Prof. Dr. Köksal uyardı: Deprem tahminleri kaygıyı ve kalp krizi riskini artırdı
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, sadece son haftada 8 hastasının çarpıntı ve stres şikayetiyle kendisine başvurduğunu ve bu hastalardan ikisine ameliyat yapmak zorunda kaldığını anlattı.
Prof. Dr. Köksal, TV'lerde ya da sosyal medyada depremin olacağı güne dair kehanette bulunanların da insanlardaki stresi daha da artırdığını, bunun da kalp şikayetlerini tetiklediğini belirterek şu bilgileri aktardı:
Bölgede de kalp krizi arttı
"Özellikle de 50 yaş ve üstü, depremi bölgede yaşayan insanlar, hele bir de sürekli kullandıkları ilaçları varsa ve alamadılarsa ciddi kalp problemleri yaşıyorlar. Şu anda belki tam sayı henüz belli değil ama, bölgedeki arkadaşlarımızdan duyduğumuz kadarıyla maalesef deprem bölgelerinde kalp krizi vakaları arttı.
Son hafta içinde yaklaşık 8 hastam geldi. 8 hastamın da şikayeti çarpıntı ve tansiyon yüksekliğiyle nefes darlığıydı. Bunlardan iki hastaya ameliyat gerektiğini söyledim maalesef. Bir hastam çok tipikti, 1999 depremini yaşamış, hala o korkuyla yaşıyor ve son depremden sonra bu korkuları artmış ve maalesef şikayetsiz takip ettiğimiz bu hasta grubunu, kaygı ve endişelerin artması nedeniyle ameliyat grubuna almak zorunda kaldık.
Kaygı ve endişe sonucu salınan hormonlar çarpıntıyı arttırıyor, en önemlisi de tansiyonu yükseltiyor. Genç yaşlarda yüksek kontrolsüz, yüksek tansiyon ise kalp krizi riski kadar, ana (aort) damarda yırtılma riski de taşıyor.
Tahminler kaygıyı artırıyor
Özellikle altını çiziyorum, uzun süreli kaygı ve endişe, kalp krizi ve inme riskini 6 kat arttırıyor. Lütfen gelecek olan depremler, olası felaketler için insanlara sürekli uyaran vermekten vazgeçelim. Bununla ilgili yapılan tahminler insanlara kaygı ve endişe yaşatmaya devam ediyor. İnsanların kaygı ve endişeleri arttığı sürece de kalp krizi ve inme riski daha da artacaktır.
İki grup hasta var
İki grup hastamız var risk bakımından. Birisi gerçekten kaygı ve endişe sonucu çarpıntı ve tansiyonu yükselen hastalar, göğüs ağrısı tarif edenler. Biz bunlara kabaca EKO veya birtakım testler yaparak gerçek kalp hastası olup olmadığını ayırt edebiliyoruz.
Eğer gerçek kalp hastası değillerse psikolojik destek için ilgili birimlere yönlendiriyoruz. İkinci grup ise risk altında olan, 60 yaş ve üstü, şeker hastası, sigara içen, obez hastalar. Ya da daha önceden kalp hastalığı tanısı konmuş veya müdahale edilmiş kalp hastaları. Bu grupta çok daha yakın takip gerekiyor. Daha önceleri şikayeti olmadığı için ameliyat etmediğimiz hastalar var ama artık biz bu hastaları nefes darlığı, çarpıntı şikayetlerinden dolayı yavaş yavaş ameliyat grubuna almaya başladık." (DHA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.