Samandağlı kadınlar depremde yitirdikleri için bahhur ve rihen dallarıyla yürüdü

Samandağlı kadınlar depremde yitirdikleri için bahhur ve rihen dallarıyla yürüdü

Hatay Samandağ’da kadınlar, depremde yaşamını yitirenler için ellerinde bahhurlar ve rihen (mersin) dallarıyla yürüdü.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 40 gün geçti. Yaklaşık 49 bin kişinin yaşamını yitirdiği deprem nedeniyle yüzbinlerce kişi de yurdunu terk etmek zorunda kaldı. 11 ilin etkilendiği deprem bölgesinde yurttaşlar bu günlerde sağanak yağışın neden olduğu sel ile mücadele etmek zorunda kaldı.

Depremlerde en büyük yıkımın yaşandığı bölgelerden birisini de Hatay’ın Samandağ ilçesi oluşturuyor. Samandağlı kadınlar, bugün depremin 40’ıncı günü nedeniyle yitirdikleri için yürüyüş düzenledi.

Kadınlar ellerinde bölgenin yöresel ritüelleri olan bahhur ve rihen dalları ile yürüdüler, tütsü yaktılar. Kadınların yürüyüşüne bölgedeki birçok siyasi parti, sivil toplum örgütü de destek verdi.

Kadınlar yürüyüş sırasında “Hüznümüz İsyanımızdır”, “Afet Değil Katliam” yazılı pankartlar taşıdı. Büyük kesimini Arap Alevilerin oluşturduğu Samandağ’da düzenlenen yürüyüşte kadınlar “Gitmedik buradayız” anlamına gelen Arapça “Ma Rıhna Nıhna Hovn” ve "Helalleşmek yok, affetmek yok" sloganını attı.

"Halkın yüreğindeki en büyük acı kurtarılmamasıdır"

Yürüyüşe destek veren HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Bu yürüyüş depremin 40’ıncı günü vesilesiyle gerçekleşti. Bütün Samandağ halkı, canlarını yitiren bütün insanlar için, Arap Aleviler için çok önemli bir ritüel olan bahhurlarımızı yaktık, tütsülerimiz yaktık. Ellerimizde reyhanlarımız var" dedi.

Cenazelerini gelenek ve göreneklerine göre gömemediklerini söyleyen Hatimoğulları, "Bugün 40’ıncı gününde depremde yaşamını yitirmiş bütün canlarımız için bahhurlarımızla, reyhanlarımızla onları sonsuzluğa uğurluyoruz" diye konuştu.

Hatimoğulları, şöyle konuştu:

"Siz de gördünüz yol boyunca atılan sloganları ve halkın ne demek istediğini, halk diyor ki ‘Biz ölüme terk edildik, bize arama kurtarma çalışmaları ve yardımlar gelmedi.’ Halkın en büyük tepkisi bu, bu bir deprem sonrası yıkım evet ama daha sonra yaşamını o enkaz altından ‘Bizim canlarımızı kurtarın’ diyen insanları kurtarmayanlar, buraya ekiplerini göndermeyenler, AFAD’ı kazmasız, küreksiz gönderenler, bu iktidar bunun hesabını verecek. Bu halkın şu anda yüreğindeki en büyük acı ve isyanı tam anlamıyla ölüme terk edilmiş olmamızdır, kurtarılmamamızdır, yardım elinin hale şu güne kadar kamu tarafından yeterince uzatılmamasıdır.”

"Bizim canlarımız karanlığın altında öldü, kimse gelmedi"

Yürüyüşe katılan Samandağlı bir yurttaş ise şunları söyledi:

“Ne olsun? Biz 3 gün boyunca kimseyi görmedik, sessiz, karanlık, sessiz çığlıklar içinde sesimizi duyan var mı diyen insanların biz seslerini duyduk ama kimse gelip yardım edemedi. AFAD vardı malzeme yoktu. Bizim canlarımız sessiz sedasız karanlığın altında öldüler. Kimse gelmedi, hiç kimse yoktu. Biz burada iletişim kuramadık kimseyle, kimse kimseye ulaşamadı. Bütün canlarımız enkaz altında kaldı, evlerimiz, yaşamlarımız, hayatlarımız söndü ve bizden helallik istiyorlar, helallik yok biz herkesle hesaplaşacağız.” (ANKA)