Öztrak: Asrın depremi diyerek ‘asrın ihaneti’nin üstünü örtemezler

Öztrak: Asrın depremi diyerek ‘asrın ihaneti’nin üstünü örtemezler
CHP Sözcüsü Fak Öztrak, "Milletin imdadına koşamayanlar beceriksizliklerinin üstünü algı operasyonlarıyla kapatmaya uğraşıyorlar" dedi.

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkıma yol açan depremler hakkında konuştu.

Albert Camus'nun "Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız insanlarının nasıl öldüğüne bakın" sözlerini hatırlatan Öztrak, "Ne yazık ki ülkemizde bu sözü çok sık tekrarlamak zorunda kalıyoruz. Bu son felaket de gösterdi ki ülkemizde en ucuz şey insan hayatı ve insan hayatının ucuz olduğu ülkelerde kibirli yöneticiler, her ölüme ‘kader’ diyor. Büyük bir kibirle sorumlusu olduğu ölümleri bile kabullenmiyor, hiçbir suçu üstlenmiyor" dedi.

"Kader deyip geçmeye kalkarlar"

Öztrak, şöyle devam etti:

"Bu kibir abideleri, Sayıştay’ın uyarılarına rağmen hiçbir önlem almazlar. Kömür madeni patlar madencilerimiz ölür. ‘Kader’ deyip geçmeye kalkarlar. Dere yatağına ev yapılmasına izin verirler. Sel olur. Yurttaşlarımız sele kapılır, hayatını kaybeder. ‘Kader’ deyip geçmeye kalkarlar. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ derler, kendilerine uçan saraylar alırlar. Ama bir yangın söndürme uçağı almazlar. Ülkenin ormanları yanar. Ormanla beraber vatandaşlarımız yanar. ‘Kader’ deyip geçmeye kalkarlar. Ülkenin tüm bilim insanları uyarır. Devletin kurumları uyarır. Deprem gerçeğine aldırmazlar. 20 yıl el parasıyla bu ülkeyi ‘yönetirmiş’ gibi yaparlar. Paralar gösterişe gider. Ruhsatsız, eksik gedik konutlara imar barışı çıkarıp para toplarlar. Paraları depreme dayanıklı kentler için değil, seçim için harcarlar. Vatandaşın evlerini mezara çevirirler. Depremde on binlerce insanımız ölür. ‘Kader planı böyleymiş’ deyip geçmeye kalkarlar. Bu ülkede iyi bir şey olursa kendindendir. Kötü bir şey olursa kaderdendir. Utanmadan suçu Yüce Allah’a yıkmaya kalkarlar.

"Oysa kader, gayrete âşıktır. Dünyada güzel olan, doğru olan her şey gayretin ürünüdür. Milletimiz seni; ‘felaketlere karşı tedbir al’, ‘canımı koru’ diye seçiyor, sen tedbir almıyorsun, sonra felaket olunca ‘kader planı’ diyorsun. İşin içinden sıyrılmaya kalkıyorsun. Kendi hatalarını görmeyen, günahlarının sorumluluğunu kadere yıkan, kibir hastalığıyla malul bu kafa ülkeyi yönetemiyor. Memleketimiz savruluyor."

Enkazın altındakilerin ‘Sesimi duyan var mı?’ diye bağırdığını söyleyen Öztrak, "O sesler tüm Türkiye’yi kahrederken, saraydakiler; muhalefete parmak sallamakla, milleti azarlamakla, trollerine millete hakaret ettirmekle uğraşıyordu" dedi.

Saray ve şürekâsının 36 saat ne yapacağını bilemediğini ifade eden Öztrak, ne arama kurtarma ekiplerinin ne de askerin seferber edilebildiğini kaydetti.

Deprem bölgesinde tablonun hala çok ağır olduğunu ifade eden Öztark, "Özellikle barınma, ısınma, hijyen ve iletişim konusunda ciddi sıkıntılar var. Belediyelerimiz bu aşamadan sonra kentlerimizin temizliği, barınma, ısınma, hijyen yardımlarına daha fazla odaklanacaklar. Depremzedelerin acil olarak çadır ve konteynerlere ihtiyacı var. Belediyelerimiz bu malzemelerin temininde zorlanıyorlar" diye konuştu.

"Görüntüler kabul edilemez"

Yağmacı olduğu iddia edilen kişilere yönelik işkence görüntülerine de değinin CHP Sözcüsü, şunları söyledi:

"Yine yağma ve yağmacılara yönelik olduğu iddia edilen akıl almaz görüntüler sosyal medyada dolaşıyor. Yağma ve yağmacılara karşı her türlü tedbir mutlaka alınmalıdır. Ama hukuk devleti olduğumuzu unutmadan, hukuk içinde kalarak. Bu ülkenin polisi, askeri, kolluk güçleri, adliyesi hem suçluları engelleyecek önlemleri almalı hem de hukuk devleti olmanın gereğini yapmalıdır. Biliyoruz, ülkemizde hukuk devletinin kolonları tek adam rejim depremiyle zaten yıkıldı ama bu üçüncü dünya devleti görüntüleri hiçbir şekilde kabul edilemez. Deprem bölgesinde hem vatandaşlarımızın hem de misafirlerimizin güvenlik kaygıları derhal giderilmelidir.

"Milletin canını kurtarmayanlar, imaj kurtarma peşine düştü"

Öztrak, deprem bölgesindeki organizasyonsuzluğun hala devam ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İlk deprem geçtiğimiz pazartesi sabah saat 4.17’de gerçekleşti. AFAD sabah saat 4.39’da depremi büyüklüğüyle beraber tüm dünyaya duyurdu. Sabah 5.30’da atama Cumhurbaşkanı Yardımcısı AFAD’a geldi. Ancak vahametin boyutunu bilmelerine rağmen şahsım hükümeti o sabah tüm deprem bölgesini ne hikmetse afet bölgesi ilan edemedi. Askerimizi sahaya süremedi. Depremin üzerinden 36 saat yani tam bir buçuk gün geçtikten sonra bunu akıl edebildi. O kadar saat neyi bekledi? Bu ülkede her şeye, tek bir kişi karar veriyor. O karar verene kadar da 36 saat boş yere geçti. Millet enkazın altında bir başına kaldı. Bu süre zarfında milletin canını kurtaramayanlar, imaj kurtarmanın derdine düştü.

"Beceriksizliklerinin üstünü algı operasyonlarıyla kapatmaya uğraşıyorlar"

"Erdoğan, milleti tehdit etti. Defter tutmaktan, zamanı gelince o defterleri açmaktan bahsetti. Radyo Televizyon Üst Kurulu, televizyonları tehdit etti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu depremdeki tek iletişim aracını sosyal medyayı kararttı. Hükümet enkaz altında kalanların yardım çığlıklarının duyulmasını engelledi. Bu vebalin sorumlusu kim? Hükümet, hakaret; yalan haber deyip önüne gelene dava açtı. İletişim Başkanlığı işi gücü bırakmış, depremi ‘asrın depremi’ ilan etmeye soyunmuş durumda. Algı operasyonlarıyla, ‘Afet o kadar büyüktü ki biz bir şey yapamazdık’ demeye getirdiler. Milletin imdadına koşamayanlar beceriksizliklerinin üstünü algı operasyonlarıyla kapatmaya uğraşıyorlar.

"Asrın ihanetinin üstünü örtemezler"

"Depremin geleceği belliydi. Bu kentleri depreme karşı güçlendirmek için hiçbir önlem almadılar. Ellerinde uygulanabilir, deprem müdahale planı olmadığı için çok kıymetli dakikaları kaybettiler. Şimdi çıkıp ‘Asrın depremi’ diyerek, neden oldukları ‘asrın cinayeti’nin, ‘Asrın ihaneti’nin üstünü örtemezler. Koca koca adamlar, Nebati Bakanıyla, Binali’siyle kameralar önünde yer kapma yarışı yaparken milletimiz enkazın altında bir başına kaldı. Bunun üstünü örtemezler. Binlerce liralık paltolarıyla, ceketleriyle, atkı ve bereleriyle, koca koca adamlar kameralar önünde tespih tanesi gibi dizildi. Üzerlerinde mont bile olmayan, ufacık depremzede çocuklarımızı kendilerine dekor yaptılar. Bundan da hiç utanmadılar. Çünkü bunlar için her şey gösteri, her şey gösteriye dâhil. Ne diyelim, o rezil imaj parlatma çabanız yerin dibine batsın." (ANKA)

Gündem