkin Semerci'nin önerileri şöyle: “Çözüm ailelerin ve okulların başarısızlığa kızmak ve cezalandırmak yerine nedenleri araştırması ve nasıl destek olacaklarına yönlenmeleridir. Ayrıca okul psikolojik danışmanlık sistemlerinin geliştirilmesi, danışman sayısının artırılarak riskli çocuklara ulaşım sağlanması, intihar riski açısından bu yaş grubunun bilgilendirilmesi gerekir. Ailelerin uygun iletişim şekilleri bulabilmesi, iletişimlerini sadece okul-ders-başarı üçgeniyle sınırlamaması, çocuklarını daha yakından tanımayı ve onları dinlemeyi öğrenmesi önemlidir.”

Okullarda öğrencilerin durumlarının takibinin önemine değinen Semerci, “Okulda riskli çocukların saptanması, sosyal etkinliklerin artırılması, ders başarısızlığı, kız-erkek arkadaşlıklarındaki başarısızlığın önemsenmesi, okuldan kaçma, izolasyon, başarısızlık gibi durumların takibi ve önlem alınması gerekir. Bu şekilde belirlenen çocukların aileleri ile ilişki kurulmalı ve gerekli durumda uzman yardımı alınmalıdır” diye konuştu.

Bakanlık inceleme başlatıldığını duyurdu

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ise çocukların ölümüyle ilgili inceleme başlatıldığını açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Muş'un Varto ilçesinde 14 yaşındaki iki kız öğrencinin şüpheli ölümüne ilişkin haberlerin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından sosyal inceleme ivedilikle başlatılmıştır" denildi.

Adli soruşturmanın da sürdüğü aktarılan açıklamada, "Olayla ilgili adli makamlarca yürütülen soruşturma devam etmekte olup, konu Bakanlığımız tarafından da yakından ve titizlikle takip edilmektedir. Bakanlığımızca ailelere yönelik psikososyal destek süreci de başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi

(Kısa Dalga)

Gündem