Prof. Dr. Şenol Babuşçu: THY, BOTAŞ, Türk Telekom'un bir kısmının satışı söz konusu olabilir

Prof. Dr. Şenol Babuşçu:  THY, BOTAŞ, Türk Telekom'un bir kısmının satışı söz konusu olabilir
Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, Şimşek’in bütçe gelirlerini arttırmak için çalışmalar yaptığını belirterek Varlık Fonu’ndaki bazı şirketlerin satışının analiz edildiğini kaydetti.

Türkiye ekonomisini “rasyonel” politikalarla krizden çıkarmak üzere ekonomi yönetiminin başına geçen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ilk ziyaretinin Birleşik Arap Emirlikleri’ne olması gündemdeki yerini koruyor.

Hürriyet yazarı Hande Fırat, bu ziyarete ilişkin "Enerji, savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda Türkiye’deki yatırımlarla ilgilenen ve somut adımlar da atan Birleşik Arap Emirlikleri’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kurban Bayramı sonrası yapacağı ziyaret sırasında anlaşmalar imzalanacak" dedi.

Cumhuriyet'ten Rıfat Kırcı'ya konuşan Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşçu ise Mehmet Şimşek’in bütçe gelirlerini arttırmak için çalışmalar yaptığını belirterek Varlık Fonu’ndaki bazı şirketlerin satışının analiz edildiğini kaydetti.

Babuşçu şunları söyledi: “Türk Hava Yolları’nın (THY) bir kısmı, BOTAŞ, Türk Telekom gibi Varlık Fonu’nda bulunan şirketlerin bir kısmının satışı söz konusu olabilir. Ancak ABD, Avruğa Birliği ve Japon sermayesinin bu güvensizlik ortamında bu şirketlere talip olması zor görünüyor. Bu da satışların Ortadoğu ülkelerine yapılacağını gösteriyor. Güven çok kolay kaybediliyor ve uzun sürede zor kazanılıyor. Ekonomi uzun süre bu şekilde idare edilmezdi. Bu nedenle yabancı sermayeyle iyi ilişkileri olan iki isim getirildi: Hafize Gaye Erkan ve Mehmet Şimşek. Bu insanların kişisel ilişkilerini kullanarak yabancı sermaye getirilmesi planlanıyor. Ancak kişisel ilişkilerle 50-60 milyar doları birkaç senede getirebilir. Ancak söylendiği gibi 6 ay içerisinde 100 milyar dolar gelmesi mümkün değil.”

Ekonomi yazarı Uğur Gürses ise 100 milyar dolar iddiasının temelsiz olduğunu söyledi. Gürses, “Nereye, ne zaman, hangi alana gelecek. Birisinin somut bir şey söylemesi lazım. Türkiye bu yoldan daha önce geçti. 2000’li yılların ortalarında Türkiye’nin AB ile müzakere tarihi aldığı sırada başladı. 2006’dan sonra rekor kırıldı ve 85-90 milyar dolar ülkeye girdi. Bu para girişinin nedeni Türkiye’nin Avrupa Birliği standartları içerisinde hukuk içerisinde girmesiydi” dedi.


Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez "Artık ekonomimizi dayanıklı kılmak için güvenli patikalara ihtiyacımız var. İkinci yüzyılın kalkınma reçetesi can suyu değil kaynağın sürekli canlı kalmasını sağlayacak sürdürülebilir. Liyakatle yönetilen kurumlarımızın, bağımsızlığı, şeffaflığı ve hesap verir yaklaşımı, üretim ve yatırım atmosferinin bağışıklığını güçlendirecektir" diye konuştu. (Kısa Dalga)

Gündem