Saldırıya uğrayan gazeteci Acarer: "Kaybediyorlar ve çok korkuyorlar ama biz korkmuyoruz"

Saldırıya uğrayan gazeteci Acarer: "Kaybediyorlar ve çok korkuyorlar ama biz korkmuyoruz"
Berlin’de saldırıya uğrayan gazeteci Erk Acarer, “Fikri Sağlar ve eski MİT Daire Başkanı Mehmet Eymür bir suikastlar dönemini işaret etmişlerdi. Ama şunu söylemek istiyorum: Bu dönem kalıcı bir dönem değil artık" dedi.

Almanya'nın başkenti Berlin'de evinin bahçesinde Türkçe konuşan üç kişinin saldırısına uğrayan gazeteci Erk Acarer, ARTI TV'de ekrana gelen "Medya Kritik" programında Kısa Dalga Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş'ın sorularını yanıtladı. 

Telefonda aldığı tehditlerin özellikle son birkaç gündür yoğunlaştığını belirten Acarer, polise şikayette bulunduğunu, saldırının, AKP-MHP iktidarına karşı yazdığı, söylediği her şeyin doğru olduğu anlamına geldiğini ifade etti.

“Yazmayacaksın artık bunları”

Artı Gerçek’in aktardığına göre Acarer, yaşananları şöyle anlattı:

"Kapıdan giren komşumuzu bekliyorlar ve açık kalan kapıdan giriyorlar. Üç evin ortak kullandığı bir bahçe var, ben orada çalışıyordum. Küfürler ederek 'Yazmayacaksın artık bunları' dediler ve saldırılar.

Üçü de ellerini cebinde tutuyordu, bir silahla geldiklerini anlamış olduk. Çok hızlı oldu zaten, darp ettiler. Komşulardan tepki gösterenler ve 'polis' diye bağıranlar oldu. Bunun üzerine de telaşlandılar ve kaçmaya başladılar.

Benim önümde bir içecek kutusu vardı, onu attım ve arkalarından koşmaya başladım. Bunu gazetecilik refleksiyle yaptığımı sonradan anlıyorum çünkü onları yakalayıp mücadele etmek gibi bir şansım yoktu. Ama bağırdım ve işaret ettim, bunlar saldırgan ve belki etraftan görüntü alacaklar, eşkal tarifi yapacaklar olur diye.

Sonra ambulans ve polis geldi, hastaneye gittik. O saatten sonra evimde ve etrafımda polisler oldu. Hastanede kafamdaki şişlikten endişe ettiler, kırıktan şüphelenip tomografi çektiler. Ama olumsuz bir durum karşımıza çıkmadı. Şu anda biraz ağrılarım var ve toparlanmaya çalışıyorum"

“Yazdıklarımız sonucu bu hadise yaşandı”  

Acarer, olayın faillerinin kim olabileceğine dair soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Açıkçası ben tetikçilerle ilgilenmiyorum çünkü tetikçilerin kim olduğunu bilebiliyoruz. Daha önce bir keşif yapılmış ve organize bir program var burada, onu çok net anlıyoruz. Bir kez daha ifade edeyim, son bir aydır yazdıklarıma halkımızın tekrar bakmasını isterim. Çünkü çok doğru şeyler yazmışız, çok doğru tespitler yapmışız, bunun sonucunda da bu hadise yaşandı.

O bağırdıkları 'yazmayacaksın'dan yola çıkarak diyebilirim ki, daha çok yazacağım, inat olsun diye daha fazla yazacağım, kamuoyunu daha fazla bilgilendireceğim çünkü biz birlikte umudu olan, yaşama şansı olan, her şeyin eşit bölüşüldüğü bir ülke istemekteyiz. Dolayısıyla sadece ben değil, pek çok kişi bu idealin peşinde koşarken kaybedeceklerini anlayan bir iktidarın bu kaprislerine boyun eğmeyiz, bunu da herkes böyle bilsin isterim.”

“Kaybediyorlar ve çok korkuyorlar”

Kemal Göktaş'ın, "Türkiye'de de birçok gazeteci ve siyasetçi benzer saldırılara uğradı. Bu anlamda bir ihraç yaptık sanırım. Aynı yöntemi yurtdışındaki gazetecilere yönelik de devreye soktukları anlaşılıyor. Almanya bu konuda daha fazla tehlike arz ediyor çünkü bu tür illegal örgütlenmeler, çete grupları Almanya'da daha fazla sanırım. Buna dair görüşünüz nelerdir?" sorusuna Acarer, şöyle yanıt verdi:

"Okumanız çok doğru. Sadece ben değil buradaki ve Türkiye'deki gazeteci arkadaşlarımız her saldırganlığa, her terbiyesizliğe, her hedef göstermeye rağmen hiç de işlerinden vazgeçmiyorlar. Artıracaktır bunlar çünkü her faşizan koşulların olduğu dönemde bunlar olur. Kaybediyorlar ve çok korkuyorlar gerçekten ama şunu bilsinler: Biz onlar kadar korkmuyoruz, hatta hiç korkmuyoruz. Dolayısıyla gazeteciler işlerini yapmaya devam edecekler. Eninde, sonunda bu geçecek bir dönemdir."

“Bekliyordum”

Acarer, kendisine gelen tehditlerin hangi olaydan sonra arttığına dair gelen soru üzerine de şunları söyledi: 

"Şüphesiz Sedat Peker'in yaptığı açıklamalardan sonra ve bu açıklamaların gazeteciler tarafından mercek altına alınmasından ve bu iddiaların doğrulanmasından sonra çok fazla tedirgin olduklarını gördük. Ben böyle bir saldırıyı bekliyordum; hem posta kutumdaki e-postalardan bekliyordum, hem isimsiz gönderilen Whatsapp yazışmalarından bekliyordum, hem o küstah küfürlerden ve hedef göstermelerin yoğunlaşmasından bekliyordum. Ama elinde bilgi olan gazeteci bunları kamuoyuyla paylaşır. Bundan sonra da paylaşmaya devam edecektir. Bu noktada saldırıların yoğunlaşabileceğini düşünüyorum. Fikri Sağlar'ın ve eski MİT Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün söyledikleri önemlidir, bir suikastlar dönemini işaret etmişlerdi. Ama şunu söylemek istiyorum dostlarımıza: Bu dönem kalıcı bir dönem değil artık."

Gündem