Oxford Üniversitesi: Covid-19 aşısı virüsün bulaştırılmasını büyük ölçüde engelliyor
Oxford Üniversitesi'nde yapılan araştırma, Oxford-AstraZeneca aşısının bireyleri hastalıktan korumasının yanı sıra koronavirüsün bulaştırılmasını "büyük ölçüde" engellediği sonucuna vardı.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Aşıların bireyleri ağır hastalıktan koruduğu üçüncü faz çalışmalarında gösterilmişti ancak bulaştırma üzerindeki etkileri tam olarak bilinmiyordu. Covid-19 salgınının seyri açısından, aşıların bu yöndeki etkisinin kritik önemde olduğu düşünülüyor.
Henüz resmi olarak yayımlanmayan çalışmaya göre, "Aşı, bulaştırma üzerinde de önemli oranda engelleyici etkiye sahip" ve "yeni vaka sayılarının azalmasını sağlayabilir."
Aşıların bireyleri yalnızca ağır hasta olmaktan koruması durumunda toplumsal bağışıklık için nüfusun büyük bölümünün aşılanması gerekiyor ve aşı ancak uygulandığı bireyleri koruyabiliyor. Ancak eğer aşı virüsün yayılmasını da engellerse, aşı olan her birey kendisinin yanı sıra diğerlerini de korumuş olacak ve bu durum salgının seyrinde ciddi bir etki yaratacak.
Pozitif oranı yarıya düştü
Oxford Üniversitesi'nin 17 bin kişiden alınan örneklerle yaptığı araştırma, katılımcılardan her hafta numuneler alarak "ne kadar virüs taşıdıklarını" izledi. İki dozun da yapıldığı kişilerde Covid-19 testlerinin pozitif çıkma oranı yarı yarıya azaldı.
Virüsü taşımayan bireylerin hastalığı bulaştırması da mümkün olmadığından, mevcut sonuçlar aşının bulaştırıcılığa karşı ciddi bir etkisi olduğu şeklinde yorumlanıyor.
İlk dozun 3 aydaki etkisi yüzde 76 düzeyinde
Araştırmada ortaya çıkan diğer bir sonuca göre, Oxford-AstraZeneca aşısı yalnızca ilk dozun yapılmasından sonraki üç ayda yüksek düzeyde koruyucu olmayı sürdürüyor.
Oxford Üniversitesi'ndeki çalışma, İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya'dan 17 bin kişide ilk doz aşının ardından koruyuculuk düzeyinin 3 ay boyunca yüzde 76 düzeyinde kaldığını gösterdi.
İkinci dozun ardından bu oran yüzde 82'ye yükseliyor.
İngiltere'de sağlık otoriteleri, iki aşı dozu arasındaki süreyi uzatarak, mümkün olan en fazla sayıda kişiye ilk dozu en kısa zamanda ulaştırma stratejisini benimsiyor. Bu tercih, uluslararası sağlık çevrelerinde tartışmalara konu oluyor.
Bu düşünceye göre, mümkün olan en çok kişiye ilk dozu yapmak, ölüm oranlarının düşürülmesine katkı sunabilir. Ancak bu plana göre iki doz arasında 12 haftayı, yani 3 ayı bulan süreler bırakılması gerekiyor.
Oxford'daki çalışmayı yürüten uzmanlardan Prof. Andrew Pollard, "Ulaşılan yeni sonuçlar, dünyadaki düzenleyici kurumların aşıya acil kullanım onayı vermelerine dayanak olan aşı denemelerindeki verilere önemli bir doğrulama imkanı sunuyor" diyor ve ekliyor:
"Sonuçlar aynı zamanda İngiltere Aşılama ve Bağışıklık Komitesi'nin (JCVI) iki doz arasında en fazla 12 hafta bırakma tavsiyesini de destekler nitelikte."
Londra'daki Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi'nden Prof. Dr. Stephan Evans da son araştırmanın İngiltere'deki aşı dozları arasında bırakılan süreye ilişkin tercihi desteklediği görüşünde:
"Bu sonuçlar iki doz arasında 28 ya da 42 günden fazla ara verilmesinin aşının koruyuculuk düzeyine olumsuz etki etmediğini gösteriyor."
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock ise Oxford'un araştırmasının "son derece umut verici" olduğunu belirterek, bunun aşının bulaştırıcılığı da engelleyeceğine yönelik görüşe önemli bir dayanak sağladığını kaydetti.
İngiltere'de 9,6 milyondan fazla kişiye aşının ilk dozu yapılırken, tüm dünyada 100 milyondan fazla dozun uygulandığı tahmin ediliyor.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.